3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde buruk kutlama
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) son zamanlarda basın özgürlüğüne vurulan yeni darbeler nedeniyle “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü”nün buruk kutlandığını belirtti.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) son zamanlarda basın özgürlüğüne vurulan yeni darbeler nedeniyle “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü”nün buruk kutlandığını belirtti.
Başta hükümetler olmak üzere tüm kesimlere basın özgürlüğüne bağlılığa saygı gösterme çağrısı yapan KTGB, basın özgürlüğü için kaygı belirtti, örgütlü hareket etmenin önemine dikkat çekti.
KKTC’nin dünya basın özgürlüğü endeksinde 76’ncı sırada yer aldığını belirten KTGB, “Çağdaş, özgürlükçü ve demokratik ülkelerin çok çok gerisinde kaldık” değerlendirmesinde bulundu.
KTGB Yönetim Kurulu, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle açıklama yaptı.
Bu özel günün basın özgürlüğünü ve meslek etiği konularını düşünmek ve değerlendirmek için bir fırsat olarak görüldüğünün ifade edildiği açıklamada şunlar kaydedildi:
“Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) 1991'deki Genel Konferansı'nın tavsiyesiyle 1993’te BM Genel Kurulu tarafından ilan edilen “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü”nü ülkemizde, basın özgürlüğüne son zamanlarda vurulan yeni darbeler nedeniyle bir kez daha buruk kutluyoruz.
Gün vesilesiyle, başta hükümetler olmak üzere tüm toplum kesimlerine basın özgürlüğüne bağlılığa saygı göstermeleri gerektiğini hatırlatırken, biz gazeteciler de bu özel günümüzü basın özgürlüğü ve meslek etiği konularını düşünmek ve değerlendirmek için bir fırsat olarak görüyoruz.
Ülkemiz medyasındaki tablo, basın özgürlüğü açısından kaygımızın giderek artmasına yol açarken örgütlü hareket etmenin önemini de bir kez daha kavrıyoruz.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü bu yıl “Dijital kuşatma altında gazetecilik” temasıyla kutlanıyor. UNESCO bu temayla, dijital devrimin gazetecilik üzerindeki etkinlerini tartışmaya açarken ne yazık ki ülkemizde henüz basın özgürlüğü ilkel güdülerle baskılanarak basın kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Bizler, mesleğimize dair gelişmeleri değil darbeleri konuşmak zorunda bırakılıyoruz.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün her yıl açıkladığı dünya basın özgürlüğü endeksinin 2021 sonuçlarına göre Kıbrıs’ın kuzeyi, 180 ülke arasında 76’ncı sırada yer alarak çağdaş, özgürlükçü ve demokratik ülkelerin çok çok gerisinde kaldı.”
“Yönetenler basın özgürlüğünü bir gün kendilerine de yarayacak bir değer görmekten çok uzakta”
Kıbrıs Türk basını ve gazetecilerin, ilk Türkçe gazetenin yayımlandığı dönemden de önce yönetenlerin baskısı, şiddeti ve kontrol altında tutma çabalarıyla boğuştuğunun ifade edildiği açıklamada şunlar kaydedildi:
“Özellikle son dönemde ülkeyi yönetenlerin gazetecilere ve gazetecilerin ortaya koyduğu ürünlere yönelik yaklaşımlarıyla, basın özgürlüğünü bir gün kendilerine de yarayacak bir değer olarak görmekten çok uzak olduklarını ortaya koyuyorlar.
Devletin zirvesinden, alt kademelere kadar yöneticiler kendilerinin sorgulandığı ve/veya yaptıkları hataların ortaya konulduğu durumlarda, gazetecileri yalancılıkla dahi suçlar hale geldi. Ülkeyi yönetenler ve güç odakları, gazetecileri, kendileri için çalışan halka ilişkiler uzmanları olarak görmeyi tercih ederek sadece kendi servis ettikleri haberlerin yayımlanmasını istemektedir. Bu çevrelerin böylesi talepleriyle gazetecilik mesleğini ayaklar altına almakta hiçbir çekince duymadıklarına tanık olmaktayız.
Oysa, iktidarların düşlediği dikensiz gül bahçesi şeklindeki bir basının ne ülkeye ne hizmet etmekle mükellef oldukları halka ne de demokrasiye bir katkısı olur.
Kısa süre önce Dış Basın Birliği Başkanı meslektaşımız, üyemiz Rasıh Reşat, devletin tepesinden gelen siyasi baskıyla görevinden ve örgütünden istifa etmek zorunda kaldığını açıklarken, bu gelişmenin hemen ardından, yayımladığı bir karikatür/kolaj nedeniyle Avrupa Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent, Türkiye Cumhuriyeti’nde açılan davada, KKTC’deki davadan beraat ettiğine aldırılmaksızın cezaya çarptırılabilmiştir.
Her iki olay da basın ve ifade özgürlüğünün biraz daha tırpanlandığının göstergesi niteliğindedir ve kaygı vericidir.”
“Bilgi edinme yasası gazetecilerin önünde bariyer”
Son dönemde gazetecilerin bilgiye erişimini engelleme çabaları olduğu, bu nedenle sıkıntı yaşandığının belirtildiği açıklamada şu ifadeler eyer verildi:
“Ağırlıklı olarak siyasal iktidarlar, gazetecinin kamu adına görev yaparken bilgiye ve belgeye ulaşmasını engellemeyi bir marifet haline getirmiş durumdadır. Halkın bilgi edinebilmesi kaygısıyla çıkarılan “Bilgi Edinme Yasası” adeta gazetecilerin önüne bariyer ve işini zorlaştırıcı unsur olarak kullanılıyor. Bir gazetecinin sorduğu herhangi bir soruyu beğenmeyen bürokrat ve teknik elemanlar dahi “Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde başvur, sana bir yanıt veririz” diyor ancak çoğu zaman sorulan soruya doğru yanıt verilmediği gibi yasanın öngördüğü sürede yanıt verilmeyerek yapılmak istenen haber etkisizleştiriliyor. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu yasanın gazetecinin değil halkın bilgi edinebilmesi için çıkarılmış bir yasa olduğunu hatırlatmak isteriz.”
Davalar, totaliter rejimlerin örnek alınmasının somut yansıması
Gazeteciler aleyhine, yazdıkları haber, yazı veya sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açılan ceza davalarına da işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Ülkeyi yönetenler ve onlara mali ve siyasi destek verenlerin son dönemde Kıbrıs’ın kuzeyinde basın özgürlüğünü daha da baskı altına alabilmek için yeni enstrümanları devreye koyması da meslek açısından tehlikeli bir hal almıştır. Gazeteciler aleyhine, yazdıkları haber, yazı ve/veya sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açılan ceza davaları, totaliter rejimlerin örnek alınmasının somut yansımasıdır.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği olarak bu ve buna benzer basın ve ifade özgürlüğünü tehdit eden veya sınırlamaya çalışan hukuk kılıfı altındaki tüm girişimlerin karşısında olduğumuzu ve olmaya devam edeceğimizi bir kere daha vurgulamakta yarar görüyoruz.
İdarenin kendilerini eleştiren, hata, yolsuzluk, ihmal ve kusurlarını ortaya koyan haberler ve gazetecileri susturmak için başvurdukları yollar, demokrasinin ve çağdaş değerlerin de katledilmesi noktasına gelmiştir. Bu bağlamda gazetecilerin Ceza Yasası kapsamında yargılanmasının önüne geçebilmek adına KTGB olarak yasa değişikliği çalışması başlattığımızı da bu vesile ile duyurmak isteriz.”
Özel hayatın ve hayatın gizli alanının korunması yasası
Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası’nda gazetecilerin mesleklerini icra etmelerinin önünde engel olan maddeler olduğunun, değişmesi yönünde geçen yıl haziran ayında sunulan değişiklik önerisine rağmen bu konuda halen adım atılmadığının dile getirildiği açıklamada, şunlar belirtildi:
“Bu da başka bir kaygı noktamızdır. Halen bu yasa tahtında açılan davada kimlik ve pasaportlarına el konulmuş meslektaşlarımız olduğunu da hatırlatırız.
Aralarında gazetecilerin de bulunduğu bir grup Kıbrıslı Türk’ün yakın geçmişte Türkiye’ye girememesi ve bu konuda kamuoyuna şeffaf ve doyurucu açıklama yapılmaması da, kaygıyla karşıladığımız bir konu olarak gündemdeki yerini korumaktadır.
Tabii ki ülkemizde basın özgürlüğünü tehdit eden yalnızca siyasal iktidarlar ve devlet otoritesi değildir. Zaman zaman çıkar odakları, mafyatik ilişkiler içinde olan bazı kurumlar gazetecileri hedef alarak özgürce haber yapmalarını önleme çabasına girişmektedir. Bu girişimler çerçevesinde kendisi ve/veya ailesi tehdit edilen meslektaşlarımız olduğu gibi, çalıştıkları yayın kuruluşları da mali kaynaklarından mahrum bırakılmakla karşı karşıya kalıyor.”
Koronavirüs pandemisinin ekonomik zorlukları artırmasıyla ülkede medya sektörünün sürdürülebilir ekonomik yapıdan biraz daha uzaklaştığının kaydedildiği açıklamada şunlar da belirtildi:
“Özellikle özel sektördeki meslektaşlarımız büyük bir geçim sıkıntısıyla ve mesleği bırakmakla karşı karşıyadır.
Tüm bu sıraladığımız sorunlar ve daha niceleri ülkemizde basın özgürlüğü açısından gazeteciler olarak yaşadığımız kaygıları göstermektedir.
Unutulmasın ki basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır ve demokrasi herkese lazımdır. Bu nedenle bir kez daha yineliyoruz; “Basın Özgürlüğü, Hayatın Özgürlüğü”dür...”
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü hakkında…
KKTC’de 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün, KTGB tarafından 1999’dan beri kutlandığının anımsatıldığı açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı:
“Dünya Basın Özgürlüğü Günü, 3 Mayıs'ta kutlanan ve ana kutlaması BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından düzenlenen yıllık bir basın özgürlüğü kutlamasıdır.
Hükümetlere, basın özgürlüğüne olan bağlılıklarına saygı gösterme ihtiyacının bir hatırlatıcısı olarak hizmet eder ve aynı zamanda medya profesyonelleri arasında basın özgürlüğü ve mesleki etik meseleleri hakkında bir düşünme günüdür.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü, UNESCO'nun 1991'deki Genel Konferansı'nın (UNESCO 26 C/Resolution 4.3) tavsiyesini takiben, 1993 yılında BM Genel Kurulu tarafından ilan edildi.”
Bu yılki UNESCO etkinliği Uruguay’da
KTGB Yönetim Kurulu’nun açıklamasına göre, UNESCO bu yılki 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle 2-5 Mayıs 2022'de Uruguay Cumhuriyeti’yle iş birliğiyle, Uruguay'ın Punta Del Este kentinde hibrit bir formatta yıllık Dünya Basın Özgürlüğü Günü Küresel Konferansı düzenliyor.
Konferansta, “Dijital Kuşatma Altında Gazetecilik” teması altında dijital çağın ifade özgürlüğü, gazetecilerin güvenliği, bilgiye erişim ve mahremiyet üzerindeki etkisi tartışılacak.
Konferans, dijital çağın ifade özgürlüğü ve gazetecilerin güvenliği, medyanın uygulanabilirliği üzerindeki etkisini keşfetmek için dünyanın dört bir yanından ilgili politika yapıcıları, gazetecileri, medya temsilcilerini, aktivistleri, internet şirketlerindeki politika yapıcıları, siber güvenlik yöneticilerini ve hukuk uzmanlarını bir araya getirecek.