3. Uluslararası Feminist Forum’dan Feminist Hâller ve Tartışmalar – III
3. Uluslararası Feminist Forum’dan Feminist Hâller ve Tartışmalar – III
Feminist Atölye (FEMA)
[email protected]
Gürcistan temsilcisi Mariam Gagoshashvili, Post-Sovyet coğrafyada feminist hareketlere karşı ciddi bir saldırının varlığına ve muhafazakâr ailenin kutsanması ile karşı karşıya olduklarına dikkat çekti. Bahsi geçen koşullar nedeniyle bölgede, homofobi ve kadın düşmanlığı ile çok daha fazla karşılaşıldığını belirtti.
Sovyetler Birliği döneminde gerçekleştirilen eşcinselliğin suç olmaktan çıkartılması ve kürtaj hakkının sağlanması gibi gelişmelerin çok hızlı bir şekilde geri alındığına, ülkedeki aşırı milliyetçi grupların kadınları ev ve mutfağa hapsetme politikalarını gündeme getirdiğine ve seks işçilerine dönük ciddi bir saldırının varlığına değindi. Bununla birlikte seks işçilerinin örgütlenerek haklarını savunduğunu da söylendi.
Acil Eylem Fonu
Daha önceden de belirtildiği gibi, oturumda konuşmacı olan her üç katılımcı da Acil Eylem Fonu’nun yönetim kurulunda görev yapmaktadır. Bahsi geçen Fon, feminist politik değerler temelinde faaliyet göstermektedir. Merkezi San Fransisco’da olup, dünyanın birçok ülkesinde danışmanlar aracılığıyla çalışmalarını yürütmektedir. Bugüne değin çeşitli feminist aktivist örgütlere ve eylemliliklere fon sağlanmıştır. Maddi kaynak sağlayıcılar (donör), gerçekleştirilecek aktivitelere ilişkin kendi politik duruşlarını empoze etmiyorlar. Bu bağlamda aktivistlerin, bağımsız hareket edebildiklerini söylemek mümkün. Yardımın gerçekleştirilmesi için temel alınan kriter, feminist politika çerçevesinde hareket etmektir. Afrika ve Latin Amerika’da da benzer, kardeş fonlar olduğu söylendi. Türkiye’deki sivil toplum örgütlerine Acil Eylem Fonu’ndan destek yapıldığı da belirtildi.
II. oturum
“Türkiye ve Kıbrıs’ta feminizmin evrilişi Teori ve aktivizm arasında mekik dokuma” başlıklı bölümde, feminist milletvekili Doğuş Derya ve Simten Coşar sunumlarını gerçekleştirdi. Oturumun kolaylaştırıcısı Funda Şenol Cantek tarafından Doğuş Derya’nın KKTC meclisinde yaptığı yemin okundu. Bunun ardından Doğuş Derya, Kıbrıs’taki kadın hareketinin tarihinden bahsederek, bugünkü sosyal ve siyasal koşulları değerlendirdi. Özellikle Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyine dönük uyguladığı milliyetçi ve neo-liberal politikaları eleştiren Derya, feminist alanda yürüttüğü aktivizmi birçok noktada parçalı bir zeminde (anti-ırkçı, anti-milliyetçi, anti-kapitalist, ekolojist, anti-militarist) şekillendirdiğini aktardı. Konuşması içerisinde ülkede ve siyasi arenadaki erkeklik hallerine dair saptamalar yaptı. Bugünlerde yeniden gündeme gelen Kıbrıs barış görüşmelerinin önemine vurgu yaparak, federal kültür çerçevesinde kadınların da katılımcı olacağı bir sürecin gerekliliğinden bahsetti. 1325 (2000) sayılı kararın, bu alanda önemli bir harita olduğundan bahseden Derya, savaşın – çatışmaların ve militarizmin Kıbrıs’ta yaşayan kadınlara yaşattığı mağduriyetleri de dinleyiciler ile paylaştı.
Simten Coşar Türkiye’de feminist dalgalardan ziyade dönemlerden bahsedilebileceğini aktardı. Buna göre özellikle 1980’lerde feministlerin darbecilerin gözünden kaçtığını, 1990’larda ise feminist hareketin patriarka ile pazarlığa girişecek boyuta ulaştığını söyledi. Özellikle ikinci yarıdan sonra kadınların, farklılıklarına rağmen bir araya gelerek mücadelelerini büyüttüklerini kaydetti. Proje üzerinden faaliyet gösterilmesinin önemli olduğunu vurgularken, sadece bu boyutta yürütülen mücadelenin politik anlamda eksik olacağını ve neo-liberal pazarcılığa hizmet edebileceğine dikkat çekti. Bu sebeple bağımsız feminist duruşun önemini ortaya koydu.
Son olarak şu şekilde bir sınıflandırma yaptı:
(Bitti)
------------------------------------------------
Türkiye’deki 2014 Yerel Seçim Sonuçlarındaki Kadın Temsiliyeti
Türkiye yerel seçimlerini geride bıraktığımız bu günlerde, seçimin meşruiyeti ve demokratikliği üzerine yürütülen tartışmalar bitmek bilmiyor. Bunun temel nedeni olarak, AKP hükümetinin uzun bir zamandır sosyal medya başta olmak üzere, birçok alanda yürüttüğü anti-demokratik uygulamalar gösteriliyor. Bahsi geçen sorunlara rağmen tüm süreç boyunca birçok siyasi parti ve oluşum, kadınların siyasette görünür olabilmeleri ve kadın adayların desteklenmesi için çeşitli kampanyalar düzenledi. Seçim sonuçları değerlendirildiği zaman, tatminkâr neticeler elde edilmese de kadınların seçimin galibi olduklarını söylemek mümkün.
Özellikle en yüksek kadın aday oranı ile seçimlere katılan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Belediyeler için eş başkanlık uygulaması, kadınların siyasi temsilinde ve kamu yönetimine katılımında eşitlik yönünde atılmış önemli adımlardan biridir. Eş Başkanlık uygulaması ile BDP’nin kazandığı bütün belediyelerde kadın ve erkekler başkanlık görevini birlikte yürütecekler.
Türkiye’nin 81 ilinden sadece 5 ilde kadınlar Belediye Başkanlığına seçildi. Bunlar CHP Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak, AKP Antep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, BDP Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Hatice Çoban ve BDP Hakkari Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Dilek Hatipoğlu’dur. Bununla birlikte ilk Süryani kadın Belediye Başkanı olarak Februniye Akyol da Mardin’de BDP’li Ahmet Türk ile birlikte görev alacak. Ayrıca Ağrı’da Mukaddes Kubilay, Iğdır’da Şaziye Önder, Siirt’te Belkıza Epözdemir, Dersim’de Nurhat Altun, Şırnak’ta Özlem Onut, Batman’da Gülistan Özdemir ve Mersin – Akdeniz İlçesi’nde de Yüksel Mutlu seçim sonucunda eş başkan olarak başarı elde etmiştir. BDP’de Diyarbakır Büyükşehir, Hakkari ve 20 ilçede belediye başkanlığı koltuklarına kadınlar oturacak. BDP'nin kadın zaferi Diyarbakır ve Hakkari ile sınırlı da kalmadı. 6'sı Diyarbakır ve 3'ü Şırnak olmak üzere BDP'nin kadın adayları 20 ilçede Belediye Başkanlığını kazandı. Dikkat çeken başkanlar arasında çocuk yaşta evlendirildiğini ve evliliği boyunca eşinden şiddet gördüğünü söyleyen Elif Kılıç, BDP’nin Diyarbakır’ın Kocaköy İlçesi Belediyesi Eş Başkanı oldu. Türkiye'nin en genç kadın Belediye Başkanı da BDP'den seçildi. Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde BDP'nin adayı 25 yaşındaki Rezzan Zuğurli başkan seçildi. Şırnak'ın Cizre ilçesinde ise 27 yaşındaki BDP adayı Leyla İmret yüzde 83 oy oranı ile belediye başkanı oldu. Toplam olarak BDP’nin kazandığı 11 il, 82 ilçe ve 22 beldede kadınlar ile erkekler birlikte başkanlık görevini yürütecek.
AKP : Konya – Meram Fatma Torun, Elazığ – Keban Fethiye Atlı, Eskişehir – Mihalgazi Zeynep Akgün, Ankara – Kalecik Filiz Ulusoy ve Ankara – Güdül Havva Yıldırım.
MHP : İzmir – Kiraz Saliha Şengül.
CHP : İzmir – Konak Sema Pekdaş, İzmir – Urla Sibel Uyar, Denizli - Bozkurt Birsen Çelik, Amasya - Gümüşhacıköy Zehra Özyol, İstanbul – Avcılar, Handan Toprak Benli.
Siyasette kadın temsiliyeti, tahayyül ettiğimiz demokratik dünyayı inşa ederken büyük bir öneme sahiptir. Kadın temsiliyeti aracılığıyla feminist politikanın kamusal alanda ciddi boyutta yer edinebilmesi için kota gibi geçici özel önlemlerin alınması şarttır. Bu anlamda eş başkanlık uygulaması ile kadın adayların siyasi görünürlüğünü destekleyen BDP ve HDP’yi yürekten kutlarız.