1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘30 YIL İZİN VERİLMESİN’
‘30 YIL İZİN  VERİLMESİN’

‘30 YIL İZİN VERİLMESİN’

Yükseköğrenimden ‘yeni üniversite izinlerinin’ verilmesini 10 yıl süreyle askıya alacak olan Yasa Önerisi’ne destek…  Üniversite yetkilileri öneriye destek belirtti, en sert çıkış DAÜ Rektörü’nden geldi

A+A-

Didem MENTEŞ

Yükseköğrenimde ‘yeni üniversite izinlerinin’ verilmesini 10 yıl süreyle askıya alacak olan Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi, ülkedeki üniversiteler tarafından destek görürken, bazı üniversite yetkilileri yasadaki 10 yıllık kısıtlamanın az bir süre olduğunu vurguladı.

Üniversite yetkilileri, “yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 10 yıl süre ile KKTC dışındaki bir yükseköğretim kurumu ile Eğitim Bakanlığı’nın yeni bir üniversite açılması için anlaşma yapamayacağı, “açma ön izni”, ve/veya ‘Yüksek Öğretim Kurumu Açma İzni’ verilemeyeceği”ni öngören yasa tasarısının geç de olsa alınmış önemli bir düzenleme olduğunu aktardı.

Yetkililer, “ üniversite ‘açma ön izinlerinin’ ve yükseköğretim kurumlarının hisselerinin, mevcut hissedarlar dışında devredilmesi ve/veya satılmasının, faaliyete geçtikten en az 10 yıl sonra Bakanlar Kurulu kararı ile olabilmesine” yönelik maddenin kaliteli eğitim açısından ciddi ve önemli bir adım olduğunu aktardı.

Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi’nde yeterli olmayan bazı noktalar olduğuna dikkat çeken üniversite yetkilileri, bu konularda üniversiteler olarak katkı koymaya hazır olduklarını belirtti.

YENİDÜZEN, Meclis Genel Kurulu’nda ivediliği Pazartesi günü oylamaya sunulacak olan Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi’ni üniversite temsilcilerine sordu.

Osam: “Neden 10 yıl da 30 yıl değil?”

Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi’nin çok geç kalınmış bir düzenleme olduğunu yine de bu yasayı desteklediğini söyleyen Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, Yasa Tasarısı’ndaki 10 yıllık kısıtlama süresinin yeterli olmadığını bu sürenin artırılması gerektiğinin altını çizdi. Bu konuda çıkış yapan Osam,  “ülkede üniversiteler mantar gibi çoğaldı, 10 seneyle sınırlı bir yasayla bu işin durduracaklarını sanıyorsalar, yanlış yerde tespit yapıyorlar. Başlangıç itibariyle doğru ama esas yapmaları gereken konu; Yüksek Öğrenim Mali Düzenleme Yasası’nı dikkate almaları gerekir. Bu mantar gibi biten üniversitelerin sebebi; Yüksek Öğrenim Mali Düzenleme Yasası’nda yatar” dedi.

GAÜ’den Yasa Tasarısına destek…

Girne Amerikan Üniversitesi Rektörü Kutsal Öztürk, eğitim adasında kaliteye önem verme açısından Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi’nin önemli olduğunu işaret ederek, bu tasarıyı desteklediklerini dile getirdi. Öztürk, tasarıdaki detayların önemli olduğuna, özellikle bundan sonra verilecek izinlerde özgeçmiş hususunun da değerlendirilmesi gerektiğini de ifade etti.

GAÜ Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar ise sosyal medya hesabından Yasa Önerisi’ni desteklediğini açıklayarak, “yıllarca verilen uğraş ve emekle dünya üzerinde oluşturduğumuz uluslararası tanınma ve kabulleri hiçe sayıp, üniversite izni alıp, izinleri üçüncü kişilere satmakla sistemden beslenen kişilerin önünün kesilmesi doğru bir karar olacak” dedi.

Tüzünkan: “Kaliteli eğitim açısından da ciddi bir adım”

Yasa Önerisi’nin üniversitelerin hisse devrini kısıtlanması ve ticari bir emtia şekline dönüşmesinin önüne geçilmesi için oldukça önemli bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, kaliteli eğitim açısından da atılmış ciddi bir karar olduğunu aktardı.

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Oğuz ise Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi’nde önemli değişiklikler yapıldığını belirterek, Yasa Tasarısı değişikliğine olumlu baktıklarını dile getirdi.


 


GAÜ Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk:
“Ciddi bir adım atıldı, bu kararı destekliyoruz”

Üniversiteler konusunda ciddi bir adım atılacağına işaret eden Girne Amerikan Üniversitesi Rektörü Kutsal Öztürk, şunları söyledi:

“Hükümetimizi kutlamak istiyorum. YÖK Başkanının da dahil olduğu daha önceki toplantılarımızda da bunlar hep gündeme geldi. Böyle bir sınırlama gereği vardı. Eğitim adası diyoruz ya, eğitim adamızda kaliteye önem vererek böyle bir karara gereksinim vardı. Hakikaten üniversitelerin isimlerinin çok olduğu ama gerçek olarak varlıklarının sürdürülmesi açısından böyle bir karar benim için önemliydi. Biz de bu kararı destekliyoruz. Yasa Önerisi detaylı bir şekilde geçerse, bu konuda da gerek YÖDAK gerek rektörlerle olan bir toplantının yapılması daha çok konuşma ve detayları açısından katkı sağlar. Yasa Önerisi’ni inceledim; izinleri alınmış olan üniversitelerin süreçleri devam edecek mi sorusu önemlidir çünkü orası biraz müphem. Ama yeni açılacaklar için genel olarak bu karar olumludur. Ayrıca YÖK Başkanı’nın bizlerle yaptığı toplantıda da şu konu gündeme geldi; özellikle bu üniversitelerin alınıp satılması, bir ticari meta haline getirilmesi kesinlikle kabul edilecek bir durum değildir. Üniversiteler bir ticari meta değildir ve bunun da bilincinde olmak lazım ve kesin tedbir alınmasında yarar var. Çünkü Eğitim Bakanlığı’na gidip anahtarı alıyorsunuz sonra satıyorsunuz ki bunlar üniversite yaşamında kabul edemeyeceğimiz şeyler. Artı üniversite açacak kişilerin özellikle sahiplerinin öz geçmişleri de önemli. Genel olarak gündeme gelen ve duyulan kumarhane sahibi olanların üniversite açması gibi bir durum söz konusu olduğunda bununu Türkiye’ye yansısı olumlu olmaz. Çünkü ‘kumarhaneler üniversite açıyor’ diye küçük bir basın bilgisi oradaki herkesi rahatsız eder. Bunda da hassas olmamız lazım. Yani öz geçmişlerin incelenmesinde yarar var. yani temiz bir üniversite adası olmamız için gerçekten hassasiyet göstermemiz lazım. Bu konuda Eğitim Bakanımız ve Hükümetimiz ciddi bir adım atıyor. Bu önemli bir olaydır. Bizden ne isterlerse katkı koymaya hazırız. Detaylar üzerinde konuşabiliriz, bilgilerimiz arz ederiz”

 


GAÜ Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar:
“Yasa Tasarısını destekliyorum, yasa süratle onaylanmalı”

GAÜ Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar ise Meclis’teki Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi’ni desteklediğini açıkladı. Akpınar, yasa tasarısıyla ilgili sosyal medya hesabı üzerinden şu açıklamayı yaptı: Yıllarca verilen uğraş ve emekle dünya üzerinde oluşturduğumuz uluslararası tanınma ve kabulleri hiçe sayıp, üniversite izni alıp, izinleri üçüncü kişilere satmakla sistemden beslenen kişilerin önünün kesilmesi doğru bir karar olacak. Kıbrıs Yüksek Öğretim sisteminin korunmasına yönelik Yasa Tasarısını destekliyorum. Alınan yanlış siyasi kararlarla gelinen bu günde, temennim süratle Yasanın onaylanmasıdır.


LAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Oğuz:
“Yasa Tasarısı’na olumlu bakıyoruz”

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Oğuz, Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi’nde önemli değişiklikler yapıldığını belirterek, Yasa Tasarısı değişikliğine olumlu baktıklarını dile getirdi.

Oğuz, şöyle konuştu: “Değişiklik Yasa Önerisi’nde dikkati çeken nokta üniversitelerde hisse devri işleminin kolay olmayacağı. 12 Nisan 2018 tarihli son öneri bunu getiriyor. Hisselerin devredilmesi veya satılmasıyla ilgili en az 10 yıl geçmesi ve Bakanlar Kurulu kararı olabilecek. Burada bir değişiklik var. Bu değişikliğin gerekçesini bilemem. Değişiklik, hisse devri noktasında sıkıntılar var ise buna kısıtlamalar getirdiğini görüyorum. İkinci önemli değişiklik; KKTC dışındaki üniversitelerle burada, üniversite kurulmasına yine kısıtlamalar getiriyor. Burada da aklımıza şu geliyor; Türkiye’deki üniversitelerle KKTC’de kurulan üniversitelerin kampuslarına da bir kısıtlama geliyor, bu da önemli bir değişiklik. Bunun yapılma nedenini de bilmiyorum İTÜ, ODTÜ’nün kampusları var. Başka üniversiteler de olabilir, gerekçeyi iyi okumak lazım. Genel olarak görüşümüz olumludur. Bu muhtemelen bir takım sıkıntıların aşılması için yapılması elzem olan değişiklikler ancak bu uzun süreçte üniversite kurmaya gayet iyi niyetle başlamış kişiler de olabilir. Değişik nedenlerle bunlar sıkıntılar yaşıyor olabilir. Ancak iyi niyetli olarak bu girişimleri başlatmış tabi onları tenzih ederek, orada bir mağduriyet olabilir mi bilemiyorum. Hisselerini başkalarına devretmesi için 10 yıl beklemesi gerekecek. Görüşümüz olumludur”


 

Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan:
“Üniversiteler ve ülkenin geleceği için böyle yasalar önemlidir”

Yasa Önerisi’nin üniversitelerin hisse devrini kısıtlanması ve ticari bir emtia şekline dönüşmesinin önüne geçilmesi için oldukça önemli bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, şunları aktardı:

 “YDÜ olarak böyle bir yasanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle bizim üniversitemiz özelinde ve bütün üniversiteler genelinde de konuştuğumuzda; akademik ve bilimsel açıdan her şekilde ilerlemeyi sağlayacak çalışmalar yürütülmektir. Ama özellikle yurt dışında faaliyet gösteren ve burada yeni üniversiteler açma girişimden bulunan bazı üniversitelerin, eğitimden ziyade üniversiteleri ticari bir emtia şekline dönüştürme düşüncesiyle bunlar yapılıyor. Üniversitelerimizin ada ekonomisine katkılarını düşündüğümüzde bu şekildeki yaklaşımların buraya çok ciddi zararlar verebileceğini ve ticari algı nedeniyle üniversite sektörünün tümünün zarar göreceği ve ülkenin bundan olumsuz etkileneceğini düşünüyoruz. Örneğin AB içinde bulunan bazı Balkan ülkelerinde olsun veya yakın coğrafyamızda olsun, diğer üniversitelerle rekabet edebilmenin en önemli noktalarından biri de; Kıbrıs’ın üniversiteler anlamındaki cazibesinin kaybedilmemesidir. Ama üniversitelerin sayısı arttıkça, üniversitelerdeki kalite düşeceğinden ülkemizin de bundan olumsuz etkileneceği ve yurt dışından gelecek öğrencilerin de burayı tercih etme sebebini yavaş yavaş azalacağını düşünüyoruz. Bundan da önemlisi; Yasa Değişiklik Önerisi’nde hisse devri ile ilgili belli kısıtlamalarının getirilmesi de gündemdir. Bu da çok gerekli ve önemli unsurdur. Çünkü doğrudan ülkenin ekonomisine, üniversite sektörüne ve eğitimine etki edebilecek bir üniversitenin kontrolsüz bir biçimde, özellikle yurt dışından gelebilecek üniversitelerinin girişimleri ciddi anlamada risk oluşturduğu dolayısıyla bunların kısıtlanması gerektiği ve üniversite izinlerinin ticari bir mal gibi alınıp satılmasının engellenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü üniversite izni alan bazı kişi veya kuruluşlar bu üniversite izinleriyle rant elde edip, devletin sunduğu imkanları başka kişilere yine para karşılığında satmaları söz konusudur. Bunların önüne geçilmesi ve üniversite sektörü açısından önem arz ettiğini düşünüyoruz. Ayrıca tüm üniversiteleri teşvik etmesi için şu mesajı vermek istiyoruz; Son yıllarda üniversitemiz bilimsel yayınlara çok önem veriyor ve büyük bir finans sağlanıyor. Çok ciddi bir tırmanışa geçtik. Üniversite sektörü için önceliğin bu olması ve buna teşvik edilmesi çok önemlidir. 2017 yılına bakıldığından 1000’in üzerinde uluslararası yayın çıkarma hedefine ulaştık. Bu dünya üniversiteler sıralamasında üniversitemizi ilk 500’e yaklaşma seviyelerine getirdi. Bizim arzumuz tüm üniversitelerin yükselişinin sağlanmasıdır ve bunun yönünde düzenlemeler yapılmadır. Çünkü adayı ayakta tutacak olan üniversite ve turizm sektörünü düşündüğümüzde kaliteyi artırmaktır. Kaliteyi artırmanın yolu da bilimsel ve akademik çalışmalardır, gerçekten bunları üretebilme yeteneğine sahip olmaktır. Üniversitelerin bu yönde teşvik edilmesi ve çalışmaların yapılması, eğitim amacı dışına sapma niyeti olan üniversitelerin de bu tarz yasalarla kısıtlanması ülke geleceği için çok önemlidir”


DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam:
“Tasarıyı destekliyoruz ama neden 30 yıl değil de 10 yıl?”

Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi’nin çok geç kalınmış bir düzenleme olduğunu yine de bu yasayı desteklediğini söyleyen Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, Yasa Tasarısı’ndaki 10 yıllık kısıtlama süresinin yeterli olmadığını bu sürenin artırılması gerektiğine işaret etti. Yüksek Öğrenim Mali Düzenleme Yasası’nın dikkate alınmasını vurgulayan Osam, şöyle konuştu:

“Yükseköğretim (Değişiklik) Yasa Önerisi çok geç kalınmış ama yerine bir adımdır. Bu tasarı 10 sene önce yapılması gerekirdi. 10 sene yapmış olsalardı, bugün KKTC’de mantar gibi üniversiteler dolmazdı. Bu mantar gibi dolan üniversiteler, bizim gibi kalite odaklı dünya üniversitesini aşağı doğru çekmezdi. Bunu bu kadar açık ve net söylüyoruz… Yeni açılan üniversiteler yüzünden sıkıntı yaşıyoruz. Bildiğim kadarıyla YÖK de bu konuda sıkıntılıdır. Ben bu Yasa Tasarısı’nı desteklerim ama 10 sene de çok az bir süredir. Neden 10 sene de 30 sene değil? 10 sene bir üniversitenin hayatında hiçbir şeydir. Bugün açılan üniversite 10 sene sonra nerede olacak? Bunu oturup hesapladırlar mı? Özellikle 1000 senelik üniversiteleri düşündüğünüz zaman 10 sene çok önemli bir zaman dilimi değildir. Biz 40 yaşındayız ve daha emekleme evresindeyiz. Ama nasıl bir emekleme, kaliteli bir emekleme… Neden? Çünkü dünya listelerinde yerimizi koruyoruz. Yani dünya listesinde olmak son derece büyük bir ayrıcalıktır. Biz bunları yaparken, kaliteye inanmış bir üniversite olarak yaptık. Ve 40 yaşında olduğumuzu düşünürseniz bu yeni üniversitelerin LTD şirket olduğunu düşünürseniz, kalite kaygılarının en üst seviyede olduğuna inanmıyorum. Millet Meclisi’ndeki arkadaşlarımız, bu üniversiteler niye mantar gibi çoğaldı da 10 senelik bir yasayla bu işi durduracaklarını sanırlar. Yanlış yerde tespit yapıyorlar. Bu sadece, birisi bir suç yaptığında onu hemen alıp hapse koymak gibi bir harekettir. Başlangıç itibariyle doğru ama esas yapmaları gereken konu; Yüksek Öğrenim Mali Düzenleme Yasası’nı esas dikkate almaları gerekir. Bu mantar gibi biten üniversitelerin sebebi; Yüksek Öğrenim Mali Düzenleme Yasası’nda yatar. Bu yasa, kâr amaçlı üniversitelere, ‘gelin burada istediğiniz gibi kâr elde edin ve devlete hiçbir şeye vermeden, parayı istediğiniz şekilde kullanınız’ demektir. Kâr amaçlı üniversitelerin kârları,  Kurumlar ve Gelirler Vergisi’nden muaftır. Bütün muafiyetler limitet şirketlere maksimum seviyede verilmiştir. ’Toprak’ kâr amaçlı üniversitelere de beleş şekilde de dağıtılıyor. Ombudsmanın raporunu da hatırlamak istiyorum. Bir tek vakıf üniversitesi özellikleri taşıyan DAÜ ve LAÜ’dür, gerisi özel üniversitedir. Devlet özel üniversitelere yıllığı 1 Dolara binlerce dönüm kiralarken, DAÜ’ye Vakıflar İdaresi’nden malları zamanında kiralanmış ve yüz binlerce kira, borç ödenmiştir. İşin özü şudur; devletin kantarı düzgün tartmalıdır… DAÜ, bu devleti dünyanın her yerinde tanıtan bir üniversitedir ama buna karşılık özel kâr amaçlı üniversitelerin muafiyetinin bir tanesi bile bizde yoktur, tam tersine üniversiteye her türlü vergi yükü yüklenmektedir. Ben çok merak ederim Ltd. şirketler devlete ne kadar vergi öder? Yüksek Öğrenim Mali Düzenleme Yasası’na göre bu üniversiteler hiçbir şekilde devlete bir kuruş katkı koymazlar. Üzgünüm ama bu bir gerçektir. Bu gerçek zaten her gün ortaya çıkıyor. YÖK tarafından KKTC’deki tüm üniversiteler denetlendi. Bize gayri resmi olarak söylenen şey şudur; DAÜ fevkalade durumdadır, u açık ve net… Diğerleri konusunda ise çok sessizler. Ve yakında göreceksiniz bu rapor açıklandığında, bazı üniversitelerin hayatta olmaması da söz konusudur diye düşünüyorum. Bu Yasa Tasarısı’nı da kim gündeme getiriyorsa çok yavaş hareket ederek gündeme getirmiş ama yine de üniversitem adına teşekkür ederim. Bu üniversite gerçekten bu toplumun üniversitesidir, kâr amacı gütmemektedir. Tüm sıkıntılara rağmen dünyadaki yerini korumaktadır. Benim istirhamım; Yüksek Öğrenim Mali Düzenleme Yasası’nın ivedi olarak ele alınmasıdır. Benim istirhamım; İhale Yasası’nın bir fiil ele alıp önünün açılmasıdır. DAÜ’nün önünü kapayan birçok engel vardır. Bir tanesi de bu İhale Yasası’dır. İhale Yasası sonucunda aracılar türemiştir. Eskiden DAÜ, Türkiye’den herhangi bir malı 1 TL’ye getirirken, şimdi aracılar üzerinden 7 TL’ye mal olmaktadır. Bu para devletin parasıdır, bu toplumdan çıkan paradır dolayısıyla aracıları zengin ediyoruz”

yeniduzen-satin-aliniz-407.jpg

 

 

Bu haber toplam 2670 defa okunmuştur
İlgili Haberler