30 yıl önceden bugüne…
Gençler güzel bir eylem yaptılar…
Denize beleş girebilmek için Elexus Otel’in yolunu tuttular…
Görevliler, saat 16.00 idi ama “deniz saati bitti” dediler, “kimliğinizi görelim” dediler, “otelin içinden geçemezsiniz” dediler, denizlerine ulaşmak isteyen gençleri engellemeye çalıştılar.
‘Beleşe deniz’ ekibi yılmadı, “Anayasal hakkımız” dediler, “siz suç işliyorsunuz” dediler, yasalardaki cezaları aktardılar, “polisi çağırırız” dediler…
Görevliler denize ulaşacak başka yol gösterdiler ama o yolda da demir kapıyla, güvenlikle karşılaştılar… Yine geçemediler ancak az önce kimlik soran görevli orada da karşılarına çıktı, bu kez (herhalde bu sırada yaptığı telefon görüşmeleri nedeniyle) daha yumuşak, daha uzlaşıcı bir tavır takınarak demir kapıları açtırdı, gençler plaja ulaştı, işletmeden hizmet satın almadan, şemsiyelerini diktiler, havlularını serdiler ve sahibi oldukları denize girebildiler.
Bu görüntüler de canlı olarak sosyal medyada aktarıldı.
Ve gençler çok güzel bir işe imza attılar.
***
Ancak denize girebilmek böyle mi olmalı?
Bizim olan denize girebilmek için her seferinde böyle kavga mı etmeli?
Yasaları yapanlar, otorite, denizine girmek isteyeni her seferinde ilgili işletmelerin görevlileriyle karşı karşıya getirmek durumunda mı?
Bu kavgalar, tartışmalar her zaman sağlıklı bitmeyebilir…
Madem ki yasalar denizlerin halkın olduğunu söylüyor, varsa bu ülkede bir otorite bu yasaları işletmelere neden uygulatamıyor!
Yasaları hatırlatmak, denize girmek isteyenin görevi mi olmalıdır?
Daha önce de yazdık ama bu ‘hak arama’ tartışmalarında kötü sonuçlar ortaya çıkmadan otoritenin üzerine düşen görevi bir an önce yapması gerekiyor.
***
Bir de bu kavgalar sadece Girne’de ortaya çıkıyor.
Neden?
Çünkü sadece Girne’deki plaj işletmeleri veya oteller denize girişte para istiyor. Diğer bölgelerde ne güzel ki böyle bir yasa dışılık yok.
Girne’deki işletmeciler ayrıcalıklı mı, yoksa en akıllı onlar mı, yoksa başka nedenleri mi var!
Olduğu gibi kuzey tarafları deniz olan Girne ve civarındaki insanlar artık giriş paralarından ve kavgalardan bıktığı için denize girmeye Mağusa veya İskele kıyılarına gider oldu.
Adalete bak!
***
Bir de bu konu günün konusu da değil…
25-30 yıl öncesine kadar uzanır.
Plajlar daha yeni yeni sahiplenilmeye başlamıştı.
Girişlere barikatlar kurulmuş, görevliler bilet kesmeye başlamıştı.
O zaman da, yani, 25-30 yıl önce de denizlerin halkın malı olduğu, denize girişte para verilmesinin yasa dışı olduğu, hizmet karşılığı bilet kesilebileceği anlatılmaya çalışılıyordu ama barikatlar kurulmaya devam etti.
O zamanın gençleri olarak biz de halkın tepkisini ölçmek için Alagadi plajının bir girişine bir masa, bir sandalye koyup bilet kesmeye başladık.
Plaja girmek isteyen vatandaşın bazılarından tepkiler gelse de “hayırlı olsun, siz mi aldınız?” deyip, olayı kolayca kabullenen ve bilet kesip plaja giren vatandaşların sayısı da az değildi.
O zaman da tepki koyanlar, o zaman da kabullenenler vardı. Şimdi olduğu gibi… Yasa dışılığa birlikte bir karşı duruş ne yazık ki başka konularda olduğu gibi bu konuda da uzun yıllardır yok.