1. HABERLER

  2. GÜNEY

  3. 47 Yıl Sonra17 Kıbrıslı Türk İçin 7 Araştırma
47 Yıl Sonra17 Kıbrıslı Türk İçin 7 Araştırma

47 Yıl Sonra17 Kıbrıslı Türk İçin 7 Araştırma

Kıbrıs’ın güneyinde toplumlararası suçlar dosyası yeniden açıldı. Politis gazetesi, “63 Kaybı Bir Kıbrıslı Türkün Kalıntıları, Baş Şüpheli Öldükten Sonra Bulundu” başlığı ile haberi duyurdu.

A+A-

 

Kıbrıs’ın güneyinde toplumlararası suçlar dosyası yeniden açıldı. Politis gazetesi, “63 Kaybı Bir Kıbrıslı Türkün Kalıntıları, Baş Şüpheli Öldükten Sonra Bulundu” başlığı ile haberi duyurdu.

Politis bir süredir yayımladığı “Kıbrıs: Cezalandırılmamış Suçlar” dosyasında yeni bir sayfa açtı ve 1963-64 döneminde kaçırılıp öldürülen Kıbrıslı Türkler hakkında başlatılan polis araştırmasına dikkat çekti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de taşınan dosyayla ilgili 7 vaka araştırılıyor. Araştırma sonucu 3 dosyanın 2013’te “aydınlatılamamış” olarak arşivlediği bildirildi.

Araştırılan ilk konunun, Aralık 1963’te Lefkoşa Genel Hastanesi’nden kaçırılarak öldürülen gardiyan Mustafa Arif ile ilgili olduğu, araştırmanın 2010’da, cinayetin iki baş şüphelisinden biri öldükten sonra başladığı belirtildi.

1963’te 41 yaşında olan gardiyan Mustafa Arif’ti. Arif kalp rahatsızlığı nedeniyle 21 Aralık’ta Lefkoşa Genel Hastanesi’ne gittikten iki gün sonra (23 Aralık) silahlı ve cezaevinden meslektaşları olması muhtemel iki Kıbrıslı Rum tarafından kaçırılmıştı. Ancak Kıbrıs Rum polisi, hastane kayıt defterinde Arif’in 28 Aralık’ta taburcu edildiğini saptadığı için bu iddiayı reddetti.

Politis gazetesi, kayıt defteri olmasına rağmen araştırma görevlilerinin, ne Arif’in tedavi edildiği koğuşla, ne de aynı koğuşta tedavi gören diğer hastalar, ne de o dönemde hastanede çalışan doktor veya hemşireler ile ilgili başka veri bulabildiklerine dikkat çekti.

Arif’in oğlunun, iki Kıbrıslı gardiyanın ismini, babasının kaçırılması ve öldürülmesindeki failler olarak –verdiğini belirten gazeteye göre, Kıbrıs polisi, adı verilen şüphelilerden birinin varlığını doğrulamakla birlikte bu kişinin emekliliğinden sonra Atina’ya taşındığını ve araştırmadan önce de öldüğünü belirtti.

Arif’in kalıntılarının Şubat 2007’de Strovolo’daki bir kuyuda bulunduğu, Mayıs 2008’de kimlik tespitinin yapıldığı, 2008 Haziranı’nda yayımlanan adli tıp raporunda “kafasına, uzun namlulu veya otomatik tüfek ile yakın mesafeden ateş edildiği” ifadesinin yer aldığı belirtildi.

Akritas soruşturmaları

Politis gazetesi “‘Akritas’ Soruşturmaları” başlığıyla ayırdığı bölümünü ise şu şekilde aktardı:

“Polis, Mustafa Arif’in kaçırılması ve öldürülmesinin araştırılmasında Merkezî Cezaevi’nin 1963 personeli ile o dönemde cezaevi bölgesinin kolluk sorumlusu olan polis mensuplarını sorguladı. ‘Akritas’ örgütünün hayatta olan üyesini sorgulayan polis, peşinen ‘örgüt tarafından herhangi bir Kıbrıslı Türkün kaçırılması veya öldürülmesi talimatı hiç verilmediğini’ netleştirmeye özen gösterdi. Polise göre Arif cinayeti ‘bağımsız gruplar veya ‘Akritas’ örgütü mensuplarının, örgütün bilgisi olmadan, kendi inisiyatifleriyle işlendi.’ Arif davasıyla ilgili polis araştırması raporu, davanın, başka araştırmalar çerçevesinde yeni veriler ortaya çıkması şartıyla yeniden açılmak üzere arşivlendi (Arif’in kalıntıları Strovolo’da , öldürülmüş başka bir kişinin kalıntılarıyla birlikte bulundu). Raporda, Arif’in oğlu tarafından adı verilmiş olmasına rağmen ikinci fail ile ilgili, ne yaşayıp yaşamadığı, ne kimliğinin tespit edilip edilmediği ne de başka herhangi bir atfa yer verilmedi.”

Aileleri resmî bilgi istedi

Kıbrıs Rum polisinin 63-64 dönemi Kıbrıslı Türk kayıplarla ilgili araştırma başlatmasının tek sebebi Mustafa Arif ve diğer 16 Kıbrıslı Türkün yakınlarının AİHM’e başvurusu değildi. Aileleri tarafından resmi araştırma talebinde bulunulduğu için araştırılan isimler arasında 63’te 38 yaşında olan ve kalıntıları 2008’de Strovolo’daki bir kuyuda bulunan Derviş Mehmet, 1964’te 29 yaşında olan ve kalıntıları Haziran 2006’da Protara’da bir kuyuda bulunan Hüseyin Ahmet ve Lefkoşa’dan Mağusa’ya gittiği sırada 29 Nisan 1964’te kaçırıldığında 24 yaşında olan ve kalıntıları Tzeri’de bulunan Mustafa Osman Akay da bulunuyor. Rum polisi 2010’da bu üç kişi ile birlikte 7 Kıbrıslı Türk hakkında daha araştırma başlattı ancak üçü, aydınlatılmamış dosya olarak arşivlendi. Gazete 14 Ağustos 1974’te “Dohni”den (Taşkent) alınarak öldürülen 84 Kıbrıslı Türk için de yakınlarının, araştırılma yapılması için Rum makamlarına resmî başvuru yaptığına dikkat çekti.

Üç dosya daha

Gazete Rum polislinin yine Kıbrıslı Türklerin AİHM’e başvurusu ile 2010’da araştırma başlattığı 3 dosya daha olduğunu yazdı.

Habere göre bu davalardan biri de, 11 Mayıs 1964’te “Vathilaka” (Derince) köyünde Ali Musa Zorba ile birlikte kaçırılan ve aynı gece Dipkarpaz’da öldürülen, kalıntıları da Ocak 2008’de bulunup aynı yılın kasımında kimliği tespit edilen Abdullah Emirzade ile ilgili. Adli tıp raporunda Emirzade’nin başına ateş edildiği, vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar olduğu belirtildi.

İkinci dava 23 Aralık 1963’te kaybolan 50 yaşındaki Dalili Hüseyin Mehmet Buba ile ilgili. Buba’nın kalıntıları 2007’de diğer üç kişinin kalıntılarıyla birlikte Strovolo’daki bir kuyuda bulundu, kimliği Şubat 2008’de tespit edildi. Adli tıp raporunda Buba’nın kafa tasına ateş edildiği yazıldı. Polis bu davayı da aydınlatılmamış dosya olarak arşivledi.

Üçüncü dava ise, Larnakalı 13 Mayıs 1964’te çalıştıkları Dikelya Üssü’ne otobüsle gitmekte olan, otobüs şoförü de dahil 11 Kıbrıslı Türk ile ilgili. Ahmet Fadıl Balumagil, Hasan Durmuş, Kemal Enver Veloks, Kemal Mustafa Aydoğanlı, Mehmet Ahmet İndiyano, Bayram Mustafa, Hasan Mustafa Bari, Beyiç Hasan Göksan, Hasan Hüseyin, Yusuf Tosun (şoför) ve Kamil Raif Dimililer’in kalıntıları 2006 sonbaharında Oroklini’de bir kuyuda bulundu ve kimlikleri 2009’da tespit edildi.

 

Bu haber toplam 4240 defa okunmuştur
Etiketler : ,