Dila ŞİMŞEK

Beyin kanaması sonucu geçtiğimiz hafta Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne kaldırılan ve 14 Ekim’de hayata veda eden üniversite öğrencisi Kardelen Çetin’in organları, ailesinin de izni ile bağışlanarak dört hastaya umut oldu.

Kardelen’in böbreği, bir senedir uygun nakil bekleyen Burhan Hançer’e bağışlandı.

Hem sevinç hem de acı olayın yasını yaşayan Burhan Hançer’in ailesi, ameliyat sonrası YENİDÜZEN’e konuştu, “Organ bağışının önemini vurgulamak istiyoruz. Kardelen için çok üzüldük, ailesine sabır diliyoruz. Ama onların böylesine acı bir durumdaki direnci, bizlere ışık oldu” dedi.

Kardelen Çetin, Girne Amerikan Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği okuyordu, dördüncü sınıftaydı. Geçtiğimiz hafta beyin kanaması sonucu Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne kaldırılan Kardelen, 14 Ekim’de yaşamını yitirmişti. Acılı aile, böylesine hassas bir durumda direnç göstererek, Kardelen’in organlarının bağışlanmasına izin verdi, kızları uzun zamandır nakil bekleyen dört hastaya bağışlanarak onların hayatına dokundu.

Ülkemizde beyin ölümü gerçekleşen 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Kardelen Çetin'in organlarından kalbi ve akciğeri Antalya'daki iki hastaya bağışlandı. Kardelen’in böbrekleri ise, ülkedeki iki hastaya umut oldu.

Kalbi ve karaciğeri ambulans uçak ile Antalya'ya götürüldü…

Öğrenim gördüğü üniversitenin yerleşkesinde fenalaştıktan sonra kaldırıldığı hastanede beyin kanamasına bağlı beyin ölümü gerçekleştiği öğrenilen ve ailesince organları bağışlanan Çetin'in kalbi ve karaciğeri ambulans uçak ile Antalya'ya götürüldü.

Çetin'in kalbi Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde Prof. Dr. Ömer Bayezid tarafından Denizli'de yaşayan 31 yaşındaki Necip Fazıl Çetin'e nakledildi.

Çetin'in karaciğeri ise Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Bülent Aydınlı tarafından siroza bağlı karaciğer yetmezliği çeken 41 yaşındaki Mustafa Dönmez'e nakledildi.

Nakillerin başarılı geçtiği ve hastaların sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.

“Babam bir senedir bekliyordu”

Böbrek nakli yapılan Burhan Hançer’in kızı Seda Hançer Ahmet, yaşadıkları süreci anlattı. “Babamın 15 senedir şeker hastalığı vardı. Şeker hastalığı üç sene önce böbreklerine etki etti ve böbrekleri yetersiz çalışmaya başladı. Bir süre doktora gidip geldi… Belli bir süre diyalize girmedi, ama böbrekleri çalışmayı bırakınca, doktor diyaliz tedavisine başlaması gerektiğini söyledi. Böylece haftanın üç günü diyalize gitmeye başladı, bir senedir bu tedavisi sürüyor” diye konuştu.

Burhan Hançer’in eşi Gülay Hançer, eşinin tüm tedavi süreci boyunca yanında olarak hastalığı ile yakından ilgilenmiş. Hastaneye eşi ile birlikte gelip her gününü birlikte geçiren Gülay Hançer, eşinin sağlığını günbegün takip etmiş.

“En büyük isteğim babamın benim yanıma gelerek ziyaret edebilmesiydi”

Bir sene boyunca, iki kere hastaneden nakil için haber geldiğini söyleyen Seda Hançer, “Mağusa’da yaşıyoruz. Testler için devamlı Lefkoşa’ya geldik, ikisinde de uygun çıkmadı. Ama şimdi geldiğimizde bütün testleri yapıldı ve uygun olduğu söylendi. Babama da kendi fikri soruldu” dedi.

Doktorların tüm riskleri ve süreci kendilerine aktardığını belirten aile, her şeyin olumlu gittiği için minnettar olduklarını ifade etti.

“Babama böbrek nakli yapıldığı için, artık diyalize gitmesine gerek kalmayacak haftada üç gün çünkü diyalize gittiği zamanda vücuda etkileri oluyor. Kramplar, acılar, insanın daha hızlı yaşlanmasına neden oluyor, vücudu yoruyor” şeklinde konuştu.

Yurtdışında yaşadığını belirten Seda Hançer, “En büyük isteğim babamın benim yanıma gelerek ziyaret edebilmesiydi. Hastalığı nedeniyle gelemiyordu. Ama şimdi gelebilecek. İyileştiğinde seyahat edebilecek” diye devam etti.

“Annem için yorucu bir dönemdi ve çok zordu”

Bu sürecin annesi için çok zorlu geçtiğine değinen Seda Hançer, babasının yaşadığı kramplar nedeniyle diyaliz sonrası araba süremediğini, annesinin tedavinin her alanında onun yanında olduğunu kaydetti. “Annem için yorucu bir dönemdi ve çok zordu” dedi.

“Aile böylesine üzücü bir olayda direnç göstererek organ bağışında bulundu. Bu çok büyük bir erdem gerektirir”

Duygu karmaşası yaşadıklarını ifade eden Seda Hançer, “Hayatını kaybeden kız henüz 22 yaşındaymış. Çok üzüldük, onun ailesini düşünerek çok acı çektik. Bazen birinin üzüntüsü diğerinin sevinci olabiliyor. Onun kaybettiği hayat, benim babama yeni bir hayat verdi, ışık oldu. Sevinemiyoruz, üzülemiyoruz hepsini bir arada yaşıyoruz. Biz organ bağışının önemine dikkat çekmek istiyoruz. Başkalarının hayatı da değişebiliyor” şeklinde konuştu.

Gülay Hançer, yaşamını yitiren Kardelen Çetin için çok üzüldüğünü gözleri dolu dolu anlattı. Kardelen’in ailesine başsağlığı ve sabır dileyen Gülay Hançer, “Aile böylesine üzücü bir olayda direnç göstererek organ bağışında bulundu. Bu çok büyük bir erdem gerektirir. Gencecik bir çocuğumuz, çok üzüldük. Dört kişiye umut oldu. Ama yapılacak bir şey kalmadığında, başkasına yardım etmeyi seçmek çok önemli, sadece eşime değil, bize de hayat oldu. Biz bundan çok çektik, o insanlar için de çok zor… Organ bağışı çok önemli” dedi.