5 kardeş, tek maaş, zor hayat
Annesi tarafından bebek iken terk edilen, 2 yaşındayken babasını trafik kazasında kaybettiği için çocuk yurdunda büyüyen 33 yaşındaki baba D.A. eşi ve beş çocuğuyla hayatta kalma mücadelesi veriyor…
Devletten gelecek daimi yardım eli bekleyen beş çocuklu aile, nemli ve rutubetli bir evde büyük zorluklarla yaşam sürdüğünü anlatıyor
Çocuk yurdundan çıkıp tam bağımsız yaşama atıldıktan sonra devlet tarafından hiçbir şekilde destek görmediğini anlatan baba, devletin tek başına yaşam mücadelesi veren bireylere yardım etmesi gerektiğini dile getiriyor.
Fehime ALASYA
En büyüğü beş yaşında, en küçüğü ise iki buçuk aylık bebek olan beş kardeş, günlerdir Mağusa Devlet Hastanesi’nde tedavi görüyor. Tek maaş ile geçinmeye çalışan aile bireyleri ise devletin kendilerine yardım eli uzatmasını bekliyor.
İki buçuk aylık olan en küçük bebeklerinin zatürre, 3 yaşındaki küçük çocuğun ishal ve kusma nedeniyle çok ağır hastalık geçirdiği belirtilirken anne, diğer üç kardeşin ise bronşit ve astım nedeniyle hastanede yattığını anlattı.
Devletten gelecek yardım elini bekleyen beş çocuklu aile, nemli ve rutubetli bir evde büyük zorluklarla yaşam sürdüğünü anlatıyor.
Zeytin Ağacı Eğitim ve Yardımlaşma Derneği’nden Rabia Özcömert’in aracılığı ile ulaştığımız aile, bu dernek sayesinde çocukların acil olan pek çok ihtiyacının hemen görüldüğünü belirtti.
“Ya evinizi değişim ya da buraya burada alışın”
Annesi tarafından bebek iken terk edilen, 2 yaşındayken babasını trafik kazasında kaybettiği için SOS Çocuk Köyü’nde büyüyen 33 yaşındaki baba D.A. ve onun hayattaki tek manevi güvencesi olan 30 yaşındaki anne Özlem A., beş çocuğuyla hayatta kalma mücadelesi veriyor…
Çocuk yurdundan çıkıp tam bağımsız yaşama atıldıktan sonra devlet tarafından hiçbir şekilde destek görmediğini anlatan baba D.A., en büyük desteğin, SOS çocuk Köyü tarafından kendisine yapıldığını anlatarak, devletin bir başına yaşam mücadelesi veren bireylere yardım eli uzatması gerektiğinin altını çiziyor.
Bir yıl içerisinde 2 kez hastalık nedeniyle çocuklarını hastaneye yatırmak zorunda kaldığını anlatan anne, doktorların sebep olarak nemli ve rutubetli bir evde yaşam sürmelerini gösterdiğini anlatıyor.
İki buçuk aylık olan en küçük bebeklerinin zatürre, 3 yaşındaki küçük çocuğun ishal ve kusma nedeniyle çok ağır hastalık geçirdiğini belirten anne, diğer üç kardeşin ise bronşit ve astım nedeniyle hastanede yattığını anlattı.
“Devlet bize çocuklarımızın eğitimleri konusunda destek versin”
Anne, doktorların “Ya evinizi değişin ya da buraya burada alışın” söylemlerine karşı çaresiz olduğunu belirtiyor. Anne, “Evimiz çok rutubet ve nem iyi biliyoruz, ara ara boyatarak bu hastalıkların önüne geçmeye çalışıyoruz fakat bunun dışında elimizden bir şey gelmiyor 5 çocukla ikisini okutup kiraya çıkmamız imkânsız devlet bize çocuklarımızın eğitimleri konusunda destek versin istiyoruz. Bir kişinin maaşıyla geçinmek çok zor… Çeşitli derneklerden veya duyarlı vatandaşlardan yardım alarak hayatımızı idame ettiriyoruz devlet bize sahip çıkmalı…” diyor.
“Acımasızca eleştiriliyoruz”
“Kimsesizliğin ne demek olduğunu yaşayan bilir” diyen baba, bu yüzden kalabalık bir aileye sahip olmak istediğini anlatırken 5 çocuk yaptığı için çoğu zaman acımasız ve yıkıcı eleştirilere maruz kaldığını üzülerek ifade ediyor.
“Varsın daha düşük bir yaşam kalitemizi olsun ama çocuklarımız sevgi ile büyüsün”
20 yaşına dek abisi ile çocuk yurdunda kimsesiz büyüdüğünü anlatan baba D.A., bakamadığı gerekçesiyle yavrularını çocuk yurduna vermeyi aklının ucundan bile geçirmemiş. “Varsın daha düşük bir yaşam kalitemizi olsun ama çocuklarımız sevgi ile büyüsün, Allah korusun, öyle yere düşürmesin, ben çektim onlar çekmesin…” diyen baba, bu uğurda her zorluğa göğüs germeye hazır.
Anne Özlem A.: “Devlet bize destek çıkmalı”
“Çocuklar serum alıyor, yeniden tahlilleri yapılacak, beş gündür buradayız, herhalde en az beş gün daha buradayız.
Şu an en küçük çocuğum 2 buçuk aylık, o çok hasta, zatürre oldu, nefes almakta dahi zorlanıyor.
Üç yaşındaki ise ishal ve kusma, çok bitkin, çok hasta, bu ikisi çok ağır… Diğerleri de bronşit veya astım…
Evimiz hem soğuk hem de nemli, gazlı soba kullanıyoruz, o da zatürreyi tetiklemiş. Odun sobası kullanmamızı söylüyorlar ama onun maliyetini karşılayamıyoruz. Üç çocuğumda astım, bronşit var. Doktor ‘ya eviniz ya da çocuklarınızı değişmeniz, ya da burada yaşamaya alışmanız gerekiyor’ diyor, çıkar yolumuz yok... Bir yılın içinde iki kez hastanede yattık. Hiç hastalıklardan kurtulmuyoruz, nem ve rutubet hiç bitmiyor. Kiralık eve çıkamıyorum, öyle bir imkânımız yok.”
“İnsanlar sadece eleştiriyor”
“Sosyal hizmetlerden yardım alamıyoruz, ‘kocan çalışıyor’ diyorlar ve bu yüzden yardım yapamayacaklarını anlatıyorlar ama bir kişinin maaşıyla geçinemiyoruz. Bunu da kimseye anlatamıyoruz. Yardım derneği bize mama ve bez yardımı yaptı ama bu da geçici... İnsanlar sadece eleştiriyor. Biz çözüm bulmaya çalışıyoruz.”
“Eşim, aileden yoksun büyüdü, anne, baba nedir hiç bilmedi…”
“Benim eşim ağabeyi ile birlikte 20 yaşına kadar sosyal hizmetler himayesinde SOS’te büyüdü… Eşim gazi çocuğu ve babasından kalma, kardeşlerinin de payı olan gazi evinde yaşıyoruz. Ayda bir SOS’ten gıda yardımı alıyoruz. Altı yıldır evliyiz. Benim eşimin aile özlemi vardı, aileden yoksun büyüdü, anne, baba nedir hiç bilmedi, o yüzden biz kalabalık bir aile olmak istedik. İnsanlar bazen bizi kınıyor, niye az çocuk yapmadık diye ama yalnızlık çok zor... Devlet sadece ayda 30 TL çocuk başına maddi yardım yapıyor o kadar. Türkiye’de okuluna kitabına kadar veriyor, destek oluyor. Birçok siyasiye çıktık, birçok yetkiliyle konuştuk ama verilen sözler havada kalıyor. Devlet maddi olarak bize destek çıkmalı.
İki çocuk okula gidiyor, tüm okul ve eğitim masraflarını biz karşılıyoruz, kıyafet konusunda SOS’ten senede bir kez destek alıyoruz, o şekilde geçinmeye çalışıyoruz. En azından devlet bu konularda destek vermeli, elimize para vermesini istemiyoruz. Ben de çalışamam, çocuklarıma bakacak biri yok. Annem benimle yaşıyor, bana yardımcı oluyor, ikimiz çocuklarla ancak başa çıkıyoruz. Çocuklar 24 saat evde, hiçbir yere çıkamıyoruz. Eşim parka götürüyor, hepsi bu...”
“Kalitesiz bir yaşam süreriz ama yine de çocuklarımı yurda vermem”
“Allah korusun, her şeyi yaparız, daha kötü, kalitesiz bir yaşam süreriz ama yine de çocuklarımı yurda vermem. Bir çocuğun bu hayatta en çok anne babaya ihtiyacı vardır. Ara oraya ziyarete gidiyorum ve bu bile beni üzüyor.”