50 $, Yani Bindiği Dalı Kesmek…
Sanayi Odası’nın yeni başkanının yabancı işçiler için geçerli yasaların öngördüğü asgari ücreti değil de farklı bir uygulamanın yapılması talebi, aslında emek sömürüsüne ırkçılığın da katıldığı bir yaklaşım oldu.
Asgari ücretle ilgili birçok öneriler konuşulabilir, farklı iş kolları için farklı asgari ücretler konuşulabilir, “asgari ücret mi – asgari geçim indirimi mi?” diye de kavram değişikliği konuşulabilir ama yabancı işgücüne geldiği ülkeye göre ücret konuşmak, faşist bir yaklaşımdır. Üç temel ögesi, sermaye – milliyetçilik - din olan faşizmin, Sanayi Odası Başkanı’nın açıklamasında ilk ilki ögesi görülüyor; üçüncü öge de Türkiye hükümetine biat ile tamamlanıyor. Yani bu pek de öyle saf bir talep değil, hastalıklı bir ideoloji kokuyor.
Aslında, Sanayi Odası Başkanı’nın bu ırkçı önerisi uygulamaya girsin, hatta gerekli yasal değişiklik mecliste basit oy çoğunluğu ile geçsin ve herhangi bir değişiklik için de üçte-iki çoğunluk gerektirsin, yani değiştirilmesi de çok zor olsun. Ve yasal yollardan yurt dışından gelecek yabancı işçilere barınma ve iaşe ihtiyaçları işverence karşılandıktan sonra ücret olarak 50 $ verilsin, daha fazlası yasak… Tabii bunu Türkiye’den gelecek işgücüne uygulamak olanaksız, ‘KKTC’nin Üst Yönetimi’ paralar adamı, haddine mi düştü Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın Türkiye’den gelecek işgücünü üçüncü ülkelerin dengine indirmek?!… Kapatır vanaları, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin işi biter; bu ara moda söylem bu…
Sanayi Odasının hükümetten talep ettiği ücret tamamen üçüncü ülkelerden gelecek olan işgücüne geri dönülmez bir yasal ile uygulansın… Diş onları kesecek… Öyle sanılıyor… Aslında bindikleri dalı kesecekler; bu Sanayi Odası yurtdışından getirecek işgücünü nereden bulacak?! Ailesini aç bırakmak için insan yurt dışına mı gider?! Kendi barınma ve yeme ihtiyacı dışında bir ihtiyacını karşılayamayacak olduktan sonra kendi memleketinin suyu mu çıktı da kopup Kuzey Kıbrıs’a gelecek. Emeği hor gören ve ona en aşağılık ücret takdir eden zihniyet, emeğin sahibinin aklını da hor görüyor, onlar aptallardır ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası 50 $ ücret verince koşa koşa gelecekler?!.. Efendi Toranaga’lığa soyunmak derler buna…
Bu ücret yasa ile uygulamaya girse, sanayiciler yerli ve TC’li işgücüne kalacak; valla uygulansın, yerel işsizlik zaten çok yüksek… Dolayısıyla, UBP – DP hükümeti böyle bir düzenleme yapacak olursa, sinilsin, gülle sanayicilerin başına vuracak nasıl olsa… Yerel işgücü de işsizlik çemberini kırmış olacak; sanayiciler Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacak…
Peki yani, Oda Başkanı bunları düşünemez mi, düşünemedi mi?! Kuzey Kıbrıs’ta Sanayi Odası marifetiyle sanayinin korunması o kadar bir abartıldı ki, artık koruma talep edecek bir şey bulamıyorlar ve bir bu kaldıydı, şimdi de emeğin ücretine karşı yasal korunma arıyorlar. Korunan sanayi ürünlerinde, çoğunlukla fiyat – kalite dengesi tüketicinin aleyhinedir, yani büyük oranda düşük kaliteli yerli sınai ürün tüketiciye pahalıya satılmaktadır. Güney’den alış – verişin bir nedeni de sanayicilerin bu aşırı korunma taleplerinin hükümetler tarafından kabulüdür… Tüketici de aptal değil, geliriyle ulaşabileceği en kaliteli tüketim emtiasını satın almak hakkını kullanıyor. Bunu önlemek için de zaman zaman sanayicilerin talepleri oluyor, bu talep uygulandığı anda kaçakçılık azacak… Et konusunda durum malum, yakalanan etler tonlarca, yakalanamayan miktar ise hak götüre…
Bu konuya bir başka açıdan daha da bakılabilir… Faşist ve ırkçı yaklaşımda Dış İşleri Bakanı Ertuğruloğlu önde gidendir, Sanayi Odası başkanı da galiba arkasına takıldı… Kuzey’de yaşayan Kıbrıslı Rum ve Marunilere Güney’den gönderilen iaşe ve erzaktan gümrük vergisi alacaklar… Sanayi Odası Başkanı ile Bakan Ertuğruloğlu’nun yaklaşımlarındaki benzerlikler ne? Yabancı işçiler aldıkları ücretten artırıp memleketlerine gönderiyor; Rumlar ve Maruniler aldıkları iaşe ve erzaktan artırıp Kıbrıslı Türklere satıyor… Yani, tüketemedikleri kadar fazla bir kaynak var ortada ve o kaynağı kendi yararlarına kullanıyorlar. Önlemek gerek, tüketimleri kadar kıt –kanaat vermek gerek; fazlasını siyasi hakim unsur önleyecek… Yabancı işgücü azınlık (TC’liler hariç tabii, onlar çoğunluk zaten), Kuzey’deki Rum ve Maruniler de azınlık; faşizmde başka ırktan azınlığa yaşam hakkı verilirse sınırlı verilir. Bir taraftan Sanayi Odası başkanı, diğer taraftan Ertuğruloğlu bu misyonun ihalesini almışlar; beğenmeyen azınlık terk etsin Kuzey’i. Geçen yüzyılın ortalarına yakın Hitler’in Yahudilere, ortalarında da TC hükümetlerinin Rum ve Yahudi azınlıklarına yaptığı gibi; şimdilerde de Myanmar’da Arakanlılara yapıldığı gibi… Beğenmezlerse gitsinler, kalırlarsa ölmeyecek kadar edinsinler…
Parmağının arkasına saklanmadan söyledi Sanayi Odası Başkanı, yabancı işçilere 50 $ ücret; parmak arkasına saklanılmadan söylemek gerek, bu düşünce biçimiyle sadece bindikleri dalları kesecekler… “Ona da mı gaile ve maraz?” denirse, evet düşülen bu hallere gaile ve maraz olur…