1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. 50 yılın en başarısız Cumhurbaşkanı ve Hükümeti!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

50 yılın en başarısız Cumhurbaşkanı ve Hükümeti!

A+A-

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Özel Kalem Müdürü ile ilgili mahkemede dile getirilen iddialar, inanılacak gibi değildir!

-*-*-

Bu giriş cümlesi doğru mu?
Değildir!
Neden değildir?
Çünkü alıştık artık!
Çok olağan iddialar!

-*-*-

Müdürün rüşvet aldığı iddia ediliyor…
Puro, alkol, Sterlin, ev…

-*-*-

Müdür kesinlikle suçlu mudur?
Hayır değildir!
Mahkeme sonuçlanana kadar da kimse “sen rüşvet yedin” diyemez!

-*-*-

Ama ilgili Müdür; siyasi bir atamadır…
Bu atamanın en baştaki sorumluları, ilgili Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’dır!

-*-*-

Müdürü linç etmek – mahkeme bitinceye kadar doğru değil!
Ama ilgili bakan, başbakan ve cumhurbaşkanının “Siyasi sorumluluk üstlenip”, bir açıklama yapması; müdürü derhal görevden alması gerekmekteydi!
Bu yapıldı!
Tebrikler!
Doğru olan buydu!

-*-*-

Peki yeterli mi?
Bu mesele sadece bir müdür ile sınırlı mı?

-*-*-

Ortada CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın dediği gibi, tam bir pişkinlik vardır!
Ülkede kirlilik, rüşvet had safhadadır!

-*-*-

Sahte diplomalar, bitirilemeyen ihaleler, bağışlanan örneğin elektrik ödemeleri hatta vergiler; çocuk kandırırmış gibi yapılan Kıbrıs sorunu açıklamaları, Türk Devletleri abartıları gerçek pişkinliktir!

-*-*-

Hükümet ve Cumhurbaşkanı, 1974’ten bu yana geçen 50 yılın en başarısızlarıdır…

-*-*-

İstifaları çözüm mü?
Değildir!
Hükümetin ve cumhurbaşkanının istifaları yeterli olmaz!
Kıbrıs sorununun çözülmesi ve Kuzey Kıbrıs coğrafyasındaki dayanılmaz hale gelmiş statükonun sonlandırılması elzemdir!
Bu düzen böyle gitmemeli!


Herkesin herkesi tanıdığı bir ülkede JuJu operasyonu!

JuJu’nun Türkiye’den KKTC’ye getirilişi bir operasyon muydu değil miydi?
Kesinlikle operasyondu!

-*-*-

Çok küçük bir ülkede yaşıyoruz ve herkes, herkesi tanıyor, biliyor…

-*-*-

Konuyla azıcık ilgilenenler, JuJu’nun nasıl getirildiğini; kimin – neden tatile çıkmasının beklendiğini falan çok çok iyi biliyor…

-*-*-

Asıl mesele, “yok kardeşim, hepsi dedikodudur” demektir!
Ve yine asıl mesele, bu ülkede insanlar arasındaki her türlü ikili ilişkiye bile dilediğinde müdahale eden Türkiye’yi yönetenlerin bu konuyla alakalı sessizliğidir!

-*-*-

Ve şunu da eklemek lazım; konu Ünal abi de değildir!
Konu, JuJu’nun gücüdür!
Mesela, JuJu’nun gücünü Ünal abiden değil, KKTC’nin boyunu çok aşan merkezlerden alıp almadığıdır!

-*-*-

Ve gelelim meselenin en garip tarafına!
Bizler, bu konuyu yazdığımız için örneğin “polisimize, başsavcılığımıza veya yargı kurumuna zarar vermekle” eleştiriliyoruz ama bu oyunda rol alanlar masum olabiliyor!
Ne garip!


Yaşasın KKTC!

Recep Tayyip Erdoğan dedi ki; “Azerbaycan da KKTC için hemen hemen bizim gibi düşünüyor…”
Aynı Erdoğan dedi ki, “… Ersin beyin Türk Devletleri başkanları ile ilişkilerini geliştireceğiz…”
Peki sonuç?
Sonuç yok!
Laf çok!
Gaz çok!
Ver coşkuyu Tayyip bey durumu!

-*-*-

Ve Tayyip beyin KKTC’sine bakın!
UBP’de şu andaki Genel Başkan Ünal Üstel!
Üstel; bırakın kazanmamayı, beş adaylı seçimde beşinci geldiği yarıştan sonra, iki Türkiyeli dilbandi tarafından bu göreve getirildi!
Seçtirildi diyelim!

-*-*-

Faiz Sucuoğlu, aynı iki dilbandi tarafından, iki kez kazandığı kurultaylardan sonra aşağıya alındı!

-*-*-

Şimdi zorunlu olarak – yasa gereği UBP’nin genel başkan seçeceği kurultayını yapması gerekiyor!
Ve Ünal Üstel aday!
Ancak çok ilginçtir; ortalıkta dolaşan siyasi dedikoduların en başında gelen konu nedir biliyor musunuz?
“… Türkiye henüz karar vermedi” dedikodusu!

-*-*-

Türkiye neye karar verecek?
Türkiye, “Üstel ile devam mı tamam mı?” konusuna karar verecek!

-*-*-

Neymiş?
Tatar diyor ki, “Sayın Erdoğan devletimize sahip çıktı, Azerbaycan’da Türk Devletleri Şeyisi’ne katılım göstermemize destek verdi”…
Övünüyor!
Ne acı!
Ne aşağılayıcı!
Ne utanç!

-*-*-

Tatar, “… Egemen eşit devlet mi diyordu?”
Ya Tayyip bey görüşünü değişirse?
Ezik bile değiliz ama Tatar memnun, Ünal abi memnun!
Alan memnun, satan memnun, tutan memnun, yutan daha memnun!
Yaşasın KKTC!


Hırsızlık malı alıp satan ya da bulunduran suçludur!

Ganimet nedir?
Oxford Sözlüğü’ne göre iki anlamı vardır!
1 - “Savaşta düşmandan ele geçirilen her türlü mal”dır.
2 - “Bir rastlantı sonucu ele geçen kazanç ya da olanak, beklenmedik kazanç”tır!

-*-*-

İslam Hukuku’na göre ganimet, “… Gayri Müslimlerden savaş yoluyla elde edilen her türlü mal ve esirleri ifade eden terimdir”... 
Ganimet, “… Allah'ın mü'minlerin, düşmanlarının mallarından helal kıldığıdır”…

-*-*-

KKTC’deki tapulu mülklerin neredeyse tamamına yakını “bizim” değildir!
Dönem de İslam Hukuku’nun geçerli olduğu “Şeriat Dönemi” değildir…
Dolayısıyla bu mülkleri alan, satan, kullanan suç işler!

-*-*-

Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs sorunu çözülünceye kadar, bu mülkleri kullanma hakkına sahiptir!
Hukuk gereği!

-*-*-

Ama Kıbrıslı Türk olmayanlar, “KKTC yurttaşı” olsalar bile gördüğünüz gibi “Güney”de tutuklanmaktadır!
Anlatmaya çalıştığımı anladınız, anladınız!
Anlamadınız, siz bilirsiniz!
Bilmem anlatabildim mi?


alaa-shaheen-vi8rzr9rq70-unsplash.jpg

ABD’nin New York kentinde Bronx ile Manhattan’ı birbirine bağlayan Harlem nehri üzerindeki açılır kapanır köprünün, aşırı sıcaklar nedeniyle açık vaziyette kilitli kaldığı belirtildi. Yerel medyaya yansıyan haberlerde, 3. Cadde Köprüsü’nün çelik unsurlarının sıcak nedeniyle genişlediği ve açık haldeyken kilitleme mekanizmasının sıkışıp kaldığı aktarıldı. Köprü araç trafiğine kapatılırken, video görüntülerinde itfaiye botlarının, çeliği soğutmak amacıyla nehirden köprüye su püskürttüğü görüldü. New York şehri, 35 derece sıcaklık ile yılın en yüksek seviyesini gördü. 1898 yılında açılır kapanır yapıda inşa edilen köprü tek şeritli olarak araç trafiğinde kullanılıyor… Bu haberi neden yazdım? Hemen anlatayım; Fikri Ataoğlu teleferik yapacaktı ya! Bırakın New York’taki 35 dereceyi, dün benim otomobildeki sıcaklık 52 dereceyi gösteriyordu! Vazgeç Fikri Ataoğlu, teleferik yapma da sıcakta bir şey olacayık!

Bu yazı toplam 3110 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar