54 Yıl
25 Aralık 2017....Yarın BRT’nin 54’ncü kuruluş yıldönümü. Şaka değil, yarım yüzyıl da devrildi, gitti. Gitti de bu süre içinde neler oldu ? 54 yıllık BRT şimdi ne durumda ? Tatsız soru ama uzunca bir süredir soruluyor.
***
Yarın BRT’de bir ‘yıldönümü’ töreni var yine. Bu törene, ilgi duyanlar da katılacaklar, aslında ilgi duymayan ama kendini gitmek zorunda hissedenler, ilgi duyarmış gibi görünenler de.
Konuşmalar da olacak şüphesiz. Ve belki de, yıllardır her yıldönümünde dinlediğimiz şeyler tekrarlanacak yine bu konuşmalarda. Akülerle başlayan yayın anlatılacak bir kez daha... Yokluklar içinde çırpınılan yıllar anlatılacak... Anlatılacak da, bugünden, bugün sonrasından hiç söz edilmeyecek emin olun..
***
Benim Bayrak Radyosu ile ilişkim 1964’ün ikinci yarısında başlamıştı. Mücahitlik, Ankara yılları derken çocukluk idealime 1972’de kavuşmuş ve bir Bayrak Radyosu personeli olmuştum. CBC’den gelmiş çekirdek kadroyla beraber olmak, onlardan birşeyler öğrenmeye çalışmak, öğrendiklerimizle yayını sürdürmek büyük bir haz veriyordu.
***
Özellikle 1974’den sonra önemli gelişmeler olmuştu Bayrak Radyosu’nda.. Güçlenmiş, büyümüş, televizyonunu devreye sokmuştu. Sağlam adımlarla ilerliyordu. Sorunlar tümüyle ortadan kalkmış değildi ama, sağlam olan temel ve fedakarlıklarla gemi yüzüyordu.
Büyük bir istek ve gayretle, Bayrak personeli olarak, tüm olumsuzluklara karşı verdiğimiz savaşın en ilginç dönemlerinden biri 1983’de yaşanmıştı. Önemli bir mücadele sürecinden sonra, Bayrak Radyosu’nu ‘BRT Kurumu’ yapmayı başarmıştık. Tek bir amacımız vardı: BRTK’yı daha güzel günlere, daha ilerilere taşımak.
Sonra...
Yıllar geçtikçe, bir nokta geldi, tıkanmaya başladı çoğu şey. Siyasilerin dudakları arasında bir oyuncak oluverdi Kurum malesef. Ve şimdi de ‘tıkanma’ en üst çizgide. “Daha kötüsü olur mu ?” demeyin. Olur olur....
Terfi mekanizmasının ne zaman durduğunu hiç kimse hatırlamıyor, yahut, hatırlamak bile istemiyor artık... ‘Kadrolama’ yok... Personel fazlası var... Personelin çok büyük bir çoğunluğu ‘geçici’... Üst kademeler görevlendirmelerle yürütülmeye çalışılıyor... v.s. v.s v.s....
Siyasiler mi ?
Her iktidar döneminde sözler veriliyor ama sonuç yok...Tek icraat, her iktidar döneminde Müdür ve Yönetim Kurulu’nda yapılan değişiklikler...
***
54 yıl geçmiş ‘o’ günden bugüne. Startın verildiği ‘O’ günlerin, en azından yıldönümlerinde olsun hatırlanması hoş. Ama ondan çok daha önemlisi, artık işlemez duruma gelmiş, ite kaka çalışan mekanizmanın tıkır tıkır çalışır duruma getirilmesi değil mi ?
***
BRT’mize daha nice 50 yıllar dilerim bütün içtenliğimle.
Aman Petrol... Canım petrol
Bazı bilim adamlarının hesaplamalarına göre önümüzdeki on yıl içinde ‘petrol’e nerdeyse hiç gerek kalmayacakmış. Sadece arabalarda değil, petrol ile çalışan her şeyde, alternatif enerji kullanılacakmış. Yani, sözün özü, petrol hayati bir ihtiyaç olmayacakmış artık.
Bu, -birazcık da abartarak- şu demek olabilir mi dersiniz ?
Dünyadaki petrol zengini ülkeler önem kaybedecekler...
Süper güçlerin, petrol sahibi ülkelerdeki ‘hakimiyet’ savaşı sona erecek...
Petrol krallarının, prenslerinin inanılmaz lüks hayatları sona erecek...
Petrolcüler, zengin ülkelerin değil, fakir ülkelerin tüketimi ile yetinecek...
Benzinle, mazotla çalışan tüm araçlar birer kıymetli ‘klasik’ olacak...
Sokak Ağzı
“Ben usandım bu seçim havasından. Propagandalar başlayalı ne gazete okurum ne da radyo-televizyon izlerim. Bitse da gurtulsak...” (Kerim Mert)
***
“Başbakanın boşanması..Başbakanın villası...Başbakanın sevgilisi...Başbakanın nişanlısı...Başbakanın arabaları....Başbakanın banka hesapları.... Nedir ama bunlar ? İşin garibi Başbakan sessiz mi sessiz.” (Gülfer-Lefkoşa)
***
“Üç senede 700 bin..Altı senede 1,400 ... Dokuz senede 2,100 ... Nasıl hesap ama ?” (Nezire Günaydın-Girne)
***
“Güney’de seçim, Kuzey’de seçim. Aha size çözümsüzlük için bir bahane daha. Yıllardır böyleydi, hala aynı...” (Gürcan Soykal-Lefkoşa)
***
“Eskiden, ‘Yüz yirmi bin Kıbrıslı Türk...’ diye nutuklar atılırdı. Şimdiki nutuklarda sayı yok. Çünkü o zamanlardan bu yana, tavşanlar gibi, öyle bir üredik öyle bir üredik ki, nüfusumuzu açıklasak dünyanın ağzı açık kalacak.” (Mustafa-Mağusa)
***
“Kudüs bahane oldu, Filistinin tanınması için herkes çabalıyor. TC de dahil. KKTC uzaktan bakıyor gelişmelere. Hiç tanınmayan tanınacağa da benzemeyen KKTC hiç kimsenin aklına gelmiyor bile.” (Muharrem Günay- Lefkoşa)