6 Şubat: Kara Gün
Takvimler 6 Şubat’ı her gösterdiğinde, dünya için sıradan bir gün daha başlıyor belki. Ama bizim için 6 Şubat zamanın durduğu ve bir daha asla eskisi gibi akmayacağı kara bir gün olarak tarihte yerini aldı.
Depremin üzerinden iki yıl geçti, ama içimizde her gün büyüyen bir acı ; büyük bir özlem, tarifsiz bir hüzün ve öfke…
6 Şubat'ta sadece bir deprem yaşanmadı; o gün ihmalin, sorumsuzluğun, denetimsizliğin en ağır bedeli ödendi ve ödenmeye devam ediyor. Aç gözlülerin yarattığı usulsuzlüklerde çocuklarımızın yaşam hakkı ellerinden alındı.
Şampiyon Melekler sadece takım değildi; onlar, yürekleri başarı için atan, birbirine sımsıkı sarılmış, hayalleriyle geleceğe ışık tutan pırıl pırıl çocuklardı. Adıyaman’a, bir şampiyonluk hayaliyle gitmişlerdi. Ama Grand İsias isimli yapıda hayalleri de, hayatları da enkaz altında kaldı. Grand İsias yalnızca bir otel değildi; ihmallerle, vicdansızlıkla, göz yumulan hatalarla inşa edilmiş bir tuzaktı. Deprem ile yıkılan sadece usulsuz, bilime uygun olmayan yapılar değildi, bizlerin de aileler ve toplum olarak yüreğimizde iyileşmesi mümkün olmayan yaralar açıldı.
Adalet Arayışımız Hiç Bitmeyecek
İki yıldır her gün 6 Şubat’a uyanıyoruz. Her sabah, evlatlarımızın seslerini duymadan, onların kahkahalarını işitmeden, umut dolu
hayallerine eşlik edemeden başlıyoruz güne. Ama bir şeyi hiç değiştirmiyoruz: Adalet mücadelemize olan inancımızı!
Çünkü biliyoruz ki bu bir kader değildi. Bu, insan hayatına değer vermeyenlerin işlediği bir suçtu. Ve bu suç cezasız kalmamalı! İsias davası, yalnızca bizim değil, insan hayatının kutsallığını savunan herkesin davasıdır. Eğer bugün hesap sorulmazsa, yarın başka çocuklar da aynı ihmallerin kurbanı olacak. Biliyoruz ki toplumsal dayanışmanın sembolu olan davamızda biz birlikte olduğumuz sürece suçlular rahat etmeyecektir.
Biz Şampiyon Meleklerimize söz verdik! Onların isimlerini yaşatacağız, anılarını her nefeste diri tutacağız. Onlar için okullar, eğitim projeleri hayata geçirecek, ışıklarını hiç söndürmeyeceğiz.
Unutmadık, unutturmayacağız! Şampiyon Meleklerimiz daima bizimle! Ve biz, adalet yerini bulana dek mücadeleyi bırakmayacağız.
Depremlerin her an olası olduğu bu topraklarda toplum olarak yeterli arama kurtarma ekiplerinin olmasını destekleyelim. Yapı güvenliğine önem verelim. Bu toprakların yeni meleklere değil, yeni şampiyonlara ihtiyacı vardır.
Çünkü Şampiyonlar Ölmez!
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği
Ali Murat Başçeri geliyorsa
Rumlar bizi kesemeyecek!
Bu gün O gün!
Kara gün!
Kader diye yutturulan ama ciddi büyüklükte bir suç silsilesi dahilinde, çocuklarımızın katledildiği 6 Şubat 2023’ün ikinci yıldönümü...
-*-*-
Çok üzgünüz, hala üzgünüz ve adalet meleklerin ruhlarını rahatlatıncaya, ailelerinin acısını bir nebze olsun dindirinceye kadar da üzgün kalacağız ve asla unutmayacağız; asla affetmeyeceğiz!
-*-*-
Sayfamızın bir bölümünü bugün adına Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği’ne ayırdık...
-*-*-
Ve ülkemiz...
Her gün deprem, her gün sarsıntı!
Belki “ölüm yok” ama ölüm kadar acı var!
-*-*-
Trafik ve iş kazaları dışında ihmal içeren “insan ölümü” çok fazla gerçekleşmiyor ama “insanlık” kesinlikle her gün daha çok ölüyor!
-*-*-
KKTC’ye Merkez Bankası yapılacak...
Neredeyse 1 milyar TL’lik dev bir ihale...
-*-*-
İhale açıklanıyor, kazanan şirket ilan ediliyor...
Ama “ihaleden çekilin, şu kadar para verelim, vazgeçin”ler havada uçuşuyor...
-*-*-
Asıl hedef mi?
Asıl hedef, Kıbrıslı şirketleri devreden çıkarıp, 1 milyarlık ihaleyi Külliye’yi yapan şirkete “peşkeş”lemek!
-*-*-
Haaa bu arada ne öğreniyoruz biliyor musunuz?
Güngör Çöplüğü’nde bir dozer ve bir dozer operatörü çalıştıran bir şirket, çöpleri sadece oraya buraya itmek için, KKTC “zengin” devletinden ayda 10 milyon TL götürüyor!
-*-*-
Başka neler mi oluyor?
Büyükelçi değişiyor mesela!
Allah Allah, n’oldu ansızın?
Dedikodular havada uçuşuyor!
-*-*-
Ali Murat Başçeri, yani eski vali, pardon eski Büyükelçi geri geliyor!
Acaba neden?
-*-*-
Nedeni ile ilgili spekülasyon yapmaya gerek yok!
Şu kesindir ki, madem ki Başçeri geliyor, Rumlar bizi kesemeyecek!
Oh, büyük rahatlık!
-*-*-
Elbette TC Devleti bize açıklama yapmak zorunda değil!
Ama açıkçası, bu ani değişiklikle birlikte, “ortada siyasi veya başka kirlilik var” diyenler çoğunlukta!
Yani bu değişim, öyle normal bir diplomatik değişim falan değil!
-*-*-
Bu arada Mehmet Kaya adlı “zat” da geri gelmiş!
İhaleler pardon iç siyasetimizdeki şekil vermeler yeniden Mehmet Bay kredeşimizin uhdesine bırakılacak!
-*-*-
Yok canım, ne işgali?
Hangi hain öyle dedi ki?
İşgal değil, bizi Rumlardan koruma çabası!
-*-*-
Mehnmet Hasgüler Hocanın anlattıkları mı?
Yargımızın esas hedef olduğunu söylüyor Hasgüler!
Sim Tv’de bana söylediklerini dün manşetinde yayınlamış Avrupa gazetesi!
Hasgüler dedi ki; “... Yüksek Mahkeme eski Başkanı Narin Ferdi Şefik’i de tutuklayacaklardı...”
-*-*-
Ve futbolumuz tam Türk Futbolu oldu!
Şikeden başka bir şey konuşulmuyor!
-*-*-
Ve bir banka müdürümüz, müşterisinin hesabından milyon sterlin götürmüş!
-*-*-
Ve KKTC’deki en ihtişamlı tarihi binalardan birinin peşkeş çekildiği Türkiyeli bir vakfın yöneticileri, 19 milyon dolarlık naylon faturayla uçurabildiğini uçurmuş!
-*-*-
Hastane mi?
Amaaaaan...
-*-*-
Sene 1974, Rumlar bizi kesecekti, Türkiye gelmeseydi hepimiz ölecektik ya!
Şükredelim!
Memleketin içine mi edilmiş!
Şükredin dedik ya!
Başçeri geliyorsa, dediğim gibi, Rumlar düşünsün; oh ya oh ya, bizi kesemeyecekler ya!