65 yıllık ‘İŞGAL’
Mağusa’da “izinsiz restorasyon” nedeniyle önce mühürlenen, sonrasında da izinsiz şekilde çalışmaları tamamlanan Venedik Evi’nin Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’ne ait olmasına rağmen 65 yıldır Eroğlu ailesinin “hukuk dışı” bir şekilde kullanımında olduğu
Ayşe GÜLER
Mağusa’da KAÇAK restorasyon nedeniyle önce MÜHÜRLENEN, sonrasında da İZİNSİZ şekilde çalışmaları tamamlanan Venedik Evi ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı.
1952 yılından beridir 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kızı, iş insanı Resmiye Canaltay ile ailesinin kullanımında olan Venedik Evi’nin Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’ne ait olduğu ortaya çıktı.
Canaltay’ın 65 yıldır kullandığı ev ile ilgili hiçbir TASARRUF BELGESİ bulunmadığı, binanın ‘İŞGAL’ altında olduğu belirlendi.
Öte yandan ‘Kültür Evi’ olması için inşaatı kaçak olarak tamamlanan projeye Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan da ONAY ÇIKMADI.
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli’nin başkanlığını yaptığı Kurul, ‘inşaatı başlayan projelerle’ ilgili KARAR ÜRETMEME yönünde eğilim gösterdi.
Projenin dosyası AYK’dan geri çevrilmesine rağmen Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kızı, iş insanı Resmiye Canaltay’a kiralanmasına yönelik Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nden görüş talep etti.
İş insanı Resmi Canaltay ise doğup büyüdüğü Venedik Evi’nin 1952 yılından beridir kullanımında olduğunu, kendilerine verilen tasarruf belgelerini kaybettiklerini, içerde hiçbir kaydın bulunamadığını açıkladı.
İnşaat çalışmalarının tamamlanması nedeniyle proje ile ilgili AYK’nın görüş vermediğini de doğrulayan Canaltay, binayı kiralamak için Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi’ne müracatta bulunduğunu ve cevap beklediğini kaydetti.
Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Müdürü Eralp Münür Pınar, şu anda Venedik Evi’nin KİRALANMADIĞINI ancak bu işlem ilgili Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nden görüş talep edildiğini aktardı.
TASARRUF BELGESİ YOK!... Resmiye Canaltay’ın binayı ‘kiralama’, yani hukuki geçerliliği olacak şekilde kullanımına alma talebiyle Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi’ne müracaata bulunmasıyla; binanın TASARRUF BELGESİ OLMADAN, 1952 yılından beridir yasa dışı şekilde kullanıldığı su yüzüne çıktı.
Önce durdurma sonra mühürleme kararı…
Bilindiği üzere; Canaltay’a ait Mağusa’daki Venedik Evi’nde kaçak olarak geçtiğimiz yıl inşaat başlatılmış, Anıtlar Yüksek Kurulu bu inşaatı durdurmuştu.
Bir ay içerisinde söz konusu taşınmaz ile ilgili restorasyon projesinin Anıtlar Yüksek Kurulu’na sunulmaması veya inşaii ve fiziki müdahaleye devam edilmesi durumunda binanın MÜHÜRLENMESİ de kurulca karara bağlanmıştı.
Mühürleme kararına rağmen inşaat izinsiz, onaysız bir şekilde devam etmişti…
AYK’DAN DA ONAY YOK!... ‘Kültür Evi’ olması için inşaatı kaçak olarak tamamlanan projeye Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan da ONAY ÇIKMADI. Buna rağmen Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nden ‘kiralama’ ile ilgili görüş talep etti.
Mağusa İnisiyatifi ‘göreve çağırmıştı’…
Yaşanan gelişmelerin ardından Mağusa İnisiyatifi, Mağusa sınırları içindeki en eski ve değerli konut olarak kabul edilen Venedik Evi’nde yakın zamanda başlayan inşaat faaliyetlerinin mevcut duvarların zayıflamasına, belki de yıkılmasına sebep olacak müdahaleler olduğunu vurgulamıştı.
Yapılmakta olan, taş duvarları sağlamlaştırmadan üzerine beton kirişler inşa etme işleminin mevcut duvarların daha da zayıflamasına, belki de yıkılmasına sebep olacak müdahaleler olduğuna işaret eden İnisiyatif, yapılan müdahalenin yapının değerlerinin ortaya çıkarılması ve ömrünün uzatılmasına değil, değerlerinin yok olmasına ve ömrünün kısalmasına sebep olacağına vurgu yapmıştı.
Mağusa İnisiyatifi geçtiğimiz Nisan ayı sonunda yaptığı açıklamada, Venedik Evi’nin yitip gitmemesi için mücadele edeceklerini vurgulamış, hem bu uygulamanın sorumlusu olanları, hem de tarihi eserlerle ilgili denetim ve onay süreçlerinden sorumlu kurumları acilen yasalara ve etik değerlere uygun olarak görevlerini yerine getirmeye çağırmıştı.
Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Müdürü Eralp Münür Pınar:
Kiralama talebi var, biz de Eski Eserler’den görüş istedik
Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Müdürü Eralp Münür Pınar, şu anda Venedik Evi’nin KİRALANMADIĞINI, bu işlem ilgili Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nden görüş talep edildiğini aktardı.
YENİDÜZEN’e bilgi veren Pınar, ‘Şu an bu binanın içerisinde Resmiye Canaltay oturuyor. Böyle bir talep var, biz de görüş istedik. Bu görüş geldi mi gelmedi mi aklımda yok…” dedi.
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli:
Resmi bir evrak ulaşmadı
Öte yandan Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli ise bu konuyla ilgili resmi bir evrakın eline ulaşmadığını, ulaşması halinde gerekli incelemeyi yapacaklarını söyledi.
CANALTAY: TASARRUF BELGESİNİ KAYBETTİK!... YENİDÜZEN’e konuşan İş insanı Resmi Canaltay ise doğup büyüdüğü Venedik Evi’nin 1952 yılından beridir kullanımlarında olduğunu, “kendilerine verilen tasarruf belgelerini kaybettiklerini”, içerde hiçbir kaydın bulunamadığını açıkladı.
3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kızı, iş insanı Resmiye Canaltay:
Tasarruf belgemi kaybettim, hiçbir kayıt bulunamadı
3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kızı, iş insanı Resmiye Canaltay doğup büyüdüğü Venedik Evi’nin 1952 yılından beridir kullanımında olduğunu, kendilerine verilen tasarruf belgelerini kaybettiklerini, içerde hiçbir kaydın bulunamadığını açıkladı.
İnşaat çalışmalarının tamamlanması nedeniyle proje ile ilgili AYK’nın görüş vermediğini de doğrulayan Canaltay, binayı kiralamak için Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi’ne müracatta bulunduğunu ve cevap beklediğini kaydetti.
“Kendi evimize kira mı vereceğiz diye düşündüm ama kabul ettim”
“Bina, hayatını kaybeden nenem ve dedemin evidir. Mağusa’da kime sorsanız ‘bu ev Ahmet dayı ile Resmiye ablanın evidir’ der” diye konuşan Canaltay, 1980’li yıllarda Surlariçi’nde oturan herkese koçanlarını almak için kullanım belgesi verildiğini, kendisinin de söz konusu belgeyi aldığını anlattı.
Canaltay, özetle şöyle devam etti: Biz de kullanım belgelerini aldık, koçanı almak için eşdeğerimiz de vardı. Maalesef üzerine düşülmedi. O zaman babam, aile bu olayın üzerine düşmedi. En tuhafı biz bu kullanım belgesini de kaybetmişiz. Tasarruf belgesi bulunmadı. Ne yapabileceğimizi düşündük. ‘Tasarruf belgeniz yok ama size bu evi kiralayabiliriz’ dediler. Kendi evimize kira mı
vereceğiz falan diye düşündüm ama kabul ettim. Çünkü bir yola çıktık, masraf yaptık. Böyle bir girişimde bulunduk.
“Kiralama için müracaatta bulundum”
Hem anılarını yaşatmak hem de Mağusa’ya kültür evi kazandırmak için yola çıktığını belirten Canaltay, restorasyon çalışmalarına ciddi masraf yaptığını da dile getirdi.
Canaltay, binayı kiralamak için Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi’ne müracatta bulunduğunu aktararak, “Neticede burası bizim, 1952’den beridir oturduğumuz bir yer. Restore ettik, anılarımızın olduğu bir ev… Sorun, herkesin koçanlarını aldığında bizim koçanımızı almamızdan kaynaklandı” şeklinde konuştu.
“Kayıt bulunamadı, dosyalar çıkmadı…”
Canaltay, ‘Tasarruf belgesi hiçbir devlet kurumunda yok mu?’ sorusuna cevaben ise “Olması lazım. O zaman Eşber Serakıncı bakandı. Belgeleri kendisi vermişti. Fakat içerde hiçbir kayıt bulunmadı” dedi.
Canaltay şöyle devam etti: Zaten biliyorsunuz, bazı belgeler bulunmuyor. 1980’li yıllarda olan bir şeydi… Dosyalarda çıkmadı ancak baktığınızda evet Mağusa halkı bizim biliyor, biz de bizim olduğunu biliyoruz. Ama böyle bir olay yaşandı.
“Proje bitti diye AYK görüş sunmadı”
Binanın restorasyonuna ilişkin inşaatın tamamlanması nedeniyle Anıtlar Yüksek Kurulu’nun projeye GÖRÜŞ VERMEDİĞİNİ söyleyen Canaltay, “Projeleri gönderdik, hepsini hallettik. Orda da bizim hatamız olabilir. Fakat bize kimse de yol göstermedi. Birileri gelip, baksın diye aylarca inşaatımızı durdurduk” dedi.
Canaltay, projede ‘çatı’ ile ilgili bir problem yaşadıklarını ancak buradaki çalışmayı da AYK’nın söylediği çerçevede yaptığını dile getirdi.
“Anıtlar Yüksek Kurulu’na projelerimizi verdik. ‘Proje bittiği,tamamlanan bir bina olduğu için görüş vermiyoruz’ dendi. Bu sadece benim binam için değil, Mağusa’da birçok yapı için aynı görüş verildi” diyen Canaltay, “AYK’yı biliyorsunuz… Bazı yerler restore edilir ama hiçbir şekilde AYK’dan izin yoktur ama kimse de sesini çıkarmıyor” şeklinde konuştu.