Hüseyin ÖZBARIŞCI

Kıbrıs’ın kuzeyinde salgının bedelini esnaf ödüyor, kepenkler bir daha açılmamak üzere kapanıyor. Kimi esnaf, kapalı kaldığı günlerin kaybını atlatmaya çalışırken, kimi de işyerini kiralık ya da satılığa çıkarttı. Lefkoşa, Girne ve Mağusa’da pek çok işyerinin üzerinde “devren satılık” ya da “kiralık” levhaları görülüyor.
İstatistikler, Kıbrıs’ın kuzeyinde son 7 ayda 700’ün üzerinde özel işletmenin kapandığını, 1500’lerde olan yeni işyeri açılma sayısının da, son 3 ayda 30 civarı olduğunu gösteriyor.

700’ün üzerinde dükkân kapandı, 30 civarında yeni dükkân açıldı

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatlar Odası’ndan elde edilen veriler, Kıbrıs’ın kuzeyinde 2020 yılı içerisinde 700’ün üzerinde işyerinin kapandığı ve yeni işyerinin açılma sayısının 30 civarlarında olduğunu gösteriyor. Oda’nın verilerine göre, Sosyal Sigortalar Fonu’na kayıtlı çalışan sayısı Pandemi öncesinde 113 binden 80 bine geriledi.

‘Hükümet yüzünü bize dön’ eylemleri devam ediyor

UBP-HP hükümeti, Mart ayından Mayıs ‘a kadar esnafa ve kapalı işyerlerinin çalışanlarına 1500 TL katkıda bulunsa da, bu kısıtlı destek esnafın yüzünü güldürmedi.
Esnafın sorunlarının dile getirebilmesi için kurulan Birleşik Eylem Komitesi, “Hükümet yüzünü bize dön” sloganıyla eylem süreci başlattı.
Komite üyeleri, 2 Temmuz’da hükümete tepkisini dile getirebilmek için Girne’den Lefkoşa’ya yürüyüş gerçekleştirmiş, Başbakanlık önünde çadır kurmuştu. Komite, son eylemini geçtiğimiz hafta Lokmacı’da yaptı.

KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga:

“Esnafa büyük haksızlıklar yapılıyor”

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga YENİDÜZEN’e açıklamalarda bulunarak, bu süreçte esnafa çok büyük haksızlıklar yapıldığını belirtti ve 45 gün sonra kaale alındıklarını söyledi. Tulga; “Birilerine kaynak aktarılırken, birilerine de 4 ayda 1 kez 1500 TL vererek insanları aç bırakırsan, bu insanlar da doğal olarak sesini çıkarır. Bizi eyleme sürükleyen de aslında budur. Bu süreçte toplantılar yaptılar, karar ürettiler, sonuç aldılar ve bizi masaya öyle çağırdılar. Bizi Girne’den Lefkoşa’ya yürüten de, bu sıcakta 15 gün çadırda bekleten de esnafa yapılan bu haksızlıklardır. Biz bunları pandemi sürecinin sonundan beri dile getiriyoruz. Ne yazık ki, hükümet kanadıyla 45 günde masaya oturabildik. Ateşte yürüdükten sonra bizi kaale almaya başladılar. Başbakanlık önündeki çadırı kaldırdık çünkü 45 dereceye kadar yükselen bir hava vardı. Eylemimiz ilk günkü heyecanıyla devam ediyor. Hükümetten beklentimiz, herkese karşı adil davranmaları ve bugüne kadar emek veren bu kadar insanın ayakta durabilmesi için onlara katkı yapmalarıdır” dedi.

“Arsanın değeri değil, zeytin ağacının değeri tartışılmalı”

Ensaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Tulga, ranta dayalı bir yapı olduğunu, ülkemizde artık üretime dayalı bir yol izlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Hürrem Tulga; “İnsanların aç kalmaması ve dükkânların kapanmaması için öneriler yapıyoruz. Artık bizim üreten bir ülke olmamız lazım. Arsanın değerinin değil, zeytin ağacının değerinin tartışılacağı bir ülke yaratmamız lazım. Bizim şu anda konuştuğumuz sadece ranttır. Tükettiğimiz yapıdan çıkıp, üretmeye yönelik yatırımlar yapmamız gerekiyor. Bugüne kadar ranta dayalı bir yapı vardı. Bu yapıyı da idare ediyorduk ancak bu kriz bize böyle yaşayamayacağımızı bir kez daha gösterdi. Şimdi gerçekle yüzleşme zamanıdır. Ancak maalesef çıkar gruplarının böyle bir niyeti olmadığı ortada. Onların, eskisi gibi devam etme istemelerinin de kanıtları zaten ortada. Bunun sürdürülemez olduğu herkesin bilmesi ve farkına varması gerekir. Bu ülkede üretim yapılmaz denildiği halde, ülkemizde aslında üretim yapılabileceğinin birçok kanıtı vardır. Ama maalesef yapılması gerekenler yapılmıyor. İzolasyon dedikleri, kendi kendimize koyduğumuz ambargolardan başka bir şey değil” ifadelerini kullandı.