7 yanlış!
Bir yerde okudum ve hemen kendi yurdumuz üzerinden yorumladım.
“Hepsi” dedim, “Hepsi var bizde…”
Yedi yanlış değil yedi bela gibi yapıştı yakamıza, gitmiyorlar.
* * *
İletişim dünyası yeni teknolojilerle birlikte epeyce kirlendi ya, hangi sözü, kim söylemiş, emin olamıyorsunuz.
Birisi oturuyor, döktürüyor.
Kendi imzasını atsa altına okunmayacağını ya da kıymet verilmeyeceğini düşünüyor.
Ünlü bir felsefecinin ismini yazıyor, bir düşünürün, şairin…
Kim söylemiş, nerede, nasıl emin olacaksınız ki?
Çoğu “söz” aslında imza sahibi adına uydurulmuş.
* * *
Hatta bir ara “köşe yazıları” vardı böyle…
Şiirler var, bir dolu!
“Benim adıma yayınlanmış, benim olmayan şiirler” diye özel sayfa hazırlayan şairler var.
Hayatta olanların işi daha kolay!
Ancak mezardakinin ayağa kalkarak, “bu lafı ben etmedim” diyecek hali yok.
* * *
Misal, Atatürk’ün “Efendiler, Kıbrıs’a dikkat ediniz, bu ada bizim için önemlidir” sözü!
Tarihçiler arasında tartışma konusudur, gerçek mi, değil mi?
Hele geçmişte çok fazla kayıt da yok ortada…
Malum, Atatürk’ün iğneden ipliğe, her yaşa ve mesleğe uyumlu sözleri vardır, kimi söylenmiş, kimi kurgulanmıştır.
İspatı mümkün değil…
O nedenle, hemen herkes kendi “mahallesine” asacak bir söz Atatürk sözü bulur!
* * *
İnsan haklarının unutulmaz direnişçisi Gandi’ye ait “Dünyanın 7 yanlışını” okudum.
Mahatma Gandi'ye mi ait gerçekten bu sözler, bir başkasına mı, bilmiyorum.
Ama altına imzamı atıyor, katılıyor, onaylıyorum.
* * *
Keşke ideallerimize ulaşmak anlamında bedel ödemeyi göze alabilseydik; örnek alabilseydik kendimize Gandi'yi, onca zulme rağmen fikirlerinden ödün vermedi.
Bir "yurt" kolay kazanılmıyor.
Bedel ödemeden de olmuyor.
* * *
İşte Gandi’ye göre 7 yanlış şu!
1- Ahlaksız ticaret
2- İlkesiz siyaset
3- Niteliksiz eğitim
4- Emeksiz zenginlik
5- Vicdansız haz
6- İnsaniyetsiz bilim
7- Gösterişe dayalı ibadet
* * *
Bu 7 maddenin her biri için Kıbrıs’a dair bir kitap yazılır.
Üstelik hepsi de katmerlenerek sürüyor, halen…
Kıbrıs için İlkesiz Siyaset ile Emeksiz Zenginliği ilk sıraya yazarım ben…
“Vicdansız Bencillik” diye de değişirim bir maddeyi!
Siz ne dersiniz, bilemem.