7 yıl sonra gelen ceza!
BİR HABER- YORUM
Trafikte ‘cezaların caydırıcılığı’ tartışma konusu bir yana, polisin bize özgü ‘tuzak’la ceza yazma yöntemi de toplumda her zaman tepki çekmiştir.
Buna bağlı olarak önceleri trafikte ‘ışık yakarak’ birbirini polisin kontrolü konusunda uyaran sürücüler, son yıllarda gelişen teknolojiye de bağlı olarak sosyal medyada kurulan çeşitli platformlarda polis kontrolüne ilişkin bilgi paylaşıyor… Hem de sürekli… Şimdi o platformlarda birine baksanız polis nerede kontrol yapıyor hemen öğrenirsiniz.
Yurt dışında çevre temizliği konusunda olduğu gibi trafik kullarına da oldukça hassasiyet gösteren bizler, aynı hassasiyetleri kendi ülkemizde alışkanlık edinemedik bir türlü ne yazık ki… Adanın diğer yanına dahi geçsek trafik kurallarına uyar, çevreyi de kirletecek hiçbir harekette bulunmayız.
Hatalı, eksik sadece biz miyiz?
Ülkemizde emniyet kemeri takmaya da tahammülümüz yok, hız limitine uymaya da… Yüklü trafik cezalarına karşın hem de…
Başka yerlerde uyduğumuz kurallara kendi ülkemizde uymayışımız, aslında ‘kural tanımaz’ olmadığımızı da ortaya koyuyor aslında… Bizim kadar hatalı, eksik bir şeyler daha var…
Geçenlerde Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın katıldığı bir televizyon programında değindiği gibi, polisimiz ceza yazmak yerine, daha uyarıcı, can güvenliğimiz için kuralların gerekliliğini hatırlatıcı olmalı belki de…
Hemen ‘cezalısınız’ demek yerine…
Sabit hız kameraları da bu ülkede kurulduğundan bu yana hep tartışma konusu olmuştur… Önce alışkın olmadığımız bir sistem olduğu için çokça eleştirdik, reddettik, sonra ‘geç gelen cezalar’ nedeniyle kanıksadık.
7 YIL, İKİ GÜN ÖNCESİNE ait ceza…
Geç gelen cezalar derken, önceleri ‘aylardan’ bahsederken, sonra ‘yıllardan’ bahseder olduk… Dün sosyal medyada bir yurttaş, eline yeni ulaşan 7 YIL İKİ GÜN ÖNCESİNE AİT bir sabit kamera radar cezasını paylaştı.
“İşte bizlerin kurduğu ve dünyaya tanıtacağımız KKTC’ ifadeleri ile paylaşılan ceza paylaşımının altına da çokça polisimizi, sistemi(sizliği) ve toptan devleti eleştirir yorumlar yapıldı…
Polis gönderdi, tebliğ hizmeti yapan şirket götürmedi, yeni ihaleyi alan şirket eski cezalara karışmadı vs… Geciken cezalar için birçok ‘neden’ vardır eminim, ama günün sonunda olan bizim GÜVENİMİZE olduğundan, kanıksadığımız sisteme uymadığımız için SUÇLU da değiliz kanımca… Peki o zaman bu CEZA kimin?
BİR İDDİA…
‘Yanlışlık’ gerekçesiyle ‘düzeltme’ adı altında ‘değişiklik’
Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, İçişleri Bakanlığı ve Şehir Planlama Dairesi’nin ‘yanlışlık yapıldığını’ gerekçe göstererek Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi Emirnamesi'nde ‘düzeltme’ adı altında ‘değişiklik’ yaptığını ileri sürdü…
İnsanların hukuk bilgisi ile dalga geçildiğini de savunan Refikoğlu, Mimarlar Odası’na da göndermede bulundu… Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu’nun bu önemli iddiası karşısında, İçişleri Bakanlığı ve Şehir Planlama Dairesi’nin açıklaması elzem…
Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu’nun paylaşımı şöyle:
“İçişleri Bakanlığımız ve Şehir Planlama Dairemiz, Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi Emirnamesi'nde "YANLIŞLIKLA" 6 ay yerine 3 ay ve "YANLIŞLIKLA" 9 ay yerine 6 ay yazdığı için emirnamede değişikliğe değil düzeltmeye gitmiş…
Değişikliğe giderse iyi idare yasası, halkın katılımı iş uzayacak çıkar ve rant çevrelerinin mutluluğu gecikecekti. Yerim sizin insanların hukuk bilgisiyle dalga geçmenizi. Yazılı olarak bu süreyi uzatma isteğinde bulunan mimarlar odası da keşke vize tüzüğünde yazdığı gibi "mimarlık mesleğinin olumlu bir düzeyde geliştirilmesi, kamu yararına hizmet edebilmek için mesleki hizmetlerin teknik ve sanat gereklerine göre yapılması, uygulanması ve denetimin yapılmasıdır" gibi işlerle uğraşsa”.
BİR ALINTI: Nüfus tartışmasının bilinçli olduğunu düşünüyorum. Herkesin işine yarıyor. Bu ülkenin kurumlarına güvenmeyeceksek, Cumhurbaşkanı da güvenmeyecekse, nasıl olacak... Kaldı ki rakamları belli olan alanlarda dahi planlama yapamıyoruz... (Hüseyin EKMEKÇİ)