% 71 erkek, % 29 kadın
KUZEY KIBRIS'TA COVİD-19 POZİTİF VAKA ANALİZİ: Erkeklerde ve gençlerde daha yüksek!
Yakın Doğu Hastanesi bünyesinde 1 Temmuz-10 Eylül arasında 43 bin 183 kişiye yapılan Covid-19 testi sonucunda 117 pozitif vaka tespit edildi. Bu vakaların 83’ü erkek, 34’ü ise kadın… Pozitif vakaların yaş ortalaması ise 31 olarak tespit edildi.
Vakaların %80- 85’inin Asemptomatik olduğu gözlemlendi.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Erkeklerde ‘bize bir şey olmaz’ mantığının ağır basması, kadınların ise annelik içgüdüsü, koruma amaçlı hareket etmesi bu orandaki sonuçlara büyük etken. Erkeklerin Covid 19’a daha fazla yakalanmasının temel nedeni kurallara daha az riayet etmeleri olarak açıklanabilir. ”
“Vaka sayısındaki artışlar ve ilerleyen günler için öngörüsünü de paylaşan Şanlıdağ: “Düğünler yasaklandı, cafeler barlarla ilgili yeniden uygulamalar gündeme geldi, bunlarla birlikte kişilerin de buna riayet etmesi gerekiyor. Bu şekilde vaka sayısında 22 Eylül’den sonra düşüş olabilir”
Fehime ALASYA
1 Temmuz-10 Eylül arasında 43 bin 183 kişiye yapılan Covid-19 testinde 117 pozitif vakaya rastlandı. Bu rakam içinde erkek ve gençlerde yüksek oranda pozitif vaka olduğu, bu vakaların yüksek oranda virüs taşıdığı tespit edildi. Bu vakaların Asemptomatik olduğu belirtilirken, son günlerde Girne bölgesinden çıkan örneklerde de artış yaşandığı kayıtlara geçti.
Rakamlarla ülkedeki Covid-19’un analizini YENİDÜZEN’e değerlendiren YDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, erkek vakaların, kadınlara göre yüksek olmasını ‘erkeklerin kurallara daha az riayet etmeleri’ olarak yorumladı.
Şanlıdağ, vakaların gençlerde daha yüksek oluşunu ise ‘gençlerin, hastalığı hafif seyirle atlatabildiği için daha korunmasız hareket etmesinin sonucu’ olarak değerlendirdi.
“%70 erkek, %30 kadın vaka”
Covid-19 PCR Laboratuvarı sonuçlarının analizlerinde önemli çalışmalar ortaya kondu.
1 Temmuz- 9 Eylül tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı’nın Yakın Doğu Hastanesi’ne yönlendirdiği 31 bin 523 kişiye Covid-19 testi yapıldı. Bunların içinde sonucu pozitif çıkan 65 vaka kayıtlara geçti. Bu rakamlarda pozitiflik oranı binde 2 oldu.
Bu 65 vakanın 46’sı erkek, 19’u ise kadın. Burada da %71 erkek, %29 kadın vakaların olduğu görüldü.
“Bu vakaların %80-85’i Asemptomatik”
13 Temmuz’dan 10 Eylül’e kadar hastaneye başvuran hasta sayısı toplam 11 bin 660 kişi oldu. Bunların içinde ise 52 kişi pozitif olarak saptandı. Burada ise pozitiflik oranı binde 4 olarak kayıtlarda yer aldı. Bu 52 pozitif vakada ise 37’si erkek, 15’i ise kadın oldu. Oransal olarak ise %71’i erkek, %29’u ise kadın... Toplam 117 pozitif vaka içinden ise yaş ortalamasının 31 olduğu ortaya çıktı. Bu vakaların %80-85’i Asemptomatik olduğunu anlatan Şanlıdağ, “Kötü olan bu vakalar hiçbir belirti vermiyor olması ve buna rağmen yüksek oranda virüs taşıdıklarını tespit ettik. Bu da bize şunu gösteriyor ki eğer yüksek oranda virüsü taşıyor ve hiçbir belirti göstermiyor, korunmuyorsanız, bu virüsü yüksek oranda başkalarına da bulaştırabilirsiniz.” dedi.
“Test sayımız da bir anda arttı”
Eylül ayının ilk haftasında pozitif vakalarda daha çok artış gözlemlediklerini anlatan Şanlıdağ, “Pozitif saptanan vakalar, basına yansıyanlar, toplumdaki veya bireylerdeki korkular da bu test yapma isteğini doğurdu. Bu bağlamda hiçbir semptom göstermeyen ve kendini test ettirmek isteyen çok insan oldu anlamına geliyor. Bu nedenle test sayımız da bu sürede bir anda arttı. Bireyler test yaptırdı ve virüsü taşıdığı ortaya çıktı.” yorumunda bulundu.
Maske, mesafe ve hijyenin ne kadar önemli olduğuna değinen Şanlıdağ, “Yapılan bilimsel çalışmalar toplumun %65’inin temkinli davranması, o ülkenin önümüzdeki iki yıl boyunca enfeksiyon pik sayılarını azaltacağını göstermiş. Toplum bu kurallara uysa zaten bu vaka artışları düşecek.”
“Vakalar büyük oranda Asemptomatik”
Türkiye’de açıklanan rakamların büyük bir kısmı semptomlu kişilerden alınan pozitif sonuçlar olduğunu anlatan Şanlıdağ, ülkemizde ise büyük oranda Asemptomatik veya hafif seyirli pozitifler olduğunu anlattı.
Girne’den gelen pozitif vaka örneklerinde artış olduğunu anlatan Şanlıdağ, “Bu bölgede çok fazla insan, korunmasız olarak kalabalık ortamlarda bulundu. Burada bulaş olma olasılığı ise bu artışla paralel olabilir.”
Yerel bulaş nasıl hızla yayıldı?
Pozitif vakaların çoğunluğunun erkekler olmasını ‘erkeklerin kurallara daha az riayet etmesi’ bağlayan Şanlıdağ, erkeklerdeki 31 yaş ortalamasının da fazla oluşunu ‘gençlerin, hastalığı hafif seyirle atlatabildiği’ için daha korunmasız hareket ettiğine değindi.
Şanlıdağ, “Erkeklerde ‘bize bir şey olmaz’ mantığının ağır basması, kadınların ise annelik içgüdüsü, koruma amaçlı hareket etmesi bu orandaki sonuçlara büyük etken. Erkeklerin Covid’e daha fazla yakalanmasının temel nedeni kurallara daha az riayet etmeleri olarak açıklanabilir. ” dedi.
Bu vaka artışında ülkedeki düğünlerin de etkisinin olduğunu anlatan Şanlıdağ, bu kalabalık ve savunmasız gruplarda bulaşın daha hızlı yayıldığına dikkat çekti.
“201 olan toplam aktif vaka sayılarını 60’a indirebilirsek salgın kontrol altına alacağımız anlamına gelebilir”
DESAM Enstitüsü Matematik Araştırma Grubunun çalışmaları ışığında, ülkedeki pandemi merkezi ve pandemi otellerinde olan hasta sayısının 60 kişiyi geçmeyecek şekilde olmasıyla salgının kontrol altında tutulabileceğine değinen Şanlıdağ, “Bu tüm dünyada aynı değer ile ölçülüyor. Buradaki toplam hasta sayısının 60 kişiyi geçmemesi gerek. Sürecin başından beridir bunu söylüyoruz. Eğer 201 olan vaka sayılarını 60’a indirebilirsek salgın kontrol altına anlamına geliyor. Bu bağlamda artan vaka ve taburcu olan vaka sayısının değerlendirilmesi gerekiyor.”
“22 Eylül’den sonra düşüş olabilir”
Vaka sayısındaki artışlar ve ilerleyen günler için öngörüsünü de paylaşan Şanlıdağ, yeni alınan tedbirlerle birlikte halkın uyumunun ilk dalgadaki gibi sağlanması halinde 22 Eylül’den sonra vaka sayılarında düşüş beklediklerini kaydetti.
“Düğünler yasaklandı, cafeler barlarla ilgili yeniden uygulamalar gündeme geldi, bunlarla birlikte kişilerin de buna riayet etmesi gerekiyor. Bu şekilde vaka sayısında 22 Eylül’den sonra düşüş olabilir. En azından bu uygulamalar salgının hızını kesecektir. 1 Temmuz’da yapılan açılımda aslında tüm bu şartlar belirlenmişti. Fakat ne bireyler, ne toplum ne de devlet olarak bunlara uymadık. Bireyler tedbiri elden bıraktı, devlet denetlemeyi bıraktı, yerel bulaş hızla yayıldı. Halbuki ilk halk olarak buna sıkı uymuştuk. Açılım süreci içinde bunları elden bıraktık.”
Bireysel olarak sorumluluk: Mesafe, maske, hijyen…
Önemli olanın açılımdan sonra koordineli olunması ve bu salgının kontrol altında tutulması gerektiğine değinen Şanlıdağ, “Önceden zorunluluk haline gelmeden halkın %75’i maske kullanıyordu, açılımdan sonra bu çok değişti. Burada bireylere de büyük iş düşüyor. Bireysel olarak da dikkatli olsaydık bu vaka artışı yaşanmayacaktı. Ülkeye dıştan gelen vakaların takip ve tedavisinde risk çok azdır ama yerel bulaşta kendi içimizdeki dinamikleri kontrol altında tutmak çok daha zordur.”
“Uzman ellerde, uygun koşullarda, kaliteli testler şart…”
PCR testi sayısı ve bunun üzerine konuşulduğunu anlatan Şanlıdağ, esas olarak PCR test kitlerinin güvenilirliğinin ve alanında uzman çalışanların konuşulması gerektiğinin altını çizdi.
Şanlıdağ, “Bazı test kitlerinin duyarlılıkları %40’ı aşmıyor. Yeni versiyon kitlerin kullanılması gerek. Biz 13 Temmuz’dan beridir yeni kitleri kullanıyoruz. PCR testlerinde kullanılan kitin kalitesi veya uzman ehil ellerde yapılıp yapılmadığı yanlış sonuçlar doğurabilir. Benzer bir durum Kıbrıs’ın güneyinde yaşanmış, bir günde 30’un üzerinde pozitif test sonucu verilmiş, akabinde laboratuar hatası denerek özür dilenmişti. Bu bağlamda test kitleri, teknik donanım ve kadro çok önemli.” yorumunda bulundu.
PCR testleri üzerinde uzmanlık alanından yeterli düzeyde eleman ve teknik donanım olması gerektiğine de değinen Şanlıdağ, “ Bu nedenle PCR laboratuarımızda 3 tane enfeksiyon hastalıkları uzmanı üç hekimimiz, 28 çalışanımız bulunuyor. Bunların tümü alanında uzman kişilerdir. Bunun yanında 9 öğretim üyesi kontrolünde 7/24 çalışan laboratuarımız var. Analiz edilen sonuçlar birçok kişinin onayından geçiyor ve devlete bildirim yapıyoruz. Yüzde yüz Sağlık Bakanlığı ile koordineli çalışıyoruz.” dedi.