1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. 74 zengini !..
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

74 zengini !..

A+A-

 

Çocukken çok duyardık, iyice kavramazdık anlamını, "74 zengini" derlerdi.
Bilmezdik çünkü 20 Temmuz'larda tanklar yürür, kahramanlık naraları yükselir, katliamlar anlatılır, kurtuluş destanları yazılırdı.
Kimseler ne okulda ne siyah beyaz ekranda "74 zenginliği" üzerinden konuşurdu.

***

Kıskanırdık kimi hayatları...
Hani "şanslı doğmuş" dersiniz ya, öylesine imrenerek bakardık hep, büyüklerimiz "doğmadı, sonradan buldu" diyerek konuşurdu kendi arasında.
Ve araya mutlaka o iki kelime girerdi: 74 zengini (!)

***

74'ü ve sonraki düzeni o nedenle kutsadık senelerce, o nedenle çok sevdik.
Ve hatta Türkiye sevgisi de -kimseler rol yapmasın- öyle 'analık yavruluk' ya da 'et tırnak' ilişkisi falan olmadı.
İnsanlar en sevdiklerinin ardından dahi "kara sakal" lafını esirgemedi.
Tüm 'sevgi' 74 düzeninin bahşettikleri üzerinden yaşanan 'göstermelik' bir yağcılık oldu çoğunlukla...

***

Şimdi onca seneden sonra bakıyorum da memleketin dört bir yanındaki en önemli zenginlik "alın teri"nin falan değil en fazla da bu düzenin eseridir!..
Mala mülke paraya leb-i derya varlığa doymayanlar geçiyor birer ikişer gözümün önünden de, kimi istisnalar hariç, her dönem 'siyasi güç' nerdeyse orada olmuştur bedenleri...
Her dönem kim varsa iktidarda, bu insanlar, üstelik "sevinç ve heyecanla" karşılanarak ruhlarını teslim etmişlerdir dönemin iktidar yolcularına...

***

Peki ülkeyi kim yönetmiştir?
Oy vererek seçtiklerimiz mi, sandınız...
O da bir başka yalan ya...
Siyasi parti merkezlerindeki hücrelerde kotarılmıştır kararlar ve her dönem, devletin tepesine kimler kurulacak, kimlerin emekli maaş ve ikramiyesi birkaç senede üçe katlanacak didişmesi ile yaşanmıştır en ateşli tartışmalar...
İşte böyle tutmuştur ipleri elinde 'ana', işte böyle gülmüştür yüzüne 'yavru', işte böyle yemiştir birbirini 'kardeş'...
"İyi partili" olmak dışında tek bir kriter var mı bildiğiniz, geleceği planlayacak yöneticileri belirlemek adına (!)

***

Her "hükümet" dönemi temel atılacak kırsal kesimden arpa ekilecek arsaya, sanayi bölgesi kirasından çocuğun okuluna, kalkınma kredisinden geçici memur atanacak evlada, kazanılacak ihaleden bürokrat atanacak hanıma, inşaat izninden kuraklık parasına, terfiden alınacak tazminata kadar "kriter"den değil "siyaset"ten geçti yollar!..
Bu "hatırlı" hayatı siyasetçi sevdi de gerisi karşı mı çıktı yani?
Kocaman bir yalan olur bunu söylemek sadece...

***

Şimdi 'yeni bir zihniyet yeni bir siyaset' diyoruz ya...
Merağım şu, 'ganimet'in zehirlediği beyinler mi değişti, oy verenler adına... - ki en küçük meselesi için en büyük "baş"a ulaşır mutlaka, beceren herkes... Üstelik ulaşmazsa da pek olmaz işi-
Yoksa 'oy isteyenler' adına hedefler mi farklılaştı, partizanlık, oy toplamak ve kendi önünü açmak yolunda...
Acaba hangisi?

Bu yazı toplam 2601 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar