“85 yaşındaki birinin ehliyetini uzatmak, ölüme göndermektir”
Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı, Serkan Soyalan’ın hazırlayıp sunduğu KANAL Sim’de yayınlanan Gün Arası programına konuk oldu.
Lema GÖZAY
Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı, Serkan Soyalan’ın hazırlayıp sunduğu KANAL Sim’de yayınlanan Gün Arası programına konuk oldu.
Cumartesi günü Girne-Çatalköy anayolunda ölümle sonuçlanan kazaya değinen Başkan Mehmet Avcı, ülkede yaşanılan kazaları “Böyle bir trafik trajedisinin gerçekleştiği bir ülkede yaşamanın üzüntüsü içerisindeyiz” ifadeleriyle değerlendirdi.
“85 yaşındaki birinin ehliyetini uzatmak onu ölüme göndermenin bir başka yöntemi
Avrupa Birliği düzeyinde 7 yıl önce hazırlanan Sürücü Sağlık Tüzüğü’ne işaret eden Avcı, Tüzüğün Bakanlar Kurulu’nda ‘iki yıl sonra yürürlüğe girecek’ diye geçildiğini ancak daha sonrasında kaldırıldığını belirterek şunları söyledi: “Sağlık Bakanı ve Ulaştırma Bakanı yan yana oturup bu tüzüğü sokamadı, sokmak da istemedi açık söyleyeyim. Normal ehliyeti alan 18 yaşındaki genç 90 yaşına kadar sağlıklı olduğuna dair bir form doldurur ve o forma bakarak ehliyeti uzatılır. Bu dünyanın hiçbir yerinde kalmadı. Artık o tüzükte olduğu gibi ehliyet değiştirilirken mutlaka Sağlık Raporu’ndan geçmesi gerekir. 85 yaşındaki birinin ehliyetini uzatmak demek onu ölüme göndermenin bir başka yöntemidir”
“Trafik kazaları devletin eksiklikleri”
Ülkede daha önce yaşanılan trafik olaylarına değinen Avcı, sağlık kontrolü yapılmadan ehliyetin devam ettirilmesi doğru bir hareket olmadığını belirterek “Devlet sürücülerin sağlığını kontrol edemeyecek durumda ise “Devleti sorgulamak lazım. Sağlık kontrolü yapmaktan kaçan bir devlet var karşımızda bunun yanında da yola ölen insanlar var, esasında ölüme sebebiyet var!” dedi.
Cumartesi akşamı gerçekleşen kazayı ‘yaşanmaması gereken bir kaza’ olarak değerlendiren Avcı, 75 yaşındaki sürücünün sağlık kontrolünden geçerek gözleri ve reflekslerinin kontrol edilmesi gerektiğini, bunlar yapılmadığı için bunların ‘devletin eksiklikleri olduğunu’ belirterek şunları söyledi: “Mahkemede biz yalnızca sürücüyü yargılıyoruz. Neden kontrolleri yapmayanlar yargılanmıyor? Mahkemeye götürülen davalarda ‘süratli gidiyordu, yavaş gidiyordu’ diye tartışıyoruz, neden öyle gidiyordu diye tartışılmıyor. Önlemler alınmıyor, bu sorunlar yaşanıyor.”
“Devlet kontrolleri yapma konusunda niyetli değil”
Serkan Soyalan’ın bahsedilen ‘Sağlık Kontrollerinin neden yapılmadığı ‘sorusunu yanıtlayan Avcı, devletin bu kontrolleri yapmaya niyetli olmadığını belirtirken, “Niyetli olsalar otururlar, zorlarlar ve yaparlar ama herkes işten kaçıyor; bir görev, sorumluluk gelecek diye” dedi.
Ülkede çalışan yabancıların Sağlık Kurulu Raporları için özelden hizmet alındığına işaret eden Avcı, sürücülerin sağlık kontrolleri için de aynı uygulama yapılması için tüzük değişikliği önerisi yaptıklarını aktararak, “Özelden hizmet alın, nasılsa insanlar parasını verip bu kontrollere girilecek dedik. Ama maalesef yapılmak istenmedi, herkes memnun. Ehliyeti uzatan da memnun, ehliyetini parasını verip de memnun, devlette memnun” ifadelerini kullandı.
Yaşanılan kazalarda yalnızca sürücülerin sorumlu olmadığını, bu düzenlemeleri yapmayanların da sorumlu olduğunu vurgulayan Avcı, Avrupa’da sağlık kontrolünden geçmeden ehliyet verilmediğine işaret ederek “Biz de 1974 yılından beri ehliyet alırken, ‘karşıdaki plakayı okuyabilir misin’ sorusuyla sağlık kontrolü yapılıyor ve bu soru kontrol olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla trafikte bu olaylar yaşanıyor” dedi.
“Yollarımızın neresi tamam bilemiyorum”
Ülkedeki yol mühendisliğine ve altyapıları yorumlayan Avcı, “Aslında trafiğimizin neresi doğru olduğunu söylemekte zorlanıyorum. Yola baktığımız zaman yeterli affedici nokta yok.” vurgusunu yaparak şu değerlendirmeyi yaptı: “Yollarda yer çizgisi olmak zorunda ve biz ona uymak zorundayız. Özellikle şehir içinde aydınlatma eksiksiz olmak zorunda. Kavşakları göremiyoruz, nereden döneceğimizi bilemiyoruz. Yayalar, bisikletliler ve motosikletler de yine tehlike oluşturduğu bir gerçek. Araçlar sağlam mı? Bu ülkede kamyonların araç muayene aletleri yok muayene merkezlerinde. Onlar da teknik denetimden geçmiyor. Dolayısıyla maalesef yollarımızın neresi tamam bilemiyorum.”
Ülkedeki şoför okullarına değinen Avcı, okullarda kullanılan kitapların resmi olmadığını, devlet onaylı müfredata sahip olmadıklarını belirtirken, eğitmenlerin eğitimlerinin de yeterli olmadığını, eğitmenlerin eğitmen olabilmek için yalnızca yüzde 65’lik geçer not almaları gereken yazılı sınavdan geçtiklerini, sonrasında da sürüş sınavına girerek eğitmen olduklarına işaret ederek, “Eğitmenin eğitimi ve tabii oldukları sınavları, eğitim alan öğrencilerin eğitimleri tartışılmalı. Yollarımız ve araçlarımız tamam değil. Dolayısıyla ne bekleriz? Tabii ki bu kazalar olur ve olmak da zorundadır” dedi.
“Yasalarımızı, uygularımızı eksik bırakarak kazalara davetiye getirdik”
Kontrolsüz nüfus ile birlikte ülkede artan araç sayısına değinen Avcı, gelişmiş ülkelerde dâhil artan bu nüfus miktarıyla kontrol sağlatılamayacağını belirterek, “Ülkede araba sayısı kontrol edilemeyecek, denetilemeyecek şekilde arttı ve sürücü sayısı da arttı. Ülkeye gelen yabancılar hepsi araba sürecek yaşta ve mutlaka araba almak zorunda Çünkü toplu taşıma yok, gece taşımacılık hizmetleri yok. Yabancı ülkelerde yabancıların daha rahat yaşaması ortaya çıktı. Daha önce denetimlerde 50 promil alkol ile yakalanmalar tespit edilirken bu şu anda 400 promillere yükseldi. Cezalar caydırıcı değil ve alkolsüz ve ehliyetsiz araba sürmek bilerek işlenen bir suçtur. Biz elinde olmayan bir şekilde kaza yapanı da aynı şekilde yargılıyoruz, aynı cezayı veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Polis raporlarında süratin en fazla çıktığına işaret eden Avcı, bunun nedenlerini şu şekilde anlattı: “Çünkü 2 yıldan beridir kamera cezalarından giden puanlar sürücülere ulaştırılmadı. 76 ölüm rakamlarından 30 rakamlarına düşmüştük. Şimdi ise 2 yıl önce 24 olan rakamlar 48’e yükseldi. Sebebi ise kimsenin cebinde ceza puanı olmaması. Nasıl olsa polis yakalarsa 20-30 puan cezası verecek diye düşünüyorlar. Ama sürücülerin cebinde 60-70 puanlık ceza olsa hayatı boyunca bir daha süratle gidemez. Biz bunu engelledik biz süratli gitmeye katkı koyduk. Yasalarımızı, uygularımızı eksik bırakarak kazalara davetiye getirdik.
“Toplu taşıma yok; taksiye sırt dönmüş bir toplum var”
Ülkede eksik olan toplu taşımacılık nedeniyle yaşlıların araba sürmek zorunda kaldığını belirten Avcı, bu eksikliklerle araba kazalarının da arttığını ifade etti.
Ülkede var olan taksi sektörünün de ucuz olmadığını, ‘Taksiye sırt dönmüş bir toplum olduğunu’ belirten Avcı, artan kaçak taksicilik olaylarına işaret ederek şunları söyledi: “ Neden kaçak taksicilik var çünkü yasal olan pahalı ve daha ucuz olan her zaman daha çok gider. Taksi sistemi ucuzlamak zorundadır ki yaşlısı da hastası da alkol alıp kendini iyi hissetmeyeni de taksiye başvurabilsin. Bu maalesef bu ülkede oturmadı. Gece toplu taşımacılık olmaması yüz bin öğrencisi olan ‘öğrenci ülkesi’ denilen ülkede kabul edilemez. Toplu taşıma koymadık, araba almak zorunda bırakıyoruz. Yaya dolaşmak zorunda bırakıyoruz. Yabancı ölümleri arttı ülkede çünkü onlar yolları da kuralları da bilmiyor. Onların hata yapma payları çok daha yüksek ve karşımızı da rakamlarla çıkıyor”