1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. 9 Üniversitesi ve 1 Anaokulu Olan Kent
Salih Sarpten

Salih Sarpten

9 Üniversitesi ve 1 Anaokulu Olan Kent

A+A-

Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Akile Büke, geçen hafta yaptığı açıklamada bu yıl 16 üniversitenin faaliyetlerini sürdürdüğünü, faaliyete geçmek için başvuran 16 üniversitenin ise değerlendirmede olduğunu söyledi. Büke’nin açıklamalarda şu iki unsur dikkat çekti:

  1. Bu üniversitelerde 136 program yer almakta ve 42 yeni programın da değerlendirmesi devam etmektedir. 6 programla bir üniversite kurulduğuna göre, bu rakamların yaklaşık 200 üniversiteye denk düşüyor…
     
  2. Mevcut ve yakın zamanda faaliyete geçecek üniversitelerle birlikte Lefkoşa 10, Girne 9, Gazimağusa 7 üniversiteli kentler halini alacak…

Çok yakın bir süre içerisinde ülkemizde 32 adet üniversite olacak ancak bu üniversitelerin toplam program sayısı neredeyse 200 üniversiteye denk düşecek… Gerçekten harika bir planlama değil mi?

Ne kadar çok program, o kadar çok öğrenci demek yaklaşımını sonunu kadar taşıyan, öğrenciyi turist gözüyle gören, eğitim biliminden, kaliteden, yükseköğretim planlamasından yoksun bir anlayış…

Ancak bütün bunlardan daha kötü olan bir yan daha var: Eğitimin plansızlığı ve kentlerimiz hali…

Şöyle bir düşünün;

  • Çok yakın bir zamanda Girne’nin 9 üniversitesi olacak. Ancak Girne’de sadece 1 tane anaokulu var ve yeni bir anaokulu için öngörü bile yok…
  • Girne’de 9 üniversite olacak ama kamusal anlamda sadece 2 ilkokul, 1 ortaokul, 1 lise, 1 koleji ve öğretmenin özverisi ile yaşatılmaya çalışan 1 meslek lisesi var…
  • Girne’de yaklaşık 30 bin civarında üniversite öğrencisi olacak ama anaokulu ve ilkokullarda yer olmadığı gerekçesiyle bu yıl 83, gelecek yıl kim bilir kaç çocuk, öğrenci olamayacak…

Hiç kuşku yok ki diğer kentlerde de durum Girne’dekinden farklı değildir. Biz de bütün bunlara eğitim diyeceğiz… Bu plansızlık kabul edilebilir bir şey midir? Başta Girne’deki yapılanma olmak üzere, ülkenin geneli için stratejik bir eğitim planlamasına acil ihtiyaç vardır. Durum tahmin edildiğinden çok daha kötüdür…

Bu plan; herkes tarafından anlaşılır, açık, net olarak belirlenmiş, geleceğe dair vizyon ve projeksiyonları içeren, ilçelerin ve kentlerin eğitim yapılanmalarını yeniden organize edecek stratejik nitelikle olmalıdır…

Ne var ki bugünkü eğitim yönetimi anlayışı bu planlamayı yapabilecek; bilgi, beceri ve nitelikli veri toplama argümanlarından yoksundur. Çünkü bugün, eğitim bilimi ilkeleri yerine siyasi kaygılarla alınmış kararlara göre hareket edilmektedir. Oysa eğitim biliminden taviz vermek özelde bireylerin genelde de toplumun yapısını derinden etkilemektedir…

Girne’de 9 üniversiteye karşın sadece 1 anaokulu bulunmasındaki çarpıklığın nedeni şimdi daha iyi anlaşıyor değil mi!!!


Aklınızda Bulunsun

UNESCO’nun Eğitim Raporu’ndan Hükümetlere Öneriler

UNESCO’nun 2017/8. Küresel Eğitim İzleme Raporu, hükümetlerin evrensel olarak nitelikli eğitim sağlama sorumluluğunun ve bu amaca ulaşılmasında hesap verebilirliğin çok önemli olduğunun altını çiziyor. 24 Ekim’de yayınlanan rapor, eğitim sistemindeki sorunlarla ilgili olarak sistemdeki taraflardan birinin orantısız bir şekilde suçlanmasının eşitsizliğin artmasına ve eğitimin zarar görmesine neden olarak,  ciddi ve olumsuz yan etkiler oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Rapor, hükümetlerin aşağıdaki konuları dikkate almasını öneriyor:

  • Okullar ve öğretmenler için destekleyici nitelikte bir hesap verebilirlik tasarlayın, cezalandırıcı mekanizmalardan, özellikle de dar performans ölçümlerinden kaçının.
  • Demokratik katılıma izin verin, eğitimin gözlenmesi konusunda basın özgürlüğüne saygı gösterin, şikâyetleri ele alacak bağımsız kuruluşlar belirleyin.
  • Hem kamu hem de özel, bütün eğitim sağlayıcılarına yaptırımlar getiren, ayrımcı olmayan ve eğitim kalitesini garanti edecek güvenilir ve verimli düzenlemeler geliştirin.
  • Eğitim hakkını yargılanabilir hale getirin; ülkelerin yüzde 45’inde durum böyle değil.

Anlayana - Gülmece

Denetim ve Tasarruf

Bir Kurum Müdürü o ayın konseri olan SCHUBERT'in "Bitmemiş Senfonisi”ne gidemediğinden elindeki konser biletini kurumun denetim uzmanlarından birine verir. Ertesi hafta, denetim uzmanından bir teşekkür ve değerlendirme raporu alır. 

Sayın Müdürüm

4 Obuacı, konserin önemli bir zaman diliminde boş oturmuşlardır. Bunların sayısı azaltılmalıdır ve diğerlerinin konsere daha çok katkısı sağlanmalıdır.  12 kemancı aynı anda aynı hareketleri yapmakta, aynı notaları seslendirmektedir.  Burada da personel tasarrufu şiddetle tavsiye ediyorum. Özellikle 16'lık notaların çalınması oldukça gereksizdir. Çünkü izleyiciler 8'lik notalarla 16'lık notalar arasındaki farkı anında hissedememektedirler. Dolayısıyla 8'lik notalarla eser icra edilmeli, yüksek ücretli keman ustaları yerine stajyerler kullanılarak masraflar düşürülmelidir. Yaylı sazlarla işlenen pasajların, nefesli sazlarla tekrarının yol açtığı gereksiz uygulamalar önlenebilir. Böylece 2 saatlik konser de 20 dakikaya inmiş olur.

Sonuç; eğer SCHUBERT bütün bunları bilmiş olsaydı, Bitmemiş Senfoni, bitmiş olurdu.

 

 

Bu yazı toplam 3079 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar