“% 99’u usulsüz, izinsiz, yasa dışı”
Girne bölgesinde dere yataklarına yapılan dolgu ve sel baskını endişesini bir kez daha gündeme taşıyan YENİDÜZEN, bilirkişiler ile konuştu
Fehime ALASYA
YENİDÜZEN’in “Katliam gibi” manşeti ile gündeme getirdiği Girne’deki çevre felaketinde tepki büyük: Denetimsiz bir ülke!
Girne için duyulan kaygı ve endişeyi bir kez daha kaleme alan YENİDÜZEN, bilirkişiler ile konuştu.
Ülkenin pek çok yerinde sel felaketlerinin yaşanmasına neden olan plansız yapılaşmaya tepkiler büyüyor. Denetim eksikliği ve kural tanımayan girişimler, çevreye duyarlı kişiler tarafından bir kez daha kınandı.
Özellikle Girne’de, dere yataklarına yönelik müdahaleler bir kez daha tüm çıplaklığıyla gözler önüne çıktı. Birçok dere yatağı, her gün onlarca kamyon tarafından dökülen inşaat atıklarıyla bir anda düz bir araziye dönüştürülüyor. Yetkililer ya son anda müdahale ediyor ya da müdahale için iş işten geçmiş oluyor.
Ortak kanı ‘Denetimsizlik’
Çevre Aktivisti, Yusuf Yüksel Şentuğ, yapılan katliamın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediğini dile getirerek, yetkililerin erken müdahalesi ve duyarlı olması gerektiğine değindi. Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Birol Karaman ise Belediye ve Kaymakamlığın görevlerini daha ciddi yerine getirmesi gerektiğine dikkat çekerek, ülkede var olan yasa dışılığı, kurumların işini ciddiyetsiz yapmasına bağladı. Girne İnisiyatifi Adına konuşan Gürcan Bayramoğlu da en büyük eksikliğin denetimsizlik olduğunu belirterek, dere yataklarına yapılan inşaatlarla doğanın dokusunun bozulduğunu ifade etti.
Girne’deki çarpık yapılaşma, doğaya, derelere ve dere yataklarına müdahaleler, bilirkişilerin tüm feryatlarına rağmen devam ediyor. Ülke geneline hâkim denetimsizlik, özellikle dere yataklarına yönelik müdahalelerle tehlike yaratıyor
“%99’u usulsüz, izinsiz, yasa dışı bir ülke…”
Dereler ve dere yataklarının uğradığı tahribat sık sık gündem konusu oluyor. Bazı noktalarda geriye dönülemeyecek şekilde yapılan tahribatların meydana geldiğini dile getiren Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu, yakın zamanda basında yer alan bazı açıklamalara karşın “Bakan çıkıp diyor ki inşaatlarda denetleme yaparsak %99 inşaatlar durur. Her kuruda denetleme yaparsanız her alanda çok ciddi usulsüzlükler bulursunuz. Kim ne isterse yapsın, bu söylediğimin de arkasındayım. Her şey izinsiz, her alanda neyi denetlersek denetleyelim, %99’u usulsüz, izinsiz, yasa dışı bir ülke…” diyerek atıfta bulundu.
“Denetim hiçbir noktada yok, ülke başıboş, isteyen istediğini yapar konuma geldi”
Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir ise Girne Bölgesi’nde meydana gelen bu tahribattan yola çıkarak “Ülkemiz nereye gidiyor?” sorusunu yöneltti. Ülkede çok acı şekilde çevre tahribatlarına tanık olunduğunu dile getiren Sahir, hiçbir noktada denetimin olmadığından, ülkede başıboşluğun hâkim olduğundan yakındı, “Denetim hiçbir noktada yok, ülke başıboş, isteyen istediğini yapar konuma geldi. Bu nasibi de çevre en acı şekilde alıyor.” şeklinde konuştu.
Bilirkişiler ne dedi?
Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu: Neyi denetlersek denetleyelim, yasa dışı bir ülke…
“Bakan çıkıp diyor ki inşaatlarda denetleme yaparsak %99 inşaatlar durur. Her kuruda denetleme yaparsanız her alanda çok ciddi usulsüzlükler bulursunuz. Kim ne isterse yapsın, bu söylediğimin de arkasındayım. Her şey izinsiz, her alanda neyi denetlersek denetleyelim, %99’u usulsüz, izinsiz, yasa dışı bir ülke… Girne’de iş işten geçmek üzeredir. Bilinçli olarak müdahale edip düzeltileceğine inanmıyorum, doğa kendi öcünü alacak, kötü şeyler olacak… Politikacılarımız maalesef halen daha peşkeş çekmeye devam eder, kat yüksekliğini yükseltmeye çalışıyorlar. Bu dolgular sert ve sağlam zemin değildir, ileride büyük felaketler yaratacaktır. Derelere yapılan evlerin de şu an ki konjöktürde yıkılacağına inanmıyorum. Şehircilik olarak yasaya ve planlara uygun şekilde dere ve akarlardan belli mesafe uzaklıkta yapılaşma izni verilmesi gerekiyor. Dere yataklarının çevresinin de düzenlenmesi çok önemli.”
Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir: Bir parmak bal için her şeye göz yumuyorlar, ülkemizin geleceğini karartıyorlar
“Girne’de yapılan katliamdan yola çıkarak ülkemiz nereye gidiyor diye sormamız gerekiyor. Denetim hiçbir noktada yok, ülke başıboş, isteyen istediğini yapar konuma geldi. Bu nasibi de çevre en acı şekilde alıyor. Çok aşırı şekilde çevre saldırılarına tanık oluyoruz. Her gün dere veya ağaç tahribatı haberi duyuyoruz. Her yağmurdan sonra sel korkusu yaşıyoruz. Yağmur için dua ediyor olmamız gereken yerde sel baskınıyla yağmurdan korkar olduk. Doğamızın güzelliklerini bozmadan, doğaya uygun binalar yapabilsek değerlerimiz de artacak. Ülkemizin ve kentlerimizin değerini düşürüyoruz. Buna yetkililer de çanak tutuyorlar. Bir parmak bal için her şeye göz yumuyorlar, ülkemizin geleceğini karartıyorlar.”
Çevre Aktivisti, Her Daim Dostlar Sözcüsü Yusuf Yüksel Şentuğ: Daha sık denetim yapılmalı, bilinçlendirme, eğitim, denetim ve ceza şart olmalı
“Biz çevremize doğamıza duyarlı insanlarız, bir tek ağacın dahi sökülmesine ve kesilmesine müsaademiz yoktur. Bu konularla ilgili Farkındalık yaratıp bilinç oluşturmaya çalışıyoruz. Girne’de yaşanan bu olay izinsiz yapılan bir katliamdır. Yapanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Yetkililer hemen devreye girmeli, daha duyarlı olmalılar. İnsanlarımız yavaş yavaş duyarlı olmaya başladılar. Mağusa’daki Cümbez ağacımızı da iyileştirilmeye çalışıyoruz... Bu işler illaki duyarlı bireylerin çalışmasıyla olmamalı. Yetkililer gereken önlemleri almalı, prosedür uygulanmalı. Biraz fazla yağmur yağsa korkuyoruz. Hiçbir nasihate kulak asmıyoruz. Yağmur için ağaçlara ihtiyacımız var, ama şehrimizi de sel basmamalı, dere yatakları doldurulmamalı. Daha sık denetim yapılmalı, bilinçlendirme, eğitim, denetim ve ceza şart olmalı.”
Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Birol Karaman: Belediye ve Kaymakamlık görevlerini daha ciddi yerine getirmeli
“Dere yataklarının doldurulup, inşaat alanları için geniş yer açılmasıyla ilgili yapılan bu çalışmalar, özellikle Girne bölgesinde olan bu sorun uzun yıllardır biliniyor. Annan Planı sonrasında çok sayıda dere yatağı işkâl edildi. Geçmişte bazı adımlar ile bir miktarda olsa bunun önüne geçilmeye çalışıldı, düzeldi fakat yeterli değil. Özellikle Karaoğlanoğlu bölgesinde ciddi sıkıntılar var. Belediye ve Kaymakamlık görevlerini daha ciddi yerine getirmeli. Bizlerde bu bağlamda her türlü katkıyı sağlamaya hazırız. Ülkede yasa tanımamazlık var, bunu da getiren kurumların işini ciddiyetsiz yapmasından kaynaklanıyor, siz birilerine tolerans gösterirseniz, başkaları da cesaret eder ve yasa tanımaz, izinsiz yapar. Bu insanları yasa tanımamazlığa itiyor, bunlar olmamalı…”
Girne İnisiyatifi Adına Gürcan Bayramoğlu: Esas sorun denetim eksikliğidir…
“Açıkçası bir hukukçu olarak bana göre en büyük sıkıntı yasaların değişmesi değil, denetim yapabilecek idarecilerin başa gelmemesidir. Halk arasında sürekli duyuyoruz, yasalar yetersiz, yasalar eksik deniliyor. Birçok noktada yasalara uyulup gerekli müdahaleler yapılsaydı düzen sağlanabilirdi. Mevcut yasalar üzerinden denetim yapabilen idareciler başa gelmiyor. Sağlık sektöründe dahi bakan kendi ağzıyla hastanelerde denetleme yapsak, doktor kalmaz diyor. Bu durum da aynı, Girne’de de denetleme yapılsa birçok felaket önlenebilir. Ufak bir ülkeyiz, herkes bir yol yöntem, tanıdık bulup arsasını daha kullanışlı yapmaya çalışıyor. Kimse bu ülkenin çıkarını düşünmüyor. Girne’de plansız büyüme de bunu hızlandırdı. Esas sorun ne yasa ne de metin eksikliği değildir. Esas sorun denetim eksikliğidir… Dere yataklarına ev yapıp, sonra da bizi su bastı diyorlar hâlbuki doğanın dokusunu bozan onlar. Girne’de bu sürekli öne çıkıyor çünkü dağdan denize eğim var. Denize beş metre kala evler yapıyorlar, bu akla uygun bir şey değil, böyle bir fotoğrafı göstersek dünya bize güler... Sıkıntı dağdan gelen dereleri ev yapmak için bozarak tıkayarak müdahale ederek doğal akışını bozmamızdır. Doğa onun olanı bir gün mutlaka geri alır...”