'Yargıda atama ve terfi kriterleri BELLİ DEĞİL'
“Sıkıntıların bu kadar yıldır içinden çıkılamaz bir hale gelmesinde yargının da az da olsa bir etkisi olduğu tespiti yapılmaz ve ‘her şey meclisin elindedir’ gibi bir algı kanıksanırsa, bu sadece yasamaya değil yargıya da zarar verir”
Yasama yılının açılışında ve adli yılın açılışında yapılan konuşmalara dikkat çeken CTP-BG Milletvekili, Avukat Fazilet Özdenefe, ‘Her şey Meclis’in elinde’ algısının ‘zarar’ verdiğine işaret etti ve adliye çevrelerine ağır eleştiriler sıraladı
Avukat Milletvekili Özdenefe’den YARGI değerlendirmesi;
• “Yargıçlarımız pasif kalmayı tercih etti…”
• “Yargı, Anayasa değişikliğine hiç destek olmadı”
• “YAK’ın (Yüksek Adliye Kurulu'nun) çalışma tarzı, bağımsızlık ve yansızlığın sorgulanmasına neden oluyor”
• “Kimsenin parasız katkı yapma niyeti yok, çok yazık…”
• “Yargıç atama ve terfilerinde uygulanan kriterler bilinmiyor”
• “Ciddi geliri olan Barolar, bunu topluma yararlı meselelere harcasa, güven de tazelenir”
• “Herkese soruldu Barolar Birliği’nden bir tane bile görüş gelmedi”
• “Barolar Birliği’nden yıllardır herhangi bir yasa önerisi yok”
• “Savcılık görüşleri kendi içerisinde çelişkili… Başı ile sonu birbirini tutmuyor”
Meltem SONAY
Yeni yasama yılının açılışında, yeni adli yılın açılışında yapılan konuşmalara dikkat çeken CTP-BG Milletvekili Fazilet Özdenefe, toplumu daha ileriye götürmenin Meclis’in görevi olduğu kadar, yargıya da düşen sorumluluk olduğunun altını çizdi.
Özdenefe, Adli yılın başlangıcında yargının yasadan beklentilerinin dile getirildiğini, buna ciddi anlamda karşılıklı olarak önem verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Yargının tüm olumsuzluklara rağmen temiz ve güvenilir kalabilmiş bir kurum olduğu düşüncesini belirten Özdenefe, eleştirilerini de yargının böyle kalabilemesi için yaptığını ifade etti.
“Yargı da sorumluluk almalı”
Yasama yürütme ve yargının ayrılması, vatandaşın ve devletin hukukun üstünlüğüne önem vermesi, mahkemelerin altyapı eksiklikleri, yasa eksiklikleri bulunduğunu, Meclis’in bu yönde çalışması ve sistemin tıkanıklıklarının giderilmesi gerektiğini ifade eden Fazilet Özdenefe, Faiz Yasası konusunda da eleştirilerin olduğunu, fakat bu konuda yargının da sorumluluk alması gerektiğini söyledi.
Faiz konusunda bugüne kadarki gelişmelerde yargının da payın olduğunu, faiz konusunda imzalanan sözleşmelere mahkemenin de el atabileceğini ifade eden Özdenefe, faizler konusunda ciddi bir çalışmanın gerektiğini kaydetti.
“Yasama, yürütme, yargı birbirinden ayrılmalı”
Ülkedeki yasama ve yargının durumunu biraz irdelemek istediğini ifade eden Özdenefe, her yıl olduğu gibi bu yılki adli yıl açılışında da konuşmalar yapıldığını ve yargının içinde bulunduğu şartları, eksiklik ve aksaklıkları ve gerek meclisten gerekse de hükümetten beklentilerini dile getirdiklerini hatırlattı.
Konuşmalar çerçevesinde Meclis’e verilen mesajların çok değerli ve önemli olduğuna işaret eden Özdenefe, demokratik, adil ve hukukuk üstünlüğüne dayalı bir sistem mücadelesi için üzerinde ciddiyetle durulması gerektiği düşüncesini de belirtti.
Özdenefe, iyi ve çalışan bir demokrasi hedefleyen toplumların, yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmaları ve her birinin bir diğerini denetleyebildiği ve herhangi birinin aşırı güçlü hale gelmesininin engellenebileceği bir sistem yaratmaya ve sürdürmeye çalıştığını ifade etti.
Yetersizlikler, sıkıntılar…
Adli yıl açılışında savcılığın, baroların ve yüksek mahkemenin görüşleri arasında ciddi benzerlikler olduğa işaret eden Özdenefe, mahkeme binalarınını yetersizliği, personel eksikliği, Ağır Ceza Mahkemeleri’nin gündeminde her yıl olduğu gibi bu yıl da, birinci sırayı uyuşturucu madde ve hırsızlıkla ilgili suçların aldığı ve düzenleme ve denetimin şart olduğundan bahsedildiğini anımsattı.
Mevcut sistemin tebliğ ve icralarda, mazbatalarda ve gayrimenkul mecburi satışlarında tıkandığının yanı sıra, Faiz Yasası ihtiyacının halen durmakta olduğundan da bahsedildiğini anımsatan Özdenefe, tüm bu sıkıntılar ve eksikliklerin tümüne kendisinin de katıldığını belirtti.
-------------------------------------------------
“Her şey Meclis’in elinde algısı, sadece yasamaya değil yargıya da zarar”
“Doğrudur ağırlıklı olarak sorumluluk da yetki de meclistedir” diyen Özdenefe, ancak bu kadar yıldır içinden çıkılamaz bir hale gelmesinde yargının da az da olsa bir etkisi olduğu tespitini yapılmaz ve ‘her şey meclisin elindedir’ gibi bir algı kanıksanırsa, bunun sadece yasamaya değil yargıya da zarar vereceği görüşünü belirtti.
“Yargıçlarımız pasif kalmayı tercih etti…”
“Sözleşmeden kaynaklanan haklar (faiz gibi) her hal ve şartta “kutsal” değildir ve belirli hallerde mahkemeler bunlara müdahale edebilir” diyen Özdenefe, buna anayasanın da cevaz vermesine karşın, bu güne kadar yargıçların ağırlıklı olarak bu tip davalarda pasif kalmayı tercih ettiklerini ifade etti.
Özdenefe, Faiz ve Tahsil Edilmez Hale Gelen Borç İlşikilerini düzenlemek üzere kurulmuş olan Ad-Hoc Komite’de Baroları temsilen Avukatlar da olmasına karşın, sorunların çözümüne yönelik herhangi bir Yasa Önerisinin Meclise ve/veya hükümete sunulmadığının da altını çizdi.
---------------------------------------------------------
“Yargı, Anayasa değişikliğine hiç destek olmadı”
“Meclis herhalukarda bu tıkanıklıkları aşmakla mükelleftirler aksini söylemem mümkün değildir” diyen Özdenefe, Adli yıl açılış konuşmalarında yine dava sayısındaki artışa değinildiğini ve ülkede davaların sonuçlanmasının uzaması ve adaletin gecikmesinde yargının payının çok düşük olduğu, yargıç sayısının artırılması halinde sorunun çözülebilecek duruma olduğu ifade edildini hatırlattı.
Konuşmalarda Anayasa’da yer alan yargı ile ilgili değişmesi gereken kuralların Cumhuriyet Meclisi’nce bir an önce ele alınarak, yapılacak ilk seçimde Halkoylamasına sunulacağına olan inanç ve talepler dile getirilerek yargının, bu konuda destek ve işbirliğine hazır olduğu da ayrıca ifade edildiği anımsatan Özdenede, “Biraz geç kalındığını düşünüyorum. Gerek yargı gerekse de hukuk camiasının geneli, özellikle yerel barolar ve barolar billiği bu konuda hiç destek olmadılar” şeklinde konuştu.
“Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açmak lüks oldu”
Özellikle Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açmanın artık bir lüks olduğuna vurgu yapan Fazilet Özdenefe, “İdari dava açılamaması demek, bireylerin idareyi denetleyememesi demektir. Bu da hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda yaşayamıyoruz demektir” şeklinde konuştu.
Alt mahkemenin sonucunu beğenmeyip bir üst mahkemeye gitmenin de artık çok pahalı olduğuna işaret eden Özdenefe, “Geciken adalet muhakkak ki adalet değildir. Ancak yüksek harçlardan dolayı başvurulabilmesi dahi mümkün olmayan adalet nedir” diye sordu.
“Barolar avukatları denetlemeli”
Adli yılın açılışında avukat sayısındaki kontrolsüz artıştan da şikayet edildiğine işaret eden Özdenefe, baro imtihanları dahil staj ve icra-i meslek şartlarının gelişmiş ülkelerdeki seviyelere getirilmesi gerektiği ve mesleğin icra ve etiketini düzenlenmesi gerektiğinin vurgulandığını hatırlattı.
“Bunların bir kısmı Hukuk Meclisinin, bir kısmı da Baro Konseyinin asli görevi zaten” diyen Özdenefe, avukatlık yapmaya ehliyeti olamayan kişiler türemiş ve vatandaşı kandırıyorlarsa, barolar tarafından denetlenmesi gerektiğini vurguladı.
-----------------------------------------------------------------
“YAK’ın çalışma tarzı, bağımsızlık ve yansızlığın sorgulanmasına neden oluyor”
Yüksek Adliye Kurulu’nun (YAK) çalışma tarzının, yargının bağımsızlık ve yansızlığın sorgulanmasına neden olduğuna işaret eden Özdenefe, Yüksek Adliye Kurulu’nun aldığı kararların halen kapalı oylama şeklinde ve gerekçesiz alındığına ve demokratik hukuk devletinde bunu kabul etmenin mümkün olamayacağına vurgu yaptı.
Yargıç atama ve terfilerinde uygulanan kriterlerlerin bilinmediğine işaret eden Fazilet Özdenefe, “Sabahki oylamada hiç oy alamayan biri aday, oylamanın tekrarlanması sonucunda ayni günün akşamına yargıç olarak atanabilmektedir” şeklinde konuştu.
Son dönemlerde kadın yargıç sayısının artmış olduğu gerekçesiyle erkek yargıç alınmak istendiği iddialarının dolaştığını, nitekim son alınan ve terfi ettirilen yargıçların tümünün de erkek olduğunu ifade eden Özdenefe, “Bir dönem Kıbrıstaki hukuk fakültelerinden mezunların yargıç alınmaması söz konusuyken, şimdi de kadınların sayısının daha da artmasının engellenmesi söz konusu gibi görülmektedir” dedi.
“Yargıç atama ve terfilerinde uygulanan kriterlerler bilinmiyor”
Özdenefe’nin konuyla ilgili ifadeleri devamla şöyle:
“Yine bazı müracaatçılar örneğin eşi avukat olduğu nedeniyle reddedilirken, diğer dönemlerde bu bir sorun teşkil etmemektedir. Bu sene mahkeme başkanlığına terfi eden genç ve başarılı iki erkek yargıcımız vardır. Bu görevi layıkıyla yerine getireceklerinden de hiç kimsenin şüphesi yoktur. Ancak yıllardır uygulanan teammüllere göre sırası gelen yükselmekteyken niye bu yıl ilk defa sırası gelen iki kadın yargıç atlanmıştır, belli değildir. Ben bu teammülün sempatizanı değilim. Bence hak eden yükselmelidir. Ancak eğer böyle bir teammül uyguladıysanız ve artık değiştiriyorsanız bunun gerekçelerini de açıklamalısınız. Aksi takdirde atananlar da atanmayanlar da şaibe altında kalırlar”.
“Yargı ile ilgili düşünce paylaşmak halen tabu…”
Bugün herşeyi konuşabilinirken, yasama acımasızca eleştirilebilinirken, a yargı ile ilgili düşünce paylaşmanın halen ‘tabu’ olduğunun altını çizen Özdenefe, “Umarım bu teammülü de akılcı ve yapıcı eleştirilerle kırarız” şeklinde konuştu.
-------------------------------------------------------------
“Sunulan faaliyet raporları sadece rakamlardan ibaret”
Yüksek Adliye Kurulu’nun görevlerinden birinin de her takvim yılı sonunda yargı işlerinin durumu ve bunların yürütülmesinde aksaklık veya varsa nedenleri hakkında Cumhurbaşkanı’na, Cumhuriyet Meclisi’ne ve Bakanlar Kurulu’na rapaor vermek, alınmasını gerekli gördüğü önlemler hakkında tavsiyelerde bulunmak olduğunu ifade eden Özdenefe, “Ben bu raporları merak ettim ve Meclis’e sordum. İncelediğimde bu faaliyet raporlarının sadece rakamlardan ibaret olduğunu gördüm” şeklinde konuştu.
Raporlarda, yargıç sayısının yetersizliği, yüksek mahkeme yargıcı sayısının arttırılması gerekliliği ve anayasal değişiklik talebine rastlamadığını belirten Özdenefe, bu eleştiri ve talepler maalesef adli yıl açılışındaki konuşmalara bırakıldığını kaydetti.
“Kimsenin parasız katkı yapma niyeti yok, çok yazık…”
Bilgi Edinme Hakkı Yasası’na göre, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nda üye olarak Barolar Birliği’nin belirleyip yetkilendireceği bir üye de olması gerektiğine işaret eden Özdenefe, defalarca üye atanması için yazılar ve telefonla Barolar Birliği ve Baro Başkanları aranarak yanıt verilmesinin talep edildiğini belirtti.
“Bu bağlamda nihayet 7 Nisan 2014 tarihinde K.T. Barolar Birliğini temsilen bir avukat atandı” diyen Özdenefe, bir temsilci için ısrar edilmesini beklerken, mevcut yerin bile türlü pazarlıkla ancak doldurulduğunu ifade etti.
Barolar Birliği’nin toplantı başına ücret sözü verilmezse temsilci atamayacaklarını söylediklerini de aktaran Özdenefe, “Günün sonunda ayda birkaç kere birkaç saatliğine toplanacak bir kurul ve kimsenin parasız buna bile katkı yapma niyeti yok, çok yazık” şeklinde konuştu.
“Ciddi geliri olan Barolar, bunu topluma yararlı meselelere harcasa, güven de tazelenir”
Yerel Baroların ve Barolar Birliği’nin ciddi bir geliri olduğuna işaret eden Özdenefe, “Ancak bu paralar açılış ve kapanış kokteyili ve yeni yapılan süper lüks baro binası dışında topluma yararlı meselelere de harcansa, en azından bu ödemeleri hükümetten bekleme yerine bir kısmını genç avukatları teşvik etme amaçlı kullansalar belki toplumun da hukuk camiasına olan güveni tazelenir” dedi.
“Herkese soruldu Barolar Birliği’nden bir tane bile görüş gelmedi”
Yen Adli Yıl’da yapılan konuşmalarda ‘Islahevi ve sığınma evi olmaması’nın da gündeme getirildiğini anımsatan Özdenefe, Anayasa değişikliklerinde bu konularda düzenlemeler olduğunu ancak Anayasa değişikliklerinin avukatlar ve özellikle baro tarafından desteklenmediğini vurguladı.
“Bize sorulmadı dendi. Halbu ki herkese soruldu. 40’ın üzerinde yazılı görüş geldi. Bir tanesi bile Barolar birliğinden değildi” diyen Özdenefe, sadece bir iki avukatın kendi insiyatifinde bazı görüşlerini bildirdiğini belirtti.
---------------------------------------------------------------------------
“Barolar Birliği’nden yıllardır herhangi bir yasa önerisi yok”
Meclis’in komite toplantılarına Savcılığın ve Baralor Birliği’nin de çağrıldığına dikkat çeken Fazilet Özdenefe, “Maalesef her zaman sağlıklı ve ciddiyetle çalışılmış görüş alamıyoruz” dedi.
Barolar Birliği’nin, yürürlükteki mevzuatı ve kendisine sunulan herhangi bir hukuksal konuyu inceleyecek ve uygun görürse rapor verecek, herhangi bir yasa veya tüzük yapılmasının uygun olacağı konusunda Hükümet’e sunulmak üzere tavsiyede bulunabilecek bir Mevzuat Alt Komitesi kurması gerektiğini belirten Özdenefe, bugün pratikte çalışan böyle bir komite olmadığını da belirtti.
CTP-BG Milletvekili, Avukat Fazilet Özdenefe, bugüne kadar yapılan Yasa Önerilerine bakıldığın zaman, Barolar Birliği’nden son 6 yıldır herhangi bir Yasa önerisinin hükümete verilmediğinin de görüldüğünün altını çizdi.
-------------------------------------------------------------------------
“Savcılık görüşleri kendi içerisinde çelişkili… Başı ile sonu birbirini tutmuyor”
“Savcılığın sunduğu bazı yazılı görüşlerin başı ile sonu birbirini tutmuyor” diyen Özdenefe, bazı görüşlerin kendi içerisinde çelişkili olduğunu, komiteye gelen savcıların da bazan vakıf olmadığını ifade etti.
Baroların da komitelere bazen temsilci yollarken, bazen de yollamadığını belirten Özdenefe, bunlara karşın hep Meclis’in eleştirildiğini kaydetti.
“Disiplin cezası alan bir yargıç, görevini yapmaya devam edebiliyor…”
Özdenefe’nin devamla ifadeleri şöyle:
“Disiplin cezası bazen veriliyor ancak görevden uzaklaştırma olmuyor. Yargıçlık mesleği ile bağdaşmayan bir eyleminden dolayı disiplin cezası alan bir yargıç, görevini yapmaya devam edebiliyor. Hatta kişiye özel yasa değişiklik talebi vekillerimiz tarafından yakın zamanda meclise dahi getirilebiliyor. Bunlar çok üzücü ve yargıya olan inancı sarsabilecek gelişmelerdir. Meclisteki vekillerin de daha dikkatli olması gerekmektedir”.