A.Akansoy: Türkiye 5 Yıllık Çalışma İzni Olan Herkesin Vatandaşlık Almasını İstedi
CTP Milletvekili Asım Akansoy: “…bugün yapılması gereken yeni bir yurttaşlık yasası ve buna paralel daimi ikametgah belgesi yasasının yapılmasıdır. Ön çalışmalarımız mevcuttur…”
>> “…bugün yapılması gereken yeni bir yurttaşlık yasası ve buna paralel daimi ikametgah belgesi yasasının yapılmasıdır. Ön çalışmalarımız mevcuttur…”
>>“…Türkiye Cumhuriyeti Devlet yetkilileri, resmi olarak yürürlükteki yasanın hayata geçirilerek 5 yıl ardıl çalışma izinli tüm vatandaşlarının KKTC vatandaşı yapılması gerektiğini, Konsolosluk heyetinin ziyareti ile yapılan görüşmelerde iletmişti..”.
>>“…Emperyal veya alt emperyal güçlerin tarih boyunca nüfus taşıma siyasetleri olduğuna ancak tutanamadıklarına da işaret eden Asım Akansoy, “sosyal mühendislik ne kadar insanlık suçu ise, buna direnmek o kadar meşrudur…”
DEMOKRASİ, İRADE, MÜDAHALE / AYSU BASRİ AKTER
Kuzey Kıbrıs’ta vatandaşlık konusu her dönemin, her hükümet sürecinin tartışmalı konularından biri oldu. Vatandaşlık konularında en ateşli tartışmalar ise, Annan Planı referandumu öncesi çok sayıda kişinin tek gecede vatandaş yapılması, ardından gelen yeni hükümetin bu vatandaşlıklardan usulsüz olduğunu tespit ettiklerini iptal etmesiyle yaşandı.
Ancak referendum sonrasındaki yıllarda da özellikle UBP’li hükümetler döneminde hemen her seçim arifesinde benzer tartışmalar gündemden hiç düşmedi.
Hem isimler hem de rakamlar üzerinden tartışılan vatandaşlık konusunda en fazla üzerinde durulan, doğrudan Bakanlar Kurulu’na yetki verilen, “istisnai vatandaşlıklar”.
Kıbrıs müzakerelerinin en kritik aşamlarından biri olan Crans Montana zirvesi öncesinde de Türkiye üst düzey yetkililerinin hem dönemin hükümetine hem de dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya 26 bin 500 Türkiye kökenli kişinin vatandaşlık beklediğine ilişkin taleplerini ilettiği biliniyor.
2013-2015 yılları arasında CTP-DP hükümeti döneminde bir paket şeklinde meclis gündemine gelen yurttaşlık yasası ile birlikte değerlendirilen beyaz kimlik yasası meclisten geçip yasalaşsa da Yurttaşlık Yasası yine geçirilemedi.
4’lü koasliyon döneminde de sonraki hükümet döneminde de gündeme gelen yeni vatandaşlık yasası ise, üzerinde tartışılsa da bir türlü meclis gündemine gelemedi, bir türlü yasalaşamadı.
Şu anda görevde olan UBP-YDP azınlık hümümeti döneminde de yine verilen binlerce yeni vatandaşlık konusu tartışılmaya devam ediliyor.
Azınlık hükümeti sadece 6 ayda 2500 kişiye vatandaşlık vermekle eleştiriliyor. İçişleri Bakanı Kutlu Evren’in meclis kürsüsünden açıkladığı bu rakam sadece verilen vatandaşlık sayısının değil, daha ne kadar vatandaşlık verileceğinin de tartışılmasına neden oluyor. Zira İçişleri Eski Bakanı Asım Akansoy, vatandaşlık için kaç başvuru olduğuna dair defalarca yönelttikleri sorulara bir cevap alamadıklarını dile getiriyor. Bir tarafta yıllardır ülkede çalışan, yaşayan hatta burada doğan veya çok küçük yaşta gelen ama vatandaşlık hakkını alamayan çok sayıda kişinin içinde bulunduğu mağduriyet varken bir tarafta da siyasi önceliklerle haksız yere dağıtılan binlerce vatandaşlık konusunu hep tartışıyoruz ve yeni bir yasanın bu çarpıklık ve keyfiliği ortadan kaldırmasını bekliyoruz. Peki bu neden olamıyor? Vatandaşlık konusunda adalet duygusunu zedelemeyecek bir düzenleme neden yapılamıyor?
İçişleri Eski Bakanlarıyla vatandaşlık yasası konusunu ve bu koudaki çalışmalarını konuştuk…
Daimi İkamet Belgesi Üzerinde Çalıştık
CTP-UBP Koalisyonu döneminde, 2015-2016 yılları arasında İçişleri Bakanlığı görevini yapan, Asım Akansoy, bakanlık yaptığı kısa sürede, yeni bir yurttaşlık yasası gündeminden çok Daimi İkametgah Belgesi yani Beyaz Kimlik Kartı üzerine çalışmalar olduğunu anlatıyor. Zira önceki bakan Teberrüken Uluçay döneminde Beyaz Kimlik yani Daimi İkamet yasası geçse de bu belgeye sahip kişilerin haklarıyla ilgili bir düzenleme yapılamamıştı.
Asım Akansoy, Bakanlar Kurulunun onayı ile Daimi İkametgah Belgesi üzerinde çalışmaya başlayarak, “seçme ve seçilme hakkı” hariç KKTC’de yaşayan yabancıların, yaşam şartlarının iyileştirilmesi konusunda, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Başkanlığında Müsteşarlar Komitesi kurularak çalışmalar yaptıklarını anlatıyor. Ancak 2016 yıl sonu hedefiyle yürütülen çalışmalar, 2016 Nisan ayında hükümetin düşmesiyle sonlandırılamadı.
Asım Akansoy, yurttaşlık talebinin iki boyutu olduğunun altını çizerek şöyle konuşuyor;
“Bir, yapay baskı yaratılarak siyasi iradeyi yürürlükteki yasa yüzünden baskı altına almaya çalışılanların yarattığı bir sorun var.
Bir de gerçekten uzun süredir burada kayıtlı bir şekilde ailesi ile yaşayan, Kıbrıslı Türk kimliği ve kültürüne saygılı, bu kültürü önemsemiş, benimsemiş ancak günlük yaşamında ciddi bürokratik zorluklarla karşı karşıya kalanlar var. Bu kesimin sorunlarına odaklandığınızda haklı yanları olduğunu, iş kurma gibi, yüksek eğitimde vatandaşların sahip olduğu bazı haklarının genişletilmesinin öne çıktığını, seçme ve seçilme hakkı üzerinden baskın bir taleplerinin olmadığını gördük. Sosyal paydaşlarla görüşerek, iş düzenini bozmadan, denetimi Belediyelere kaydırarak iş kurma sorununa bir çare üretilebileceği görüşünü edinmiştik. Yüksek öğrenim ile ilgili ise, doğacak ek maliyetin ilgili ülke ile görüşülerek talep edilebileceğini değerlendirdik.”
Türkiye 5 Yıllık Çalışma İzni Olan Herkesin Vatandaşlık Almasını İstiyor
“Bir devlet, kendi toprağında yaşayan, vadandaşı olsun olmasın herkesten sorumludur” diyen Akansoy, birincil önceliğin kayıtlı olmak, ikincisinin ise, kamu düzenini bozmadan ve ihtiyaçlara göre sosyal, ekonomik düzenleme yapmak olduğuna işaret ediyor.
Bakanlık döneminde Türkiye cumhuriyeti yetkililerinin 5 yıllık çalışma izinli olan tüm Türk vatandaşlarının KKTC vatandaşlığı almasıyla ilgili taleplerini, net şekilde kendilerine ilettiklerini de anlatıyor Asım Akansoy.
Akansoy şöyle konuşuyor;
“Türkiye Cumhuriyeti Devlet yetkilileri, resmi olarak yürürlükteki yasanın hayata geçirilerek 5 yıl ardıl çalışma izinli tüm vatandaşlarının KKTC vatandaşı yapılması gerektiğini, Konsolosluk heyetinin ziyareti ile yapılan görüşmelerde iletmişti. Ben kendilerine bu bağlamda görüşlerimizi ve nüfus politikamızı anlatmıştım.
Görevde bulunduğum dönemde, 13 yıl çalışma izinli olanlara ve evlilikten hak kazananlara vatandaşlık veriyorduk. Yasa ve hazırladığımız genelge bağlamında durum buydu. Bunları anlattık ve KKTC’de yaşayan ve vatandaş olmayan her yabancıya karşı sorumluluk taşımakta olduğumuzu, Beyaz Kimlik yani Daimi İkametgah Belgesi ile sorunlarının aşılması için çalıştığımızı, ancak bunun seçme ve seçilme hakkı alacakları anlamına gelmediğini belirttik. Hepsi bu.”
Ya O Kadar Afgan Türkiye’ye Gitseydi!
Kıbrıs’ta yıllardır tartışılan vatandaşlık konusunu, bugün Türkiye’nin yaşadığı Suriyeli ve Afgan göçmenlerin durumu üzerinden de değerlendiren Akansoy empati yapmanın herzaman faydalı olacağını ifade ederek, şunları söylüyor;
“Bugün, Türkiye’de yaşanan tartışmaları izlediğimizde, Suriyeli ve Afgan göçmenlerden dolayı demografik yapının bozulması, kurumların gelen göçe cevap veremeyecek olması, ulusal kimliğin ve kültürün deforme olmasının yarattığı kaygılar olduğunu görüyoruz.
Örneğin, Türk kökenli ve müslüman oldukları gerekçesine rağmen, Afganların Türkiye’ye gelmesine büyük tepki var. İnsan düşünmeden edemiyor. Aynı nüfus oranında göçmenin belirli bir zaman diliminde Türkiye’ye gitmesinin yaratacağı kaosu, kültürel kırılmayı, kimlik erozyonunu, sosyal erozyonu ve elbette siyasi deformasyonu düşünmek bile insanı ürkütüyor. Hayatımızı iyileştirmek için empati yapmak her zaman faydalıdır.”
Akanasoy, “Bunu düşmanlık veya sevgi ilişkisi üzerinden değerlendirmek, yapılabilecek en ucuz siyasettir” diyor.
Sosyal Mühendislik Ne Kadar İnsanlık Suçuysa Buna Direnmek de O Kadar Meşrudur
KKTC’de alnının akıyla çalışan, kayıtlı yabancı emekçilere sahip çıkılması ve sorunlarının çözülmesi gerektiğine işaret eden Asım Akansoy, “bunun sorumluluğunu taşımak da bize düşer. Burada bulundukları sürede insan gibi yaşamalarını, çalışmalarını ve günü geldiğinde geri ülkelerine dönmelerini sağlamalıyız” ifadelerini kullanıyor.
50 yıldır yokedilmeye çalışılan bir Kıbrıslılık kültürü olduğunun altını çizen Akansoy, “Bugün kültür ve kimlik en önemli konularımızın başında olması gerekir. Toplumsal bütünlük ve varlık mücadelesinin temelinde pek çok başlık yanında kültür de vardır. Kıbrıslılık kültürü, Kıbrıslı Türk kültürü bu topraklarda 50 yıldır yok edilmeye çalışılıyor. Ancak kimliği yok edilen toplum, sosyal mühendislik projelerinin nesnesi haline gelir. Buraya çok dikkat etmemiz gerekir. Kimlik derken, toplumsal üretimden tutun da, maddi ve manevi değerler bütününden, tamamından bahsetiyorum aslında.
Yüzyıllardır bu adada kök salmış Kıbrıslılık ve Kıbrıslı Türk kimliğinin siyaseten karşılığı “vardık, varız, varolacağız” belgisi ile özetlenebilir” şeklinde konuşuyor.
Emperyal veya alt emperyal güçlerin tarih boyunca nüfus taşıma siyasetleri olduğuna ancak tutanamadıklarına da işaret eden Asım Akansoy, “sosyal mühendislik ne kadar insanlık suçu ise, buna direnmek o kadar meşrudur” diyor ve şöyle devam ediyor;
“Bundan sonra Kuzey Güney yok, Kıbrıs Türkü var gibi anlamsız, sosyal karşılığı olmayan, sosyal mühendislik projeleri ile asla bir yere varılamaz. Bu siyasi akıl ile başarı elde edilmediğini çok iyi gördük.”
Yeni Bir Yurttaşlık Yasası Şart
Yurttaşlık Yasasının öneminin altını çizen Asım Akansoy, “bugün yapılması gereken yeni bir yurttaşlık yasası ve buna paralel daimi ikametgah belgesi yasasının yapılmasıdır. Ön çalışmalarımız mevcuttur.
Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Bu topraklarda yaşayan yurttaşların ve belli ekonomik sektörler için ihtiyaç duyulan yabancı emekçilerin belirli bir düzen içinde yaşamalarını sağlayacak düzenleme yapılabilir, yapılacaktır” şeklinde konuşuyor.
YARIN:
Teberrüken Uluçay: Görev Sürem Daha Uzun Olsa Yurttaşlık Yasasını Geçirirdim