1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. AB Başkanları'nın Türkiye gündemi: Kıbrıs ve Doğu Akdeniz
AB Başkanları'nın Türkiye gündemi: Kıbrıs ve Doğu Akdeniz

AB Başkanları'nın Türkiye gündemi: Kıbrıs ve Doğu Akdeniz

AB başkanları, uzun zamandır beklenen ziyareti, Türkiye’yle ilişkilerdeki “pozitif ivmeyi” ilerletme hedefi koyan 25-26 Mart’ta AB Liderler Zirvesi’nin hemen ardından gerçekleştiriyor.

A+A-

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yarın Türkiye'ye yapacakları ilk ziyarette, göç, ekonomi, üst düzey diyalog ve stratejik iş birliğinin yanı sıra Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesi gibi konuların gündeme gelmesi bekleniyor.

AB başkanları, uzun zamandır beklenen ziyareti, Türkiye’yle ilişkilerdeki “pozitif ivmeyi” ilerletme hedefi koyan 25-26 Mart’ta AB Liderler Zirvesi’nin hemen ardından gerçekleştiriyor.

Michel ve von der Leyen'in, yarın TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Türk yetkililerle yapacağı görüşmelerde ana başlıkların, göç konusunda iş birliği ve 18 Mart Mutabakatı'nın güncellenmesi, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, halklar arası temaslar kapsamında vize serbestisi, üst düzey diyalog süreçlerinin yeniden başlatılması ve stratejik iş birliği ile Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularının olması bekleniyor.


Yeni yıl Ankara-Brüksel hattında yoğun diplomasiyle başladı


Ankara'nın Türkiye-AB ilişkilerine verdiği önem ve reform kararlılığı son dönemde üst düzey açıklamalarda ve karşılıklı ziyaretlerde ön plana çıktı.

Erdoğan'ın geçen yıl 21 Kasım'da "Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa'da görüyor ve geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz." sözlerinin ardından, Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu atmosfer için diplomatik temaslar yoğunlaştı.

Erdoğan ile AB Konseyi Başkanı Michel, 15 Aralık'ta yaptıkları telefon görüşmesinde iletişim kanalını açık tutmak üzere mutabık kaldı.

Yılın ilk günlerinde de Türkiye-AB ilişkilerinde her iki taraf için de daha yapıcı ve faydalı ilişkilerin nasıl kurulabileceğine ilişkin görüşmeler hız kazandı.

Erdoğan ve Çavuşoğlu'nun AB ülkelerinin Ankara büyükelçileriyle ayrı ayrı yaptığı toplantılarda her iki tarafın, ilişkilerde olumlu atmosfer için atabileceği adımlar ele alındı. Çavuşoğlu'nun Portekiz ve İspanya ziyaretleriyle başlayan temasları Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın Ankara ziyaretiyle devam etti, Çavuşoğlu 20-22 Ocak'taki Brüksel temaslarında AB Konseyi ve AB Komisyonu üst düzey yetkilileriyle ve Avrupa Parlamentosunun bazı üyeleriyle bir araya geldi.

Erdoğan'ın AB yönetimiyle temasları sürdü

Erdoğan'ın AB yönetimi ve Avrupa liderleriyle teması da hız kesmedi. Ankara bu süreçte "AB'nin Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmesinin, Birliğin geleceği açısından varoluşsal bir tercih olacağının" altını çizdi.

Türkiye'nin AB için önemine yapılan vurgu, Erdoğan'ın, "Brexit ile beraber artan belirsizlik ancak Türkiye'nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilebilecektir." sözleriyle ön plana çıktı.

AB ile doğrudan üst düzey temasların sonuncusu, Erdoğan'ın AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Michel ile 19 Mart'ta yaptığı üçlü video konferans görüşmesi oldu.

 

Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik hususların ele alındığı görüşmede Erdoğan, iş birliğinin ilerletilmesi için tüm mekanizmaların işletilmesi ve üst düzey diyalog süreçlerinin yeniden başlatılması gerektiğini vurguladı.


Çavuşoğlu'nun son Brüksel ziyareti


Türkiye ve AB arasında yapıcı diyalog atmosferi oluşturulması yolunda son dönem atılan en önemli adımlardan biri, TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun 23-24 Mart'ta NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı vesilesiyle Brüksel'e yaptığı ziyaret oldu.

Çavuşoğlu, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in yanı sıra Karadağ, Fransa, İngiltere, ABD ve Hollanda’nın dışişleri bakanlarıyla da ikili görüşmelerde bulundu.

Ziyareti değerlendiren Çavuşoğlu, Türkiye-AB ilişkilerinde atılabilecek somut adımların belirlenmesi için bir yol haritası üzerinde çalışma konusunda mutabık kalındığını bildirdi.


AB Liderler Zirvesi'nin ardından Türkiye ziyareti


25 Mart'ta düzenlenen AB Liderler Zirvesi'nde ekonomi, göç, toplumlar arası temas ve seyahat gibi konularda Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesi kararlaştırıldı, AB'nin Türkiye ile kademeli, orantılı ve geri dönülebilir şekilde iş birliğini geliştirmeye hazır olduğu kaydedildi.

Türkiye, Zirve Sonuç Bildirisinde ilişkilerdeki olumlu gündemin gereğinin vurgulanmış olmasından memnuniyet duyulduğunu ifade etti ancak AB tarafından olumlu gündem temelinde somut ve yapıcı adımlar atılmasının Türkiye'nin haklı beklentisi olduğunun da altını çizdi.


Göç iş birliği ve 18 Mart mutabakatı


Yarın Ankara’da gerçekleşecek görüşmelerde masadaki en öncellikli konulardan biri, 2016 yılında imzalanan ve taraflar arasında göç alanında iş birliğini geliştirmeyi hedefleyen 18 Mart Mutabakatı'nın güncellenmesi olarak ön plana çıkıyor.

Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara ev sahipliğini takdirle karşılayan AB, sığınmacılara yönelik finansal yardımı artırmayı hedefliyor.

Türkiye de 18 Mart Mutabakatı'nın güncellenmesini desteklerken, AB’nin mutabakat kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesini istiyor.


Gümrük birliği'nin güncellenmesi


Hem Türkiye hem de AB’ye fayda sağlayacağı konusunda mutabık kalınan Gümrük Birliği güncellenmesi konusunun da ziyaret kapsamında masaya yatırılması bekleniyor.

Son AB Liderler Zirvesi’nde AB Komisyonunun bu çerçevedeki mevcut zorlukları ele almak üzere Türkiye ile görüşmeleri yoğunlaştırmaya ve AB Konseyinin de güncelleme için yetki üzerinde çalışmaya davet edilmesi, olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.


Vize serbestisi


Son AB Liderler Zirvesi’nde “halklar arasında temas ve seyahat konularında iş birliği” olarak atıfta bulunulan vize serbestisi konusunun da görüşmelerde gündeme gelmesi bekleniyor.

Türkiye, 18 Mart Mutabakatı yükümlülükleri arasında yer alan vize serbestisi konusunda kriterlerin birçoğunu yerine getirirken, AB’nin de gerekli esnekliği göstermesi ve sözünü tutmasını bekliyor.


Üst düzey diyalog ve stratejik iş birliği


Yakın geçmişte taraflar arasında yaşanan gerginlikler nedeniyle ivme kaybeden üst düzey diyaloğun tekrar canlandırılmasının da görüşmelerde ele alınacağı öngörülüyor.

Tarafların özellikle sağlık, iklim, terörle mücadele ve bölgesel konularda üst düzey diyaloğa yeşil ışık yakması bekleniyor.

Diğer taraftan Türkiye ve AB’nin Suriye, Libya ve Afganistan’da siyasi çözüme ilişkin süreçler ile İran nükleer anlaşması gibi hususları da görüşmesi ve birlikte atılabilecek adımları ele alabileceği düşünülüyor.


Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Meselesi


Türkiye ve AB arasında yakın zamanda gerginlik konusu olan Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin de masadaki konular arasında yer alması bekleniyor.

Bu çerçevede görüş ayrılıkları ve farklı beklentilerin yanı sıra Türkiye’nin önerisi olan uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı’nın da tekrar gündeme gelmesi öngörülüyor.

Diğer taraftan Kıbrıs meselesine ilişkin ise Cenevre’de Birleşmiş Milletler nezdinde gerçekleşecek gayriresmi görüşmelerin ele alınacağı düşünülüyor.

Bu çerçevede AB’nin müzakerelere gözlemci olarak katılması ve Türkiye’nin Kıbrıs’ta iki devletli çözüm önerisinin görüşüleceği değerlendiriliyor.


Türkiye'nin beklentileri


Üyelik sürecinde reformlara kararlılıkla bağlı olduğunu belirten Türkiye'nin AB'den öncelikli beklentisi, sorunlara tarafsız ve yapıcı yaklaşım sergilenmesi ve fasıllarla ilgili siyasi engellerin kaldırılması.

Diplomatik temaslara ve yetkililerin demeçlerine yansıdığı gibi, Türkiye'nin beklentileri arasında, Türkiye-AB ilişkilerindeki yerleşik diyalog mekanizmalarının yeniden işletilmesinin yanı sıra Gümrük Birliği'nin güncellenmesi çalışmalarına başlanması, vize serbestisi konusunda ilerleme sağlanması, göç alanındaki iş birliğinin gözden geçirilmesi, terörle mücadelede iş birliğinin samimi biçimde geliştirilmesi ve Türkiye'nin güvenlik endişelerinin anlaşılması da var.

AB yönetiminin Türkiye'ye ziyaretinin, haziran ayında düzenlenecek AB Liderler Zirvesi öncesinde ilişkilerin yol haritasını belirleyici önemli bir temas olması bekleniyor.

Bu haber toplam 3408 defa okunmuştur