ÖNCÜLLER OLMADAN
HİÇBİR ŞEYİN İÇİNDEN
HİÇBİR ŞEY ÇIKMAZ!

Ne diyor Sigmund Freud o müthiş yorumunda?:
"...Kişinin gelişmesinin aşamalarından biri, insanın kendine bir "rehber" seçerek, "onun gibi" olmaya çalışmasıdır....
...Fakat bazen bu rehber seçme işi, kişinin kendi kendini aldatması şeklinde cereyan edebiliyor.
Kişi, aslında kendi erişmek istediği gayelere en uygun olan birini seçiyor, ve böylece kendi ego idealine bir rehber seçmiş oluyor..."

Freud, oldukça önemli olan bu sözlerinin devamında:
"...kitle hareketi, birçok kişinin ideallerini gerçekleştirmek için, hepsinin birlikte aynı rehberi seçmesinden ileri geliyor.
Bu rehber, bir insan olabileceği gibi, bir kavram, bir anlam, bir fikir, ideoloji, kuram veya paradigma da olabilir..."

Marx'a göre, bir toplum, ilkel komünal ve feodal toplumlardan sonra da, belirli evrelerden geçer...
Önce kapitalizmi yaşar,
ardından sosyalizmi...
Ve nihayetinde, komünizme evrilir...

Kısacası, öncüller olmadan, hiçbir şeyin içinden hiçbir şey birdenbire çıkmaz.
Her şey başka şeylerden gelir ve başka şeylere yol açar...
 

DEĞERLERİN TEMELİ

AB ideali işte böyle bir modernleşme hareketidir...
İnsanı-ve de toplumu-yeniden inşa etmektir...

Bunu yaparken, büyük bir iddia ortaya koyarak yapmaktır.

O iddia da:
"değerlerin temeli etnisite değil,
insani değerler ve akıldır", iddiasıdır...
Dolayısıyla, AB idealine göre, ruhun
"insan" gibi biçimlendirilmesi gerekir.
İşte bunu başarmak için tanımlarla uğraşılmaz, kavramlarla uğraşılır...

Demek ki,
asıl kaynak insanın kendisidir !
Sürekli bir oluş, bir akış, bir değişim içindeki insanın,
mübadele "değeri" üretebilme yetisi,
rolü ve nitelikleridir ...

RAKİP İDEOLOJİ ROLÜ

Peki, bizim hedefimiz nedir?
Çağdaşlık mı?
Evet mi?
O halde, çağdaşlığı;
kültür, bilim, felsefe, demokrasi, insan hakları, sivil anayasa gibi kavramlarla temsil et ve onlarla savun...
Kavramlarla solu birleştir ve rakip ideoloji rölünü oyna!

Böylelikle, kişiyi, tarihin ve değerlerin öznesi sayan olgularla özdeşleştirirsin,
kendinle çelişmez,
bir "avunma" içinde kendini olayların akışına bırakmaz,
kurguladığın siyasetinin
ve düşüncelerinin hesabını da,
değerlerin öznesi saydığın olgularla verirsin!