‘AB Liderler Zirvesi’nden Türkiye’ye: Kıbrıs’a federal çözüm
Avrupa Konseyi Liderler Zirvesi Kıbrıs için “siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon” temelinde barışa işaret etti, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması için çağrıda bulundu.
Avrupa Konseyi Liderler Zirvesi Kıbrıs için “siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon” temelinde barışa işaret etti, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması için çağrıda bulundu.
AB Konseyi’nde İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan Kıbrıs konulu görüşmelerin, resmi müzakerelerin başlamasını sağlamamasından üzüntü duyulduğu, AB'nin süreci desteklemede aktif rol oynamayı sürdüreceği vurgulandı.
“Doğu Akdeniz’de gerginliğin azaltılması olumlu”
Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nde, AB ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, AB Komisyonundan, Türkiye'deki Suriyeliler için sağlanacak finansmanla ilgili resmi teklifi gecikmeksizin sunmasını istedi.
AB Zirvesi devam ederken Türkiye ile ilgili görüşmelerin tamamlanmasının ardından zirve bildirisinin Türkiye hakkındaki bölümü kamuoyuyla paylaşıldı.
AB Konseyi'nin Doğu Akdeniz'deki durumu ve AB-Türkiye ilişkilerini yeniden görüştüğüne dikkat çekilen bildiride, Doğu Akdeniz'de güvenli ve istikrarlı bir çevrenin, Türkiye ile karşılıklı faydalı ve iş birliğini geliştiren ilişkilerin, AB'nin stratejik çıkarına olduğu vurgulandı.
Bildiride, Doğu Akdeniz'de gerginliğin düşmesinin olumlu karşılandığı ve bunun sürdürülmesi gerektiği ifade edildi.
AB'nin Türkiye ile aşamalı, orantılı ve geri dönülebilir biçimde ortak çıkarları içeren pek çok alanda iş birliğini arttırmaya hazır olduğuna işaret edilen bildiride, AB liderlerinin AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik yetkilendirme için teknik çalışmaların başlamasını not ettiği belirtildi.
Kıbrıs dahil ‘Gümrük Birliği’
Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik yetkilendirmenin, AB Konseyi'nde ilave yönlendirme ile kabul edilebileceği dile getirilen bildiride, mevcut Gümrük Birliğinin uygulanmasında yaşanan sıkıntıların giderilmesi ve bunun Kıbrıs Cumhuriyeti dahil AB üyesi bütün ülkelere etkin biçimde uygulanması gerektiği kaydedildi.
Bildiride, AB liderlerinin göç, sağlık, iklim, terörle mücadele ve bölgesel meseleler gibi karşılıklı çıkara dayalı konularda Türkiye ile yüksek düzeyli diyalog hazırlıklarını not ettiği vurgulandı.
Bildiride, "AB Konseyi, AB Komisyonuna Türkiye, Ürdün, Lübnan ve bölgenin diğer bölümlerindeki Suriyeli mülteciler ve ev sahibi topluluklara sağlanacak finansmanın devamı için resmi teklifi gecikmeksizin sunması çağrısını yapmaktadır." denildi.
Kıbrıs ve Maraş
Kıbrıs konusundaki çözümün siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde sağlanabileceği yönündeki AB tezine dikkat çekilen bildiride, AB liderlerinin kapalı Maraş'ın statüsünün önemine vurgu yaptığı, BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması için çağrıda bulunduğu ifade edildi.
Bildiride, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına ve özellikle 5-50, 7-89 ve 1251 sayılı kararlara tam saygı gösterilmesi çağrısında bulunuldu.
AB Konseyi, İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan Kıbrıs konulu görüşmelerin, resmi müzakerelerin başlamasını sağlamamasından üzüntü duyulduğunu, AB'nin süreci desteklemede aktif rol oynamayı sürdüreceğini kaydetti.
Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve temel haklarla ilgili gelişmelerin endişe kaynağı olduğu anlatılan bildiride, siyasi partilerin, insan hakları savunucularının ve medyanın hedef alındığı ileri sürülerek, bunların demokrasi, hukukun üstünlüğü ve kadın haklarında gerilemeye neden olduğu iddia edildi.
Bildiride, "AB Konseyi, bölgesel barış ve istikrarda Türkiye ve AB'nin ortak çıkarları doğrultusunda Türkiye ve tüm aktörlerin bölgesel krizlerin çözümüne olumlu katkı yapmasını beklemektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Anastasiadis, Türkiye için varılan sonuç metninden memnun
Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, Türkiye için varılan sonuç metninden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kıbrıslı Rum Hükümet sözcüsü Kyriakos Kousios yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu metinin uzun istişareler sonrası oybirliği ile onaylandığını belirtti.
Kousios, Avrupa Birliği'nin Doğu Akdeniz'de hüküm süren istikrarlı ve güvenli ortamda stratejik bir çıkara sahip olduğunu ifade etti.
Konseyin ayrıca Ankara'nın krizin tırmanmasını artırmaya devam etmemesi ve Türkiye'nin Birliğe ve Üye Devletlere karşı sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesine halel getirmemesi şartıyla, Türkiye ile kademeli, orantılı ve geri dönülebilir bir şekilde karşılıklı yarar sağlayan bir ilişki geliştirmeyi arzu ettiğini söyledi.
TC Dışişleri Bakanlığı: AB Zirvesi’nde kabul edilen kararlar beklenilen ve gereken adımları içermekten uzaktır
TC Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde “Türkiye” başlığı altında kabul edilen kararların "beklenilen ve gereken adımları içermekten uzak" olduğunu bildirdi.
TC Dışişleri Bakanlığı, dün Brüksel'de gerçekleştirilen AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde alınan kararlara ilişkin yazılı açıklama yapıldı.
"AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde 'Türkiye' başlığı altında kabul edilen kararlar, beklenilen ve gereken adımları içermekten uzaktır." denilen açıklamada, Türkiye'nin gerginliğin düşürülmesi, diyalog ve iş birliğinin başlatılması bakımından üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiği vurgulandı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"AB’nin, gerginliğin düştüğünü teslim edip, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi dahil olumlu gündemi hayata geçirmeye yönelik somut kararlar almayı ertelemesi, bir oyalama taktiği, irade eksikliği ve bir iki üye ülkenin AB üyeliklerini kötüye kullanması olarak görülmektedir. Metinde adaylık statümüze atıfta bulunulmasından kaçınılması da bu görüşümüzü teyit eder niteliktedir. AB, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında diyalog önermek yerine, katılım müzakerelerinin önünü açarak, 23. ve 24. fasıllarda ülkemizde daha hızlı gelişme kaydedilmesinin zeminini oluşturabilecektir."
Açıklamada önerilen yeni mali yardım paketine de işaret edilerek "Önerilen yeni mali yardım paketi Türkiye’ye değil, Suriyeli sığınmacılara yönelik olup, esasen AB’nin kendi huzur ve güvenliğinin teminatı için atılacak bir adımdır. Göç iş birliğinin sadece mali boyuta indirgenmesi, büyük bir yanılgıdır. Bu alanda yakın iş birliği hedeflenmesi herkes için yararlı olacaktır." değerlendirmesi yapıldı.
Zirvede Kıbrıs'a ilişkin alınan kararların "her zamanki gibi Rum/Yunan ikilisinin görüşlerinin tekrarı" olduğunun altı çizilen açıklamada, AB'nin Kıbrıs Türklerini yok saydığı ve eşit haklarını görmezden geldiği aktarıldı.
AB'nin bu tutumu devam ettiği sürece Kıbrıs meselesine yapıcı bir katkıda bulunamayacağına işaret edilen açıklamada, "Bu vesileyle AB’yi bir kez daha Ada’daki gerçekleri artık görmeye, Kıbrıs Türklerini ve müktesep eşit haklarını tanımaya ve 2004’te verdiği sözleri yerine getirmeye davet ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, yakalanan olumlu ivmenin sürdürülebilmesi ve Türkiye-AB ilişkilerinin katılım perspektifiyle 'olumlu gündem' üzerinden ilerletilmesi için, 18 Mart Mutabakatı’nın tüm yönleriyle ve bütüncül bir anlayışla gözden geçirilerek günün ihtiyaçlarına ve ortak çıkarlara cevap verecek şekilde işler hale getirilmesi gerektiği kaydedildi.