1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "AB müktesebatı adanın kuzeyinde de uygulanmalıdır"
"AB müktesebatı adanın kuzeyinde de uygulanmalıdır"

"AB müktesebatı adanın kuzeyinde de uygulanmalıdır"

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası, Basın Emekçileri Sendikası, ve Arif Hasan Tahsin Tarih ve Kültür Vakfı, bugün AB Komisyonu Kıbrıs Temsilcilik Ofisi’ni ziyaret ederek mektup sundu ve AB müktesebatının adanın kuzeyinde de uygulumasını istedi

A+A-

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) ve Arif Hasan Tahsin Tarih ve Kültür Vakfı, bugün AB Komisyonu Kıbrıs Temsilcilik Ofisi’ni (AB Evi) ziyaret ederek mektup sundu ve AB müktesebatının adanın kuzeyinde de uygulanmasını istedi.

Üç sivil toplum örgütü yaptığı ortak açıklamada, ziyaret sırasında Avrupa Birliği Komisyonu ve Parlamentosu’na Kıbrıs’ta çözüme yönelik harekete geçmesi için çağrı yapan pankartlar açıldığını bildirdi.

Örgütler ziyarette, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu Başkanlarına ayrı ayrı yazılan mektupları da yetkililere iletti.

Örgütler ayrıca, AB’nin Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili daha aktif bir politika izlemesini ve AB mevzuatının adanın kuzeyinde de geçerli olmasını talep etti.

 

TAJANİ VE JUNCKER’E MEKTUP…

Üç örgüt Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu başkanlarına yolladıkları ve KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir ve Arif Hasan Tahsin Tarih ve Kültür Vakfı Başkanı Güven Varoğlu’nun imzalarını taşıyan mektupta, Kıbrıs 2004’ten bu yana bir bütün olarak AB üyesi olmasına rağmen, müktesebatın adanın kuzeyinde uygulamaya konmadığına işaret edildi.

Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşı olmalarına rağmen, AB’nin sağladığı haklardan yararlanamadıklarına belirtilen mektupta, 1974’te garantörlük sorumluluğuyla müdahalede bulunan Türkiye’nin adanın kuzeyinde tamamen hakimiyet kurduğu iddia edildi.

Mektupta, “Demografik yapının nüfus aktarımıyla bozulduğu, Kıbrıslı Türklerin azınlık durumuna düştüğü görüşü ifade edilen mektupta, siyasi iradenin gasp edildiği, uyuşturucu ticareti, fuhuş, insan kaçakçılığı, kumar, kara para aklama, arazi ve çevreyi tahrip eden faaliyetlerin ekonomik faaliyetler olarak sürdürüldüğü, Kıbrıslı Türklerin dini inanışları, sosyal, kültürel kimliğinin baskıyla değiştirilmek istendiği, yargıya siyasi müdahale nedeniyle yargıçların istifa ettiği, ifade özgürlüğünün baskı altına alındığı, TL kullanımından dolayı ekonomik sıkıntıların bedelini Kıbrıslı Türklerin ağır şekilde ödediği, taşınan nüfus nedeniyle eğitim ve sağlıkta kaos yaşandığı ve suç oranındaki artışın Kıbrıslı Türkleri ülkelerinden kaçırmaya yönelik sistematik bir saldırıya dönüştüğü” savunuldu.

Üç örgütün mektubunda, AB müktesebatının Kıbrıs’ın kuzeyinde de uygulanması talep edilerek şu ifadelere yer verildi:

“Kıbrıs’ın birleşmesi için Annan Planı’na %65 evet dememize ve en son Crans Montana’da yapılan zirvenin başarılı olması için ortaya koyduğumuz tüm çabalara rağmen bir çözüme ulaşılamaması adanın kuzeyinde yaşayan Avrupa Birliği vatandaşı Kıbrıslı Türkler olarak bizleri çok zor bir duruma sokmuştur” denildi.

Çözümsüzlüğün bizi Avrupa Birliği’nden uzaklaştırmasına ve Türkiye Avrupa Birliği görüşmelerinde ‘rehine’ olarak kullanılmamıza asla izin vermeyeceğimizi vurgular, Avrupa Birliği müktesebatının adanın kuzeyinde de uygulanmasını talep ederiz.”

Bu haber toplam 2600 defa okunmuştur