1. YAZARLAR

  2. Latif Aran

  3. ABAD’dan FIFA ve UEFA’ya: Futbolda kurduğunuz düzen AB hukukuna aykırı
Latif Aran

Latif Aran

ABAD’dan FIFA ve UEFA’ya: Futbolda kurduğunuz düzen AB hukukuna aykırı

A+A-

Perşembe günü Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın verdiği bir karar, özelde futbol ama genelde bütün spor kamuoyunda büyük bir dalgalanma yarattı. Avrupa’da futbolun yönetimi ve  futbol müsabakalarının organizasyonu ile ilgili kurallarda köklü değişimler getirmesi beklenen ve “Avrupa Süper Ligi” kararı (Case C-333/21) olarak da anılan karara yol açan gelişmeleri ve kısaca kararda yer alan önemli saptamalar ile bunların olası sonuçlarını bu yazımda ele almaya çalışacağım.

18 Nisan 2021 tarihinde Avrupa’nın en büyükleri olarak kabul edilen futbol kulüpleri biraraya gelerek, “Avrupa Süper Ligi” (European Superleague) adında yeni bir futbol organizasyonu oluşturduklarını açıkladılar. Açıklamada adı geçen kulüpler, Arsenal, Manchester United, Liverpool, Manchester City, Chelsea, Tottenham Hotspur, Milan, Juventus, Inter, Atletico Madrid, Real Madrid ve Barcelona’ydı. Açıklamaya göre bu takımlara 3 kurucu kulüp daha katılacak ve Lig kurulduktan sonra, yıllık performanslarına bağlı olarak 5 kulüp daha Avrupa Süper Ligi’ne dahil olacaktı. Lig toplamda 20 takımdan oluşacaktı.

Açıklama, çoğu futbolsever tarafından coşkuyla karşılansa da, Lig’in kurucu kulüpleri dışında kalan diğer Avrupa kulüpleri, futbol dünyasının düzenleyici kurumları ve hatta bazı siyasetçiler tarafından hoş karşılanmadı. Emmanuel Macron ve Boris Johnson dahil olmak üzere, UEFA, İngiltere, İtalya ve İspanya futbol federasyonları bu girişimi şiddetle eleştirdiler. UEFA, bir adım daha ileri giderek, bu projeyi engellemek için her türlü hukuksal ve idari önlemin, disiplin cezaları ve idari para cezaları da dahil olmak üzere, alınacağını ve bu projede yer alan kulüplerin ulusal liglerde, Avrupa ve Dünya müsabakalarında yer almalarının yasaklanacağını vurguladı. UEFA başkanı Caferin, kurumsal yaptırım uygulanmasının kapsamı dışına da çıkarak, bu ligde yer alacak oyunculara bireysel olarak yaptırım uygulanacağını ve Dünya Kupası ile Şampiyonlar Ligi’nde yer almalarının engelleneceğini açıkladı.

Gelen yoğun tepkiler nedeniyle Real Madrid, Barcelona ve Juventus dışındaki diğer kulüpler, bu girişimden vazgeçtiklerini ve Avrupa Super Ligi (ASL) projesinde yer almayacaklarını belirtmek zorunda kaldılar. Geriye kalan üç kulüp, ASL konusundaki mücadelelerini medyanın yanı sıra, hukuki zemine de taşımaya karar verdiler. Bu bağlamda,  European Superleague Company SL adı altında, UEFA ve FIFA’ya karşı Madrid Ticaret Mahkemesi önünde bir dava açtılar.

Üç kulübün bu davadaki temel argümanları şuydu: UEFA, Avrupa’da futbolun tek düzenleyicisi ve organizatörüdür. Bu niteliğiyle UEFA, futbol üzerinde bir tekel oluşturmakta ve kulüpler arasında serbest rekabete aykırı davranarak kendi organizasyonları dışında kulüplerin kendi aralarında müsabaka düzenlemelerine haksız yere engel olmaktadır.  Üç kulüp Madrid Ticaret Mahkemesi’nden ayrıca, ASL kararları nedeniyle aleyhlerine başlatılan disiplin soruşturmalarının durdurulmasını da talep ettiler. Mahkeme, UEFA, FIFA veya ulusal futbol federasyonlarının, davanın sonuçlanmasına kadar geçecek sürede, ASL’yi yasaklayan veya kısıtlayan bir önlem almaması konusunda bir ara emri verdi.

Madrid Ticaret Mahkemesi, ara emrinin ardından, konunun Avrupa Birliği rekabet hukuku ile ilgili olması nedeniyle, Avrupa ve Dünya futbolunun düzenleyici organları olan UEFA ve FIFA’nın futbol müsabakaları için uygulamış olduğu ön onay yöntemi ve disiplin yaptırımları rejiminin AB rekabet hukuku (ABİHA m. 101 ve 102) hükümlerine uygun olup olmadığını ön karar yöntemiyle Avrupa Birliği Adalet Divanı’na sordu.

ABAD önündeki davada yaptıkları savunmada FIFA ve UEFA, ASL’nin UEFA ekosisteminin dışında bir müsabaka olacağını; bu müsabakada yer almanın kurucu 15 kulüp için herhangi bir performansa dayalı olmayacağını; bu kulüplerin ASL’den dolayı büyük gelirlere sahip olacağını ve bu lige dahil olmayan diğer kulüplerle haksız bir rekabete gireceğini; bunun da UEFA ekosisteminin dayandığı rekabete dayalı spor temelini ortadan kaldıracağını ileri sürdüler.

ABAD önündeki davalarda görüş sunma yetkisine sahip ve görüşleri genellikle ABAD tarafından kabul gören Hukuk Sözcüsü, bu davada sunduğu görüşte, yeni düzenlenecek futbol müsabakalarının FIFA-UEFA kuralları gereği ön onaya tabi olmasının, UEFA ve FIFA tarafından organize edilen sporun kendine özgü doğasına ve  meşru hedeflerine uygun olduğunu ve bu hedeflere ulaşmak için orantılı olması nedeniyle AB rekabet hukukuna uygun olduğunu iddia etti.

Taraflar argümanlarını ortaya koyduktan sonra Divan nihayet kararını geçtiğimiz hafta açıkladı. Hukuk Sözcüsü’nün görüşünden oldukça farklı bir temelde olan karar, spor kamuoyunda olağanüstü çapta bir yankı yarattı. ABAD’a göre, FIFA ve UEFA’nın ASL gibi kulüpler arası yeni futbol projelerini önceden onaylarına tabi kılan ve kulüpler ile oyunculara bu müsabakalarda oynamayı yasaklayan kurallar AB hukukuna aykırıdır.

ABAD, kulüpler arası futbol müsabakalarının düzenlenmesi ve bu müsabakalar üzerindeki medya haklarının kullanılmasının, açık bir şekilde ekonomik faaliyetler olduğunu; futbolun ekonomik olarak sürdürülebilmesi için belirli  bir düzenleme, kontrol ve yaptırım uygulama yetkisi ve gücüne sahip birliklerin varlığına gereksinim duyulduğunu; ancak bu varlıkların (FIFA ve UEFA) rekabet kurallarına uyması ve dolaşım özgürlüğüne saygı göstermesi gerektiğini ifade etmiştir.

Divan, potansiyel olarak rakip teşebbüslerin pazara erişim koşullarını belirleme yetkisine sahip düzenleyici kurumların sözkonusu olduğu durumda, bu yetkilerinin, doğurduğu çıkar çatışması riski göz önüne alındığında; şeffaf, objektif, ayrımcı olmayan ölçütlere sahip olması gerektiğini, ancak FIFA ve UEFA'nın yetkilerinin bu tür ölçütlere sahip olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle FIFA ve UEFA hakim durumlarını kötüye kullanmaktadır. Divan’a göre, FIFA ve UEFA’nın bu  keyfi nitelikleri göz önüne alındığında, onay, kontrol ve yaptırımlara ilişkin kurallarının, hizmet sunma özgürlüğü üzerinde haksız kısıtlamalar olduğu da kabul edilmelidir.

Divan kararı Avrupa’da futbol için yeni bir dönemin kapısını açmıştır. Divan kararından sonra artık halihazırda var olan futbol yönetimine ve organizasyonuna ilişkin yapı ve kuralların devamı mümkün değildir. FIFA ve UEFA’nın kurallarının bu karar ışığında köklü bir değişime uğraması gerektiği açıktır. Öte yandan kararın etkisi yalnızca futbol ile de sınırlı değildir. Diğer spor dallarında düzenleyici işlevi gören organizasyonların da, uygulanabilir olduğu ölçüde,  aynı ilkeler ışığında kurallarını güncellemesi gerekmektedir.

european-super-league.jpg

Bu yazı toplam 2483 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar