1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ‘ABLALAR’ ve ‘ABİLER’ İKTİDARI
Sami Özuslu

Sami Özuslu

‘ABLALAR’ ve ‘ABİLER’ İKTİDARI

A+A-

Her tür yönetim şeklinin bir hiyerarşisi vardır.

Derebeylik, padişahlık, krallık gibi otokratik rejimlerde yetki tepede toplanır, ‘aşağı’ya doğru azalarak gider.

Modern, demokratik sistemlerde hiyerarşi tek elde toplanmaz, dağıtılır. Yöneten, yargılayan, yasa yapan diye temelde üç ayrı kudret vardır.

Askeri yapılanmada hiyerarşi daha değişiktir. Kışlada ‘emir demirdir’ kuralı çalışır. Komutan haksız olsa bile, ‘birinci kural’ uygulanır.

Kamu yönetiminde de hiyerarşi vardır. Siyasi kamu görevlilerinden başlayarak müsteşar, müdür, sorumlu diye aşağıya iner yetki ve görev tanımları…

Bir sivil toplum örgütünde de hiyerarşi vardır, futbol takımında da…

Ve elbette dini kurumlarda da…

*  *  *

Şimdilerde bir başka ‘hiyerarşi’ şekli daha çıktı karşımıza…

Duyuyorduk, Türkiye’de var diye…

Yaz aylarında Çanakkale’ye götürülen öğrenciler ve öğretmenler birebir görüp anlatmışlardı.

Hepsi değil, cesur olanlar!..

Ekiplerin konakladığı tesislerde ‘abiler’ ve ‘ablalar’ vardı. Bütün geziler boyunca ‘emir-komuta’ onlardaydı.

Bu elbette ki ‘resmi’ bir sıfat değildi. Olamazdı da…

Başka ‘resmi’ görevliler zaten vardı.

Onların ‘görev ve sorumluluğu’ başka olsa gerekti…

*  *  *

Çanakkale gezileri sırasında olup bitenleri anlatanlardan öğrendiğimiz bu ‘gayrı resmi’ hiyerarşi Kıbrıs’ta da karşımıza çıktı!

Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde (İmam Hatip Okulu) yıllardır yaşanan ve dozu arttıkça artırılan uygulamalara nihayet ‘isyan bayrağı’ çekildi.

Bir grup öğretmen Eğitim Bakanlığı’na mektup göndererek ‘Pandora’nın kutusu’nu açtı.

Aslında ‘kutu’da olup bitenler çok da sürpriz değil. Başta ilgili sendikalar olmak üzere kimi kesimler Hala Sultan’daki dini ve baskıları, orada uygulanan eğitimin KKTC yasalarına uymadığını söyleyip yazıyordu.

Bu köşede de dahil…

Şimdi öğretmenlerin bir kısmı da olsa cesaret gösterdi ve bakanlığı göreve çağırdı.

*  *  *

İşte bu mektuptan öğrendik ki, Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde de ‘abiler’ ve ‘ablalar’ varmış!

Bakın mektubun ilgili bölümü ne diyor:

“(…) Yurtların denetimi KKTC mercilerince yapılamamaktadır. Öğrencilerden biz öğretmenlere gelen duyumlara göre, yurtlardaki ‘ablalar’ ve ‘abiler’ öğrencilerimizi zorla uykudan uyandırıp namaza kaldırmakta ve namaz kılınıp kılınmadığına dair çizelge ile bunu raporlamaktadırlar. Yurtta kalan öğrencilerimizin ilk derslerde genellikle yorgun ve uykusuz olduklarını gözlemlemekteyiz…”

Ortada hükümet yok, hala bakanlığa Serdar Denktaş vekalet ediyor ama mektupta dile getirilen bu bilgi ve diğer bir yığın çağdışı ve yasadışı uygulama es geçilemez.

Serdar Denktaş “Denetmen gönderdik” diyor ama ‘sin da gülle geçsin’le bu konu kapatılmak istenecek, emin olun. Hatta ‘kabak’ dönüp dolaşıp mektubu yazan öğretmenlerin başında kırılabilir.

Biz hala memleketi ‘seçtiklerimiz’ yönetiyor, okullar Eğitim Bakanlığı’na bağlı, yasalar dışında rütbe, görev ve sorumluluk verilemez zannediyoruz.

Oysa ‘ablalar’ ve ‘abiler’ iktidara gelmişler bile!..

 

 

Bu yazı toplam 3722 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar