1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Abohor, Aşşa, Afanya… (3)
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Abohor, Aşşa, Afanya… (3)

A+A-

12 Kasım 2013 Salı günü son durağımız Afanya (Gaziköy)…

Köyde bir kilisenin arkasındaki arkın içinde soğukkanlılıkla kurşuna dizilip katledilen Englezu ailesinin fertlerinin gömü alanının yanından geçiyoruz – en küçük Englezu henüz 11 yaşındaydı – 16 Ekim 2013’te Leymosun’da yapılan cenaze törenine katılmıştım Yorgacis Englezu’nun – annesi “Lütfen öteki kayıp oğlumu da bul” diyerek ellerimi tutmuş, ağlamıştı… Çünkü küçük Yorgacis Englezu’nun 14 yaşındaki kardeşi Hristakis hala “kayıp”…
Afanya’da bu gömü yerini geride bırakarak ilerliyoruz ve bir zamanlar Amerikalılar’ın kazı yapmış olduğu bir başka gömü yerine geliyoruz. Kasabis adlı Aşşalı Amerikan yurttaşı “kayıp” için 1990’lı yılların ikinci yarısında burada kazı yürütülmüş. Kasabis’in yanında bir genç daha varmış, anlatılanlara göre bu infaz yerinden kaçmaya çalışırken az ilerideki tarlada vurulmuş…

Bu gömü yerinde dev sabır ağaçları var – sabır ağaçlarının ortasında da bir kuyu…
Sabır ağaçları tüylerimi diken diken ediyor çünkü uzun süredir bu bölgede bazı sabır ağaçları arıyorduk – bu sabır ağaçları onlar olabilir mi acaba? Yoksa bu sabır ağaçlarının bulunduğu bu gömü yeri, tamamen bir tesadüf mü?
1974’te Afanya’dan iki Kıbrıslıtürk genç bir Kıbrıslırum kadına tecavüz etmek için onu almışlar. Kıbrıslıtürkler’den birisi bu kadına tecavüz ettikten sonra onu öldürmüş. Öteki Kıbrıslıtürk buna çok sinirlenmiş. “Neçün beni beklemedin?” demiş. Kadını öldüren Kıbrıslıtürk da ona dönüp “Daha sıcacıktır” demiş.

Bu hikayenin yıllar sonra açığa çıkmasının nedeni, köy kahvesinde yıllar sonra bu iki Kıbrıslıtürk’ün kavga etmesi ve birbirlerini suçlamaları olmuş. Tecavüz ettiği Kıbrıslırum kadını öldüren Kıbrıslıtürk “Sen ölüye bile tecavüz ettin be!” diye sövüp saymaya başlayınca, hikaye açığa çıkmış ve kahvede bulunan köylüler bunu duymuşlar…
Öldürülen kadın sabır ağaçlarının bulunduğu bir noktaya gömülmüş…

Ben bu bilgileri yıllar önce Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşmıştım ama şimdi karşımda sabır ağaçlarını görünce, tüylerim diken diken oluyor… Acaba Afanya-Aşşa yöresinde aradığımız sabır ağaçları bunlar olabilir mi?
Sabır ağaçları, her zaman mezarlıkların civarında görmeye alıştığımız ağaçlar, tarih öncesinden kalmışlar gibi duruyorlar, sanki de dinozorlar çağından bu yana yeryüzünde varlıklarını sürdürüyorlar…
Az ileride yıkık birkaç kuyu daha bulunuyor, bunları da inceliyoruz…
Sonra da Lefkoşa’ya geri dönüyoruz…

Bu yazı toplam 2540 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar