1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Abohor’dan hatıralar…5
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Abohor’dan hatıralar…5

A+A-

 

“Galliga…”

Dr. Derviş Özer

(Galliga’nın  oğlu Nihat Nalbantoğlu’nun izni ile onun hatıralarından öyküleştirilmiştir)

Zaman İngiliz devridir. İşlediği suçun idam olduğunu bilir ama yine de dağlara kaçmaz. Suçsuz birisini öldürdüğü için çektiği vicdan acısı yüzünden İngiliz ipiyle asılmayı göze alır. Gider İngiliz’e teslim olur. Geride gözü yaşlı bir kadın ve çocuk bırakır. Müesser’in karnında da beş aylık başka bir erkek çocuk vardır. Galliga’nın teslim oluşundan yaklaşık iki ay sonra ikinci oğlu Galip de doğar.

Galliga idamla yargılanır. Zamanın ünlü avukatlarından Fadıl Korkut davayı üstlenir ve olayı bir kaza olarak kabul ettirir. Ceza müebbet hapse çevrilir. Galliga artık müebbet mahkûmudur. Aradan yıllar geçer, oğullar büyür. Ve yedi buçuk yıl sonra Galliga hapisten çıkar, köyüne döner. Artık uslanmıştır. Evi ve çocuklarından başka kimse olmaz hayatında. İşini yapar, evine döner. Zaman böyle akıp gider. 1964 yılında çok sevdiği karısı, Müesser ölür. Ve başka bir kadınla yaşamaya başlar. Ama bu kadından çocuğu olmaz. Zaten onu da evliliklerinden saymaz. Havva kadınla yaşadığı ev yoldaşlığıdır sadece. 1975’te Havva kadın da ölür ve tek başına yaşamaya devam eder. Yaşlanır, yaptıkları anılarda bir hatıra olarak kalır. Ufak tefek iş düştüğünde işini yapar, kimseye karışmaz. Torunları olur, onlarla eğleşir. Onlara ve gelenlere hikayelerini anlatır. Bazen anlattığı hikayenin içinde açık saçık yerler varsa yüzünde bir gülümseme oluşur, acı olaylarda gözlerini yere bir noktaya diker ve konuşmadan dakikalarca kalır, yutkunur ve anlatmaya devam eder.

Bütün bu anlatılanların arkasından, evlilik sayısını saydırdığımda “6 tane kadına âşık oldum ve onlardan da beş tane oğlum, bir tane kızım oldu” diye bahseder. Ben de ona inanırdım ta ki kahvede bunları bana anlatılırken gelen bir gelin arabasına kadar.

O gün arabanın içinden bir gelin iner. Gelin kahveye doğru yönelir ve durur
“Galliga Ahmet kim”
“ Hoop Benim”
Kız geldi yanına durdu.
“Ben”
“Bugün evlendim, annem bana söyledi ki sen benim babammışsın”.
Galliga Ahmet kıza bakar.
“Hangi köydensin”
“Dağın ötesinden” .
“Annenin ismi şu muydu” ?
“Evet “

Galliga Ahmet elini uzatır, kız gelip Galliga’nın elini öper. “Baba” diye ağlayarak boynuna sarılır.
Galliga elini cebine atar cebinde ne varsa gelinin göğsüne takar. Kahvedekilere ve kızına birer kahve söyler.
Başka bir gün… Başka bir araba….
Neyse
Onu yıllarca görmedim. Bir gün köye gittiğimde evine uğradım kapısı kapalı idi. Çocuklar öldüğünü söylediler. Boğazımda bir şeyler düğümlendi. Oysa daha çok şeyler konuşacaktık. (Galliga 1993 yılında 88 yaşında hayata gözlerini yumdu). Geriye ne mi kaldı? Geriye bu güzel anıları yazmak kaldı. Onun istediği gibi yazdıysam ne mutlu bana. Ama onun istediği gibi yazamamışsam affola.

 

Bu yazı toplam 1996 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar