Abohor’un eski çöp alanında bulundular, şimdi defnediliyorlar… 1
Gazetemizin yıllarca devam eden ısrarlı çabaları ve okurlarımızın çok değerli yardımları sonucunda Abohor’un eski çöplüğünde Kayıplar Komitesi’nin yürüttüğü kazılarda kalıntıları bulunan beş Kıbrıslırum “kayıp” kimliklendirildi… Üçünün Voni’den alınarak “kayıp” edilen 45 kişilik grup içerisinde olduğu anlaşıldı…
Gazetemizin yıllarca devam eden ısrarlı çabaları ve okurlarımızın çok değerli yardımları sonucunda Abohor’un eski çöp alanında Kayıplar Komitesi’nin yürüttüğü kazılarda kalıntıları bulunan beş Kıbrıslırum “kayıp”, DNA testleriyle kimliklendirilerek ailelerine dönüş süreci başladı. Bu beş “kayıp”tan üçünün, 1974’te Voni’de, Frosso Dimu adlı Vonili Kıbrıslırum kadının evinden Beyköylü ve Abohorlu bazı Kıbrıslıtürkler tarafından alınarak “kayıp” edilen 45 kişilik Kıbrıslırum grubu içerisinde olduğu, DNA testleri sonucunda anlaşıldı.
Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Popi Hrisostomos’tan edindiğimiz bilgilere göre, DNA testleriyle kimliklendirme gerçekleştirildi ve ailelerin bilgilendirme ve defin süreci başladı.
Edindiğimiz bilgilere göre çöp alanında bulunan beş “kayıp”tan birisi Antoni Haralambus Antoniu… 1951 doğumlu ve Kamboslu olan Antoniu, 1974’te yedek asker olarak görev yapmaktaydı ve Voni’den Frosso Dimu’nun evinden alınarak “kayıp” edilen 45 Kıbrıslırum arasında bulunmaktaydı.
Yine Lambros Demetrios Demetriu, 1918 Voni (şimdiki adıyla Gökhan ve şu anda askeri bir köydür) doğumluydu. Evliydi ve sivil bir şahıstı, o da 45 kişilik grup içerisinde alınarak “kayıp” edilmişti… Tarih 15 Ağustos 1974’tü…
Henüz kimliğini öğrenemediğimiz bir diğer Kıbrıslırum “kayıp” şahsın da bu grup içerisinde olduğunu söyleyen Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Popi Hrisostomos sorularımızı yanıtlarken, bu beş kişiden ikisinin ise bu gruptan olmadığını aktardı. Bunlardan birisi Theodoros Mihail Tsomalluris imiş. 1954 Frenaros doğumluymuş ve “Yedek” olarak 1974’te savaşa katılan askerler arasındaymış. 16 Ağustos 1974’te Lefkoşa’nın Ayios Pavlos bölgesinden “kayıp” edildiği sanılıyor ancak kalıntıları Abohor eski çöp alanında çıkmıştı... Yapılan DNA testleri sonucunda kimlikendirilen Tsomalluris, geçen yıl ailesi tarafından defnedilmişti…
OKURLARIMIZA SONSUZ TEŞEKKÜRLER…
Abohor (Cihangir-Epikho) eski çöp alanında bulunan beş “kayıp” Kıbrıslırum’un ailelerinin acısını paylaşıyoruz…
Bu konuda yıllarca bize gönüllü ve insani biçimde yardımcı olmuş olan okurlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
Bu konuda çabalarımızı değerlendirip eski çöp alanında kazı yapılmasını kararlaştıran Kayıplar Komitesi yetkililerine de çok teşekkür ediyoruz…
ÇÖPLÜK İÇİN BÜYÜK MÜCADELE…
Abohor (Cihangir – Epikho) eski çöp alanına bazı “kayıplar”ın gömülü olduğu yönünde çok uzun yıllar boyunca okurlarımız ısrarlı ihbarlar yapmaktaydı… Biz de bunları yayımlamaktaydık… Henüz 2007 yılından başlayarak bu çöplüğün Kayıplar Komitesi tarafından kazılması gerektiği üzerinde duruyorduk.
Kayıplar Komitesi yetkilileriyle pek çok kez bu eski çöp alanını ziyaret etmiştik ve onlara olası gömü yerini göstermiştik… Aradan yıllar geçiyor, bu alan bir türlü kazılmıyordu… Bu çöp alanına bazı Kıbrıslırum “kayıplar”ın gömüldüğü yönünde görgü tanığımız da vardı – bizzat kendi gözleriyle buraya gömülmüş olanları görmüştü… Bu tanıklıkları ısrarla yayımlıyorduk ve bu alanın kazılmasını öneriyorduk ancak bu alan bir türlü kazılmıyordu…
Ta ki Cihangir (Abohor) Muhtarlığı bu alana bir park kurmaya karar verinceye kadar, kazı yapılmamıştı. Cihangir (Abohor) muhtarlığı çöp alanını temizleyerek CTP Gençlik Örgütü’yle birlikte buraya fidan dikince, YENİDÜZEN olarak hemen harekete geçtik ve bu bölgede acil olarak kazı yapılması gerektiğini Kayıplar Komitesi yetkililerine bildirdik. Çünkü ekilen ağaççıklar büyüyecek ve ondan sonra bu alanda kazı yapmak çok daha zor olacaktı. Tekrar tekrar bu çöp alanını ziyaret ettik, sağolsun çok değerli Abohorlu okurlarımız bizlere ve Kayıplar Komitesi yetkililerine yardımcı oldular.
Sonuçta kazı başladı ancak büyük bir engelle karşılaşıldı: Asbest! Çöp alanında yığınla asbest vardı… Kazı ekibinin sağlığını tehlikeye atmamak için bu kez Kayıplar Komitesi çeşitli önlemler almak durumunda kalacaktı. Öncelikle kazı ekibine profesyonel bir ekip, asbestli bir alanın nasıl kazılacağı konusunda eğitim verecekti… Ardından özel ekipmanlar ve kıyafetler temin edilecek ve kazı öyle sürdürülecekti. Sonuçta bu alanda beş “kayıp” Kıbrıslırum’dan geride kalanlara ulaşıldı ve bunlardan üçünün Voni’de, Frosso Dimu’nun evinden alınarak “kayıp” edilen grup içerisinde bulundukları ortaya çıktı…
VONİ’DE NE OLMUŞTU?
2007 Temmuzu’nda bu sayfalarda Voni’de neler olduğuna ilişkin dizi yazılar yayımlamıştım… Bunlardan bir bölümü de Frosso Dimu’nun anlattıklarıydı. Frosso Dimu’yu yakın akrabası Andreas Vlamis’in yardımlarıyla evinde ziyaret etmiştim 2007 yılında – yani bundan tam 12 yıl önce… Frosso Dimu’nun anlattıklarını da bu sayfalarda yayımlamıştım… O günlerde, Frosso Dimu’ya ilişkin şunları yazmıştım:
“Frosso’nun evine, çoğu Dali’den olmak üzere bir grup asker gelmişti... 45 kişi civarındaydılar... Bu, ikinci harekattan sonra meydana geliyordu. Bu Kıbrıslırum askerlerin çoğu, Dali’de solcu ailelerin çocuklarıydı. Kıbrıslırum askerler geri çekilme sürecindeydi ve Frosso’nun evine giderek, asker kıyafetlerinden kurtulmak, sivil giysiler bulmak istemişlerdi... Frosso her birine uygun giysiler bulmak için helak olmuştu... Aralarında çok şişman bir Kıbrıslırum vardı ki, bir türlü ona göre giysi bulamamışlardı! Ne yapacaklardı? Frosso, çok şişman bir komşularından, adamcağıza giysi vermesini rica etmişti...
Sonra durup onlara, Kıbrıslılar’ın vazgeçilmez temel yiyeceği, köylerde yediğimizde tadına doyum olmayan – çünkü çiftlik tavuğundan değil köy tavuğundan yapılır – “magarına bulli” pişirmişti... Üzerine de bol bol hellim rendelemişti...
Frosso’nun evine giden gruptan birkaçı, “Biz gidip bakacağız, çevrede neler oluyor” demişler ve az ötedeki dereye inmişlerdi... Hayatlarının böyle kurtulacağını bilmiyorlardı... Çünkü Frosso’nun evinde kalan grubun başına kapkara bulutlar çökecekti...
Cihangir (Abohor) yöresinden üç Kıbrıslıtürk, Voni’de (şimdiki adıyla Gökhan’da) ve Minareliköy’de (Neahorgo’da) evleri gezerek insanları topluyordu. Frosso’nun kapısına da dayanmışlardı... Burada bulunan 45 kişilik grubu “esir” almışlar ve bilinmeyen bir yere götürmüşlerdi... Onları nereye götürmüşlerdi? Geçtiğimiz günlerde Beyköy yöresinde 25 kişilik bir toplu mezar bulundu... Voni’de de en az 20 kişilik bir toplu mezarın daha olduğu sanılıyor... Bu Cihangirli (Abohorlu) üç Kıbrıslıtürk, tutukladıkları bu grubun bir bölümünü Beyköy yöresinde mi öldürmüşlerdi? Bir kısmını da Voni’de mi? Onları nerelere gömmüşlerdi? Tüm bunları kendi aklılarıyla mı yapmışlardı? 20 Temmuz 1974’te Cihangir boşaltılmıştı ve özellikle Değirmenlik yöresinden bazı Kıbrıslırumlar, Cihangir ve Beyköy’e “ganimet”e gitmiş, hatta bazı evleri ateşe vermişlerdi... Bu katliam, “ganimet”e karşılık bir tür “intikam” mıydı? Yoksa tüm bunların başka bir nedeni mi vardı? Frosso, evine gelen üç Kıbrıslıtürk’ün her birini tanıyor, bana isimlerini de söyledi...”
OKURLARIN TEPKİSİ…
Frosso Dimu’nun anlattıkları ardından okurlarımız bizi arayarak 45 kişilik grubu öldürenlerin bazı Beyköylüler olduklarını anlatmışlardı. Temmuz 2007’de yine bu sayfalarda okurlarımızın bu tepkilerini şöyle aktarmıştık:
“Voni’de 45 kişiyi tutuklayanlar, Cihangirli değil Beyköylü...”
“Onları alanlar iddia edildiği gibi Cihangirliler değil Beyköylüler idi. Hatta bir tanesi de komutandı... Tümü de bugün hayattadır...”
Bu okurumuz, Voni dışındaki atış bölgesinde toplu mezar bulunduğunu, burada bazı kayıp Kıbrıslırumlar’ın bulunduğunu söyledi.
Yine bir diğer okurumuz ise Apti Mağarası bölgesinden bir inşaat için toprak alındığını, bu topraktan insan kemikleri çıktığını ve yetkililerin durumdan haberdar olunca, olaya el koyduğunu anlattı...
Başka bir okurumuz ise şunları anlattı:
“Voni yöresinde kısılan Kıbrıslırumlar, çelitli şekillerde öldürüldüler. Bir kısmı kampta öldürüldü. Bir kısmı Beyköy dışında vurularak öldürüldü ve neolitik mezarların içine gömüldü. Bir kişi yaralı olarak Cihangir’e gitti ve burada türbeciğin karşısındaki elektrik direğinin altında kendisini yaktılar.. Bazı cesetlerin de Cihangir (Abohor) çöplüğünde olduğu sanılıyor...”
FROSSO DİMU NELER ANLATMIŞTI?
2007 Temmuzu’nda bu sayfalarda Frosso Dimu ve Andreas Vlamis’le yayımladığımız röportaj şöyleydi:
“Frosso’nun evine girdiğimizde, bizi “angoni”sinin (torununun) oğlu, küçük Andreas karşılıyor... Bana “Ben dedemi geri istiyorum” diyor... Çünkü Frosso Dimu’nun kocası Demos İoannu, Voni’den “kayıp”... O da tutuklanan 45 kişilik grubun içinde bulunuyordu...
Andreas Vlamis, uzun yıllar Eğitim Bakanlığı’nda müfettişlik yaptıktan sonra emekli olmuş. Edebiyata çok meraklı... Frosso, onun teyzesi... Andreas Vlamis’in kardeşi Themis de, Voni’nin “kayıp”ları arasında. Tutuklanan 45 ya da 50 kişilik grubun içindeydi... Themis, kaybolduğunda 24 yaşındaydı... Andreas’ın annesi Maritsa, tüm kayıp anneleri gibi, hayatı boyunca oğlunun bulunmasını bekledi... Öldüğü zaman, küçük torunlarından biri, Themis’in fotoğrafını alarak, tabutta yatan ninesinin elleri arasına tutuşturdu... Ve kayıp annesi Maritsa, kayıp oğlunun fotoğrafıyla birlikte gömüldü...
SORU: Frosso, kaç yaşındasın?
FROSSO DİMU: 80 yaşındayım...
SORU: Maşşallah! Voni’densiniz herhalde...
FROSSO DİMU: Evet... İki kızkardeşim, bir de erkek kardeşim vardı...
SORU: Voni nasıl bir köydü?
ANDREAS VLAMİS: Voni küçük bir köydü, nüfusu 600 civarındaydı. Yakınlarında Beyköy, Ebiho (Abohor – Cihangir), Mora (Meriç), Çiftlik gibi Türk köyleri vardı... Bu Türk köylerinden insanlarla çok dostane ilişkilerimiz vardı. Mesela Beyköyü’nün hocası Hüdaverdi’yle ilişkilerimiz çok iyiydi. Her gün bizim köyün kahvehanesine gelir, burada kahve içerdi... Köyümüzün papazı Papakiriakos ise Beyköyü’nün hocası Hüdaverdi, her zaman buluşup kahve içerlerdi...
DEVAM EDECEK