Zekai Altan

Restorantlarda sunulan mönüler ve servisleri set mönü veya a la carte mönülerdir. Bir de açık büfe mönüleri vardır. Kıbrıs’ın kuzeyindeki yiyecek içecek tarihinde ilk açık büfe uygulaması 1985 yılı sonrası Dome Otel’de başladı. Aydoğan Eyüpoğlu hocamız tarafından. Uygulanan açık büfe de “Padişah Sofrası” adı ile tanıtıldı. Hafta sonları Cumartesi akşamları servis ediliyordu. Oldukça yoğun bir ilgi vardı. Yeni bir olaydı Kuzey Kıbrıs’ta. Canlı müzikli eğlenceler ile zenginleşen Padişah sofraları adeta yeme içmeyi sevenlerin uğrak yeri idi. Restorantlarda ise serpme mezeli yemeli içmeli eğlenceler oldukça çok yaygınlaşıyordu. A la carte dediğimiz restorantların kalitesi biraz daha yüksek ve bu mekânlara gidenlerin profilleri de farklı idi. Bugün değişen sosyal yaşamda arz talep ile birlikte serpme mezeli restorantlar oldukça çoğaldı. Fast-food ile hamur işine dayalı tırnak pideli ekmekler, lahmacun ve diğer pideleri sunan mekânlar oldukça çok. Açık büfe servisi sunan mekânlar yok. Genelde tatlı büfelerini açık büfe olarak kuruyorlar. Ancak açık büfe genelde otellerde uygulanan bir servis. Bu servis de çok farklı. Sabah kahvaltısından öğle ve akşam yemeklerine kadar.açık büfe sistemi uygulanıyor. Genelde kalite aynıdır. Çeşit de çoktur. Maliyetine göre çeşitlilik değişiyor. Açık büfelerde bir malzemeden birçok çeşit üretilebiliniyor. Bu da büfenin zenginliğini gösteriyor. Bugün Acapulco Tatil köyünde de açık büfe servisi uygulanıyor.

ACAPULCO’DA AÇIK BÜFE

Final Üniversitesi’nin düzenlediği bir kongre nedeni ile açık büfeyi de inceleme şansını buldum. Öğle arası yemek saati çok geniş ve devasa bir salonda yemeğe geçtik. Masalarda yalnızca çatal-bıçak kuveri. Olması gereken  basit bir kuver. A la carte servis kuveri gibi. A la carte mutfaklarda kuver açılmaz. Çünkü kuver yiyeceğiniz mönüye göre açılır. Set mönü veya protokol mönülerinde sunulan mönüler önceden belli olduğu için kuveri dört dörtlük önceden hazır olur ve yenilen yemek sırasına göre kullanılır. Tabii kebapçılarda da bu yok. İnce kağıda sarılı pidede şeftali kebabını alıp gidersiniz. Veya günümüzde Adana kebabı. Acapulco Tatil köyünün bu büyük restorantının geniş bir bölümü açık büfe. Oldukça zengin bir büfe. Ana yemekler, salatalar, zeytinyağlılar, peynir stantı, ekmekler, tatlılar ve meyveler ile taze hazırlanan Türk pidelerinin pişirildiği fırın. Çok zengin olan bu açık büfede bazen ne alacağınızı şaşırırsınız.

AÇIK BÜFE ADABI

Açık büfede böyle tabağınızı doldurmamak gerekir. Lezzeti tatmak gerekir. Büfelerde alacağınız yemekleri bir çırpıda almak gerekmez. Önce damak tadınıza uygun bir tabağı hazırlarsınız.  Sonra ana yemeğinizi alırsınız yanında da salatanız ve en son olarak da final dediğimiz tatlı veya meyvenizi alıp yersiniz. Personel çok hijyenik. Üniformalı ve güleryüzlü. Ahçılar büfelerin başında size yardımcı oluyorlar. Büfede yaptığım gözlemde yiyecekler çok taze ve günlük. Açık büfe kuralına uygun olarak ben giriş, yani satarter almadım. Böyle büyük bir saç içerisinde ateşte kavrulmakta olan kuzu gavurmayı göze kestirdim ve hemen tabağıma aldım. Dolma ve püreli tavuk. Damak tadı. Zaten kuzu ciğer kavurma hepsine değdi. Sebzeleri ve baharatları ile çok mükemmel kavrulduğunu söyleyebilirim. Püreli tavuk da aynı şekilde. Çok hafif. Sizi tıkamayacak kıvamda hazırlandı. Servisi siz yaparsınız. Acapulco’da bu açık büfeyi tatmak ve yazmak bir-iki makale ile olur. Bu açık büfeyi siz de tatmalısınız. Ancak kuralına göre tadın. Tabağınızı çok doldurmayın. Sırası ile tadın. Çünkü servisinizin akışına siz karar verirsiniz. Sunulan tüm yiyecekler bir sıra ile ve damak tadınıza göre takip edilmelidir.   Açık büfe tatlarını ve kültürünü yaşayın. Yiyecek içecek dünyamızda farklı bir lezzet tufanı.