Acı, öfke, gözyaşı…
'Dağyolu Kazası'nın 1. yıldönümünde acılı anneler ve kazadan yaralı kurtulan Havva Kaymakamtorunları YENİDÜZEN'e konuştu
İlayda Yeliz Öztürk’ün annesi Münevver Şahin: “Devlet hiçbir şey yapmamış, yapmıyor yolda hiçbir şey değişmemiş, nasılsa öyle kalmış AMA BİZ ÇOK DEĞİŞTİK…”
Sude Demirkıran’ın acılı annesi Yeliz Manici “Öğrenciler halen daha aynı yoldan geçip giderek okula ulaşıyorlar, bunu aklımız almıyor”
Kazada başından yara alarak ağır yaralanan ve şimdi 18 yaşında olan Havva Kaymakamtorunları “Kendi canları yanmadıkça hiçbir adım atmayacaklar…”
Fehime ALASYA
Geçtiğimiz yıl Girne Değirmenlik Dağ Yolu’nda okula giderken bir tırın çarpması sonucu meydana gelen feci kazada hayatını kaybeden Sude Demirkıran ve İlayda Yeliz Öztürk, dün kabri başında anıldı.
Dehşet kaza sonucunda 16 yaşındaki BTMK öğrencisi Sude Demirkıran, 17 yaşındaki BEAL öğrencisi İlayda Yeliz Öztürk ve öğrencileri taşıyan otobüs şoförü 57 yaşındaki Denktaş Mutluel olay yerinde hayatını kaybetmişti.
Genç yaşta yitip giden iki fidan dün kabri başında anılırken, geriye sonsuz bir acı taşıyan aile bireyleri, gözü yaşlı arkadaşları ve onların ‘Dağ Yolu İsyanı’ kaldı…
Evladını genç yaşta toprağa veren acılı annelerin gözünden süzülen yaşlar, sel olup yağan yağmura karışırken, dillerde de isyan vardı…
Çocuklarının anılarına sarılan anneler, bir birine kenetlendi, gözyaşları sel oldu…
Bir yıl önce meydana gelen ve toplumu büyük yasa boğan 3 ölümlü trafik kazasında 17 yaşındaki kızı İlayda Yeliz Öztürk’ü kaybeden anne Münevver Şahin ve aynı kazada 16 yaşındaki kızı Sude Demirkıran’ı kaybeden anne Yeliz Manici YENİDÜZEN’e konuştu.
Kazanın meydana geldiği Girne Dağyolu’nun halen daha öğrenci servisleri tarafından kullanıldığından ve buna rağmen hiçbir iyileştirme yapılmadığından yakınan gözü yaşlı anneler, acılarının katlanarak arttığını ifade etti.
İlayda Yeliz Öztürk’ün annesinin dilinden dökülen cümleler, yürekleri burktu…
Anneler, anılara sarıldı…
Kızının kabri başında anma için toplanan arkadaşlarına sorular soran anne Münevver Şahin, “Kızım o gün gülüyor muydu? İyi miydi?” diye sorup durdu, aynı otobüste olan arkadaşlarından bilgi toplamaya çalıştı…
Kızına attığı son mesaja defalarca baktığını ifade eden anne, “Mesaj yazmıştım ama görmemiş…” diyerek gözyaşlarına boğuldu.
Çiseleyen yağmuru yok sayan anne, kalabalık dağılmadan kızının kabrini temizlemeye başladı.
Kızının okul arkadaşlarına sarılan acılı annenin gözyaşları bir an olsun dinmedi.
“Acılar unutulmasın herkes bu acılara sahip çıksın, yaşananlardan bir ders alsınlar istiyoruz”
“Yaşamlarının darmadağın olduğunu ifade eden İlayda Yeliz Öztürk’ün annesi Münevver Şahin, “Devlet hiçbir şey yapmamış, yapmıyor yolda hiçbir şey değişmemiş, nasılsa öyle kalmış ama biz artık çok değiştik, artık her şeyimiz yarım, her şeyimiz eksik, biz eksik yaşıyoruz” diyerek gözyaşlarına boğuldu.
“Acılar unutulmasın herkes bu acılara sahip çıksın, yaşananlardan bir ders alsınlar istiyoruz fakat acı sadece ailede kalıyor” diyen gözü yaşlı anne, yaşananlara bir kez daha isyan etti.
“Halen daha hiçbir şey yapılmadı, hiçbir şey değişmedi, değişmeyecekte zaten...”
Kızını kaybettikten sonra Dağyolu’nu hiç kullanmadığını ifade eden Sude Demirkıran’ın gözü yaşlı annesi Yeliz Manici, çok kötü olduğunu anlattı.
“Olay sonrası büyük bir eylem yapılmaya hazırlanılırken ‘filan tarihte yolun tamiratına başlanıyor’ diye bildiri yayınlamışlardı, hani ne yaptılar? Halen daha hiçbir şey yapılmadı, hiçbir şey değişmedi, değişmeyecekte zaten...” diyerek yetkililere sitem etti.
Sude Demirkıran’ın acılı annesi Yeliz Manici, yolun gün be gün bozulmasına rağmen nasıl olur da halen daha öğrenci servisleri tarafından kullanılmasına izin verildiğini anlamakta zorlandığını ifade etti.
“Anlayabilmeleri için onların da canının yanması gerekir…”
Geçtiğimiz yıl kazadan ağır yaralı olarak kurtulan ve yaklaşık iki ay tedavi gören Havva Kaymakamtorunları YENİDÜZEN’e konuştu.
İlayda Yeliz Öztürk’ün kabri başından bir an olsun ayrılamayan, annesine sarılıp gözyaşlarına boğulan Havva Kaymakamtorunları, gözyaşları arasında isyan etti…
“Anlayabilmeleri için onların da canının yanması gerekir…
Tek duam onların da başkalarının da canı yanmasın… Bu olayı yaşamasınlar, kimse bir daha bu olayı yaşamasın çünkü değişen hiçbir şey olmayacak…” diyen Kaymakamtorunları, yolla ilgili halen daha hiçbir çalışma yapılmamış olmasına isyan etti.
İlayda Yeliz Öztürk’ün annesi Münevver Şahin:
“Devlet hiçbir şey yapmamış, yapmıyor yolda hiçbir şey değişmemiş, nasılsa öyle kalmış AMA BİZ ÇOK DEĞİŞTİK…”
Hayatımız tamamen değişti sabahtan akşama kadar burada bekliyoruz. Acılar unutulmasın herkes bu acılara sahip çıksın, yaşananlardan bir ders alsınlar istiyoruz fakat acı sadece ailede kalıyor. Ailesi olarak, sevenleri olarak bu acıyı hep yaşayacağız fakat geri kalan kimse, devlet hiçbir şey yapmamış, yapmıyor yolda hiçbir şey değişmemiş, nasılsa öyle kalmış. Çok bir şey söylemek istemiyorum ama ne söylenebilir ki? Bizim evimiz değişti, bizim hayatımız değişti, benim küçük kızım, çocuğum değişti, hayatım değişti, her şeyim değişti. Biz artık çok değiştik, artık her şeyimiz yarım, her şeyimiz eksik, biz eksik yaşıyoruz. Mutlu olamıyoruz, bunların üzerine ne söylenebilir ki…
Sude Demirkıran’ın acılı annesi Yeliz Manici;
“Öğrenciler halen daha aynı yoldan geçip giderek okula ulaşıyorlar, bunu aklımız almıyor”
Yolda hiçbir şey değişmemiş, hatta eskisinden daha kötü olmuş. Kaza olduktan sonra o yoldan bir kez bile geçemedim, geçemiyorum, çok kötü oluyorum. Olay sonrası büyük bir eylem yapılmaya hazırlanılırken ‘filan tarihte yolun tamiratına başlanıyor’ diye bildiri yayınlamışlardı, hani ne yaptılar? Halen daha hiçbir şey yapılmadı, hiçbir şey değişmedi, değişmeyecekte zaten... Üstelik gün ve gün daha kötü olan bu yolun halen daha kullanılmasına izin veriyorlar bu nasıl olur. Öğrenciler halen daha aynı yoldan geçip giderek okula ulaşıyorlar. Birçok kişi sanki bu olay hiç yaşanmamış gibi davranabiliyor. Bunu aklımız almıyor. Benim çocuğum o kazada kurtulsaydı sonrasında yapılan her eyleme katılır bu yolun kullanılmaması için her merciye şikâyete çıkardım, insanlarımız da devlet de duyarsız...
Kazada başından yara alarak ağır yaralanan ve şimdi 18 yaşında olan Havva Kaymakamtorunları;
“Kendi canları yanmadıkça hiçbir adım atmayacaklar…”
Esentepeliyim, mümkün oldukça o yolu kullanmamaya çalışıyorum. Bülent Ecevit Anadolu Lisesi (BEAL) öğrencisiydim fakat şimdi Mağusa’da okuyorum ve orada kalmaya başladım, artık her gün köyüme gidip gelmiyorum…
Geçen yıldan bu güne yolda hiçbir değişiklik olmadı. Ben bizden sonraki nesiller için, her gün, her sabah o yolu kullanan çocuklar için çok korkuyorum. Halen daha yollar virajlı, bakımsız, çukur çukur ve çok tehlikeli… Değişen hiçbir şey olmadı ama daha da kötüye gidiş oldu, hiçbir iyileştirme yapılmadı…
Halen daha korkularım var. Ailem de ben de birbirimize söz verdik ve kazadan sonra o yolu hiç kullanmadık… Bir süre sonra mecbur kaldık ve gidip gelmeye başladık fakat çok korkuyoruz…
Ne söylesek de söyleyelim kimse üzerine alıp harekete geçmeyecektir. Ben anladım ki insanın canı yanmadıktan sonra anlayamaz. Anlayabilmeleri için onların da canının yanması gerekir…
Tek duam onların da başkalarının da canı yanmasın… Bu olayı yaşamasınlar, kimse bir daha bu olayı yaşamasın çünkü değişen hiçbir şey olmayacak… Kendi içlerinden birine bir şey olmadıkça, içinden canları yanmadıkça hiçbir adım atmayacaklar…
2 aya yakın tedavi gördüm, şu an fiziksel olarak hiçbir sorunum yok ama hayatım darmadağın oldu… Çok etkilendim, yine psikolojik destek alacağım ve sanırım almaya da devam edeceğim… Hepimizin hayatında büyük bir yara, büyük bir iz bıraktılar…
1 yıl önce neler yaşanmıştı?
Sabahın zifiri karanlığında Karaağaç’tan Lefkoşa'daki okullarına gitmek için yollara düşen öğrenciler, feci şekilde yaşamını yitirmişti… Değirmenlik- Girne dağ yolunda sabahın erken saatlerinde Karaağaç köyündeki öğrencileri taşıyan okul otobüsü ile tır yüz yüze çarpışmış; 3 kişi yaşamını yitirirken, 2’si ağır 7 kişi de yaralanmıştı.
Dehşet kaza sonucunda 16 yaşındaki BTMK öğrencisi Sude Demirkıran, 17 yaşındaki BEAL öğrencisi İlayda Yeliz Öztürk ve öğrencileri taşıyan otobüs şoförü 57 yaşındaki Denktaş Mutluel olay yerinde hayatını kaybetmişti.
3 kişi yoğun bakımda kalmıştı
Kaza sonucunda iç organ yaralanması nedeniyle ameliyat edilen 15 yaşındaki TMK öğrencisi Doğukan Hüryaşar ile otobüs şoförü Denktaş Mutluel’in eşi 53 yaşındaki Ferah Mutluel ve 17 yaşındaki BEAL öğrencisi Havva Kaymakamtorunları ise yoğun bakım ünitesinde uzun süre tedavi görmüşlerdi.
6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı
Tüfekçi Şantiyesi yanında meydana gelen feci kaza sonucunda tır şoförü 25 yaşındaki Safa Güngör ise tedavisinin ardından tutuklanmış, 3 kişinin ölümünden sorumlu tutularak, ilerleyen mahkeme süreci sonunda 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Kazadan sorumlu tutulan 25 yaşındaki tır şoförü Sefa Güngör’ün, 4 ay önce de çimento mikserini devirdiği ve kazayı hafif sıyrıklarla atlattığı ortaya çıkmıştı.
Resmi Gazete’de yayımlanan karar doğrultusunda Bakanlar Kurulu’ndan geri verilme isteminde bulunan TC uyruklu mahkûm Safa Güngör’ün talebi, Bakanlar Kurulunca onaylanmış, Güngör’ün TC Devleti’ne geri verileceği duyulmuştu. Kazada yaşamını kaybedenlerin aile ve yakınları eylem düzenleyerek bu kararın iptalini sağlamışlardı.
Kan bağışı için izdiham yaşanmıştı
Kazanın yaşanmasının ardından basın yoluyla kan bağışında bulunun çağrısı yapılmış, halk, Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne akın etmişti. Öte yandan Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis başsağlığı mesajı yayınlayarak, güneydeki bazı siyasi partiler ve birçok sivil örgüt üzüntülerini dile getirmiş, Kıbrıslı Rumlara "Kuzeye geçin ve kan bağışında bulunun" çağrısında bulunmuştu.
Eylemlerle tek yürek olunmuştu
Meydana gelen kaza ile ilgili olarak yaşamını kaybeden gençlerin arkadaşları, birçok örgüt, sendika ve derneğin de katıldığı, Başbakanlık önünde birçok eylem yapılmış, “Başka canlar yanmasın” diye tek yürek olunmuştu.