Acı ve ızdırap
“Taşınmaz Mal Komisyonu var. Burada değerlendirilir, karar verilir, böyle bir mekanizma mevcut.”
Maraş’ın dikenli telleri arasında böyle demişti Fuat Oktay.
“Öyle Öyle” diye de kafalar sallanmıştı.
“Taşınmaz Mal Komisyonu’nun mevcudiyeti Maraş dâhil olmak üzere mülkiyet meselesinin çözümüne yönelik atılacak adımlarda bir güvencedir.”
Coşkuyla alkışlanmıştı.
* * *
Birden aklıma geldi.
Hani insan aklı “unutmakla” meşhurdur ya!
Taşınmaz Mal Komisyonu Avrupa’da kabul edilmişti edilmesine de…
“KKTC”de kızanlar vardı!
En fazla da birkaç hafta evvel, o gün, o sahnede alkışlayanlar (!)
* * *
İki parti Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Biri, Ulusal Birlik Partisi.
Biri de TKP.
* * *
Mülkiyetle ilgili kuzeyde “etkin bir iç hukuk yolu” oluşturulması aslında devrim gibi bir karardı.
Yoksa…
Türkiye “tazminat” ödemekten helak olacaktı.
Titiana Loizidou ismini nasıl öğrendik hepimiz?
Tam tamına 1 milyon 120 bin Euro maddi tazminata mahkûm edilmişti, Türkiye!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açık açık “işgalci” demişti, Türkiye de tazminatı ödemişti.
“Malına ulaşamıyor, kullanamıyor, ziyaret edemiyor” diye.
Yüzlerce dava geldi ardından…
* * *
“Taşınmaz Mal Komisyonu’nun mevcudiyeti Maraş dahil olmak üzere mülkiyet meselesinin çözümüne yönelik atılacak adımlarda bir güvencedir” dedi ya Fuat Oktay…
Hemen dizi dibinde fotoğraf karesine girmek için yer kapma telaşında çırpınanlar bu komisyonun “aleyhinde” oy vermişlerdi, Meclis’te…
Ne demek “takas, tazminat, iade”.
Ne münasebet (!)
* * *
Anayasa Mahkemesi kararını unutmuyorum, çünkü Başkan Metin Hakkı 1 saat 35 dakikada okumuştu.
Ulusal Birlik Partisi “davacı”ydı.
“Taşınmaz Malların Tazmini, Takası ve İadesi Yasası” da davalı!
“Sonuç itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına” diye uzadıkça uzayan bir karar...
Tatlısu’da 2 iade, 1 tazminat kararı gelmişti ardından…
* * *
O karardan not edilmiş bir cümleydi…
“Bizim taşınmaz malın ‘önceki sahibi’ dediğimiz kişi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre hâlâ o taşınmaz malın sahibidir…”
* * *
Sahi o dönem yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan Ulusal Birlik Partisi’nin iddiası neydi, hatırlayan var mı?
“Anayasa’daki hak sahibi ifadesi kesinlikle yabancıları kapsamaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlarını kapsar veya bununla sınırlıdır.
…
Tazminat öngörüsü başvuran kişilere haksız veya kanunsuz bir şekilde acı ve ızdırap çektirildiği ve onlara karşı suç işlendiği anlamına gelir…”
* * *
İnsan acı ve ızdırap hissediyor, bu siyasi ikiyüzlülüğe tanıklık ederken, bazen…