“ACİL MODUNDA BİR HASTA”!
Neden hep geçmişte yaşayalım?
Hani "akışta olmak?"
Hani dinamik olmak?
Neden şimdiye, bugüne yaşama şansı vermeyelim?
İstenmeyen bir geçmişe veya korkulan bir geleceğe odaklanmak bizlere ne kazandırdı ki son 50 yıldır?
"KKTC"den fazlası yok mu dünyada?
Neden bu toplumu devamlı "acil modunda" tutmalı?!
Neden hep stres tepkisi üreten haberler yaymak ve yazmak?
Aynı koşulları ezberlemek,
aynı düşünceleri,
aynı davranışları,
aynı duyguları,
aynı deneyimleri duyumlamak, yaşamsal enerjimize ne katıyor?
Neden “yeni” bir KKTC dahi yaratılamadı?
Çünkü bu izole ve güvensizlik ortamını ranta dönüştüren kesimler, bu olumsuz durumun bitmesini hiç istemediğinden!
İstemedikleri için de doğru sorular sorulmamış, paradigma değişememiştir...
Yani, kamuoyunu yeniden yaratacak koşullar yaratılamamıştır!
Zaten yolun sonuna odaklanıp bundan esinlenmeden, "bilinenden" yeni bir şey de yaratılamaz...
Sırf yeni bir şey yapma hevesi hatırına yapılanlar da yaratım olmaz...
Peki nedir sorulması gereken “doğru” sorular?
Örneğin şu:
"Dünyalı" olmak neden bizim aleyhimize işlesin?
Nedir buna verebileceğiniz cevaplar?
Çifte standartlı insanların yükselişine, yasal yağmacıların yaratılmasına öncülük edemeyeceğimiz için mi?
Popülizm ile ayar bulup, avanta dağıtıp rantını yiyemeyeceğimiz için mi?
Artık KKTC’nin ve Sarayönünün evrenin merkezi olduğu fikriyle, yemediğimiz içmediğimiz yer, dağıtmadığımız arsa, vermediğimiz söz kaldı mı?
Oysa bizler nasıl bir toplum olmayı hayâl etmiştik?
Ganimetçi mi?!
Gerçekten inançlı insanların aksine, hak yiyebilen ama bunu gizlemek için sözde beş vakit namazını da kılan mı?
Kısacası dünyalı olmayıp da ne olacaktık?
Kendi kül olana kadar yanan anka kuşları mı?
“Hasta”...
"Hasta" olduk tabii...
İnanmayan nesnelleştirdiklerimize bir baksın!
Bir taraftan “kumarhanelere ve sözde gece kulüpleri olarak lânse edilen genelevlere (kerhanelere)” “kültür turu” düzenlerken, öbür taraftan Camiler, Külliyeler, İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakülteleri inşa edilen kaç toplum var?
Neticede “KKTC” denen bu coğrafya da, sorulara verdiğiniz cevaplar sonrasında sizin tercihinize göre şekillenir.
Bu yüzdendir ki, ülkemiz insanı, “kendisi olamama”nın yoğun sıkıntı ve zorluklarını çekmektedir.
Yanlış sorulara doğru cevaplar bulmak Kıbrıs Türk Toplumunu, toplum olmaktan çıkarmış,
çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği olmayan “hasta” bir topluluk haline dönüştürmüştür.
“Kendine Yabancı” bir topluluk haline getirilen toplumun, ortak çıkarlara hizmet edecek hareket kabiliyeti de olmaz!
Maalesef, olan biten tam da budur.