ACILARLA YÜZLEŞMEK
4 Kıbrıslı Rum'un Taşkent'e "özür" ziyareti ve acılarla yüzleşmek
"Eğer acı gerçeklerimizle yüzleşmezsek, bu adada geleceğimiz olamaz"
Dohni, Kıbrıs adasının en büyük insanlık dramının yaşandığı köy olarak geçer tarihe. Köyün tüm erkeklerinin otobüslere
4 Kıbrıslı Rum'un Taşkent'e "özür" ziyareti ve acılarla yüzleşmek
"Eğer acı gerçeklerimizle yüzleşmezsek, bu adada geleceğimiz olamaz"
Dohni, Kıbrıs adasının en büyük insanlık dramının yaşandığı köy olarak geçer tarihe. Köyün tüm erkeklerinin otobüslere doldurulduğu ve tam 83 kişinin katledildiği 1974 Ağustos ayı unutulmaz. Fanatik ve aşırı milliyetçi katiller, bu insanlık dramının ardından geride birçok anne, eş bıraktı gözü yaşlı. Bugün Taşkent köyünde, her bir sokağın ismi, bu katliamın kurbanlarını yazar…
İkisi doktor, ikisi iş insanı dört Kıbrıslı Rum, Taşkent'i ziyaret ettiler… Bu dramın kurbanlarından, Cemaliye Şoförel'den özür dilemek için… Eşini 39, oğlunu 19 yaşında kaybeden Cemaliye Teyze, onların siyah beyaz fotoğraflarının asılı olduğu odasında, kahve içti, macun ikram etti konuklarına ve geçmişle yüzleşti…
-------------------------------
Kıbrıs tarihinin en büyük utançlarından biri yaşandı, Dohni'de.
Tam bir insanlık ayıbı, bir katliam.
Köyün tüm erkekleri, 15 Ağustos 1974'te iki otobüsle kaçırıldı, aradan kaçıp kurtulmayı başaran bir kişi hariç, 83 kişi katledildi.
Fanatik ve aşırı milliyetçi katiller, bu insanlık dramının ardından geride birçok anne, eş bıraktı gözü yaşlı.
Bugün Taşkent'te yaşayan Cemaliye teyze de bunlardan biri.
Avlusunda görkemli bir incir, merdiven ayaklarında kendi elinde büyüttüğü çiçeklerle çevreli evinin ilk odasında, kaybettiği eşinin ve oğlunun siyah beyaz fotoğrafları duruyor duvarda…
Ve içindeki acı, içindeki öfke dinmiyor, her bir sokağı şehit isimleriyle anılan Taşkent'te, Beşparmaklar'ın gölgesinde.
14 yaşında evlenmiş eşiyle, 15'inde ilk çocuğu dünyaya gelmiş.
"Sen kendin çocuksun, ben sana dokunmam" demiş, doktor Mavrondini, anlatıyor.
Artık kulakları az işitse de, 1974 savaşı sonrasında güneye hiç geçmese dahi, Rumca konuşmayı da unutmamış.
39 yaşındaydı eşi, oğlu 19 yaşında, en son gördüğü zaman.
Ve bu acı, aradan çok seneler geçse de aynen koruyor yüreğinde ateşini.
"Lefkara'daki Kıbrıslı Rumlar, o dönemde bizim Kıbrıslı Türkler'in kaçmasına yardım etmişler, korumuşlardı, yardım etmişlerdi. Oysa Dohni'de öyle olmadı. Bizim kendi köylümüzdü bunu yapan. Üstelik, Kıbrıslı Türkler ne çarpıştı, ne silah tuttu, hepsi masumdu, hepsi temizdi" diye içerliyor.
BİR "ÖZÜR" ZİYARETİNE TANIKLIK
Dört Kıbrıslı Rum, hafta içerisinde, Taşkent'i ziyaret ettiler, bir kez daha "özür dilemek" için…
Kendi suçları olmasa da, bu acı tarihle yüzleşmek, özür dilemek istediler.
Kıbrıs'ın güneyinde tanınmış doktorlardan biri olan Vasos Ekonomu'nun öncülüğünde gerçekleşti ziyaret…
Dr. Vasos, daha önce de gelmiş, Cemaliye teyzeyle görüşmüştü; bu kez üç arkadaşını daha getirdi.
İlk kez Sevgül Uludağ'ın bir makalesi ile Cemaliye teyzenin acısına tanıklık etti, Dr. Vasos...
Daha sonra, kuzeye gelmek, özür dilemek istedi.
"Sen niye özür dilen ki, senin bir suçun yok" sözlerini unutamadı.
Ve adeta bir kampanyaya dönüştürdü bu tavrı, bu kez başka arkadaşları ile birlikte geldi, gazeteci-araştırmacı Sevgül Uludağ'la birlikte, bizler de bu ziyarete tanıklık ettik.
BU "BİLİNÇ" ARTIYOR MU?
Peki, böylesi bir yüzleşme ve "barışçıl bir gelecek kurma" tavrı, adanın güneyinde artıyor mu?
Dr. Vasos, çok iyimser değil:
"Ne yazık ki gerçekler çok iyi değildir. Çünkü 40 yıl çok uzun bir süredir. Genç kuşaklar bizim deneyimlerimize sahip değildir. Şu anda sadece güzel arabalar, eğlence, para için yaşayan bir nesil var. Bizler son kuşağız ki, Kıbrıs'ın gerçeklerini biliyoruz. Eğer barışmazsak, nasıl acılar yaşayabileceğimizi biliyoruz. Bu nedenle Kıbrıs sorunu şimdi çözülmelidir, yarınlarda değil. Kıbrıslı Rumlar'ın aklı karışıktır. Çünkü resmi tarih kendilerine gerçekleri anlatmıyor. Ama gerçekle yüzleştiğimiz zaman görüyoruz ki, çözümden başka şansımız yoktur…"
Böylesi bir tanıklığı yaşadık.
Kıbrıs'ı yaşadık yeniden, onca acının beslediği Akdeniz'in bu talihsiz gerçeğini…
DR. VASOS EKONOMU:
"Bu cinayetler Kıbrıs'ı böldü, taksimin de sebebi bunlardır"
Dr. Vasos Ekonomu, Kalp doktoru… Kıbrıs'ta barış mücadelesini kişisel olarak sürdürüyor.
"Cemaliye'nin üzücü hikayesinden çok etkilendim, çok üzüldüm, Dohni'de yaşananlar kabul edilemez. Hemen ziyaret etmek istedim. Ve tabii ki özür dilemek istedim. Kendimi suçlu hissetmesem de, çünkü bir rolüm yoktur, bu katillerle de bir ilişkim yoktur. Ama kabul etmemiz gerekir ki, yaşananlar tam bir cinayettir. İster katil Rum, kurban Türk olsun; isterse katil Türk, kurban Rum olsun fark etmez. Birileri masum sivilleri öldürdüğünde, bu insanlık değildir. Cemaliye'ye çok üzgün olduğumu ve özür dilediğimi söylediğim zaman tüm hayatım boyunca unutmayacağım bir şey söyledi. Niye özür diliyorsun, dedi… Sen çok insani birisin, keşke Kıbrıs'ta herkes böyle olsaydı, dedi. Bu nefreti tüm herkese yöneltmemesinden etkilendim. Barış istemesinden etkilendim. Çünkü Cemaliye, gerçek bir Kıbrıslıdır. Kabul edilemez cinayetlerin kurbanıdır. Bu cinayetler Kıbrıs'ı böldü, taksimin de sebebi bunlardır. Rum kesiminde benzer şekilde oğullarını, kardeşlerini, kocalarını kaybeden insanların dramı da aynıdır ve bir fark yoktur. Üç arkadaşımla birlikte geldim, bu kez… Bu yaşananları anlattığım zaman onlar da gelmek, benzer duygularını paylaşmak istediler. Özgür insanlarız, hiçbir siyasi parti ya da gruba üye değiliz. Barış istiyoruz."
GEORGES OLIMPIAS
"Gerçekler, kimi zaman bize gösterilenlerden çok farklıdır"
Georges Olimpias, Almanya'da fotoğrafçılık eğitimi aldı, güneyde bir matbaada uzun yıllar görev yaptı. Serbest çalışıyor.
"Lefkoşa'nın Ayluga mahallesinde doğdum, bugün de Kaymaklı'da yaşıyorum. 62 yaşındayım ve çok acı deneyimler yaşadım. Hayatıma damga vuran bazı olaylar oldu. 10 yaşındaydım, kardeşim 8 yaşındaydı. Babam hastaydı. Bazı Kıbrıslı Türk milliyetçi gençleri görmüş, ürkmüştü, okula, bizi almaya geldiği zaman… Evimiz okula çok yakındı. Gözümün önünde babama saldırdılar. Yere yatırdılar. Yüzünü tekmelediler. Bu fanatik gençler kaçtıkları zaman başka Kıbrıslı Türk komşular geldi, babama yardım ettiler, iyileşmesi için çok uğraştılar. Annem bir fabrikada çalışırdı, onu aradılar, Kıbrıslı Türk komşuların yardımı ile hastaneye götürdüler. Üç dört yıl önce bu dönemle ilgili bilgi toplamaya başladım. Ve öğrendim ki, o tarihlerde EOKA, içinde Kıbrıslı Türkler'in yer aldığı küçük bir otobüse saldırmıştı, 8 kişi öldürmüştü. Babama yapılan, o saldırının öfkesi ve karşılığıydı. Ve gerçekleri kavramaya başladım. Babama öyle davrandıkları için o yıllarda çok yaralanmıştım. Ancak gerçeği öğrenince, yaşananlara farklı bir gözle bakılması gerektiğini anladım. Bir ikinci olay, 1964'te yaşadığım... Ortaokul üçüncü sınıfta okuyordum. Bir arkadaşımız sınıfa elinde silahla geldi. Bu sözde oyuncağın nasıl çalıştığını gösteriyordu. Ancak silah bir anda patladı. Sınıf arkadaşımız kendi kendini baldırından yaraladı, bir kişi daha yaralandı. Ertesi gün Sampson'un MAHI gazetesi, iki yaralanmış çocuğun fotoğrafını yayınladı ve yazdı ki, karşı okuldan Kıbrıslı Türkler, masum öğrencilere saldırdı, yaraladı. Anladım ki, gerçekler, kimi zaman bize gösterilenlerden çok farklıdır. Dohni'de yaşananlar, Kıbrıs tarihindeki en önemli kurbanları geride bıraktı. Bu acı geçmişimizi paylaşmak zorundayız, birbirimizi daha iyi anlayabilmek için… Bize öğretilenler, dengeli değildir. İki oğlum, bir kızım, bir torunum var. Eğer acı gerçeklerimizle yüzleşmezsek, bu adada geleceğimiz olamaz. Öncelikle insan olduğumuzu hatırlamalıyız… Yüzleşmeliyiz…"
DAGIS MIHAIL
"Birlikte yaşamaya mecburuz"
Limasollu. Ninesi Dohnili… İş insanı.
"Benim hayat felsefemde Türk, Rum ayırımı yoktur, insanlardan söz ederim. Birlikte yaşamaya mecburuz, bunu bilirim, bunu söylerim. Bu adada da birlikte yaşayacağız. Bunun için birbirimizi anlayacak, gerçeklerimizle yüzleşecek, hatalarımızı kabul ederek, aynı hataları tekrarlamadan geleceği kuracağız. Tüm dünya evimiz, Kıbrıs hepimizin ortak ülkesi. Limasol'da biz, yıllarca, Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşadık. Bundan sonra da bunu başarabiliriz, katliamlar olmadan başarabiliriz…"
ANDONİ PHARİS
"Liderler karşılıklı özür dilemelidir"
Kulak-Burun-Boğaz Uzmanı… Mağusa göçmeni.
<<… Kıbrıs'ın geçmişine dair kötü bir deneyimim olmadı. Çok arkadaşım vardı, Maraş'ta. İki toplumun barışması, dostça ilişkiler içerisinde olması gerekir, geleceği kurmak için tek şansımız budur. Her iki toplum lideri, yaşanan acı deneyimleri kabul etmeli ve yaşanan cinayetler için özür dilemelidir. Nefretin ruhumuzu yok etmesine izin vermemeliyiz ki, geleceğe bakabilelim…>>