“Acilen toplu iş sözleşmesi yapılmalı”
KAMPÜS SEN yaptığı yazılı basın açıklamasında kampüsteki kaygı verici uygulamaları anlatarak, yönetim ile sözlü ve yazılı iletişimlerinin sonuçsuz kaldığını kaydetti.
ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Personel Sendikası (KAMPÜS SEN) yaptığı yazılı basın açıklamasında kampüsteki kaygı verici uygulamaları anlatarak, yönetim ile sözlü ve yazılı iletişimlerinin sonuçsuz kaldığını kaydetti.
Sendikadan yapılan açıklamada, mevcut koşullar anlatılarak, bu koşullarda kampüsün pek çok akademik elemanının istifa etmekte veya istifa etmeyi planlamakta olduğu belirtildi.
Hatırlanacağı üzere, sendika geçtiğimiz hafta basın açıklaması yaparak, akademik personele getirilen yaş sınırını ve bu uygulamayla sendikanın hedef alındığını kaydetmişti.
Sendikadan yapılan açıklamada şu ayrıntılara yer verildi:
“Son günlerde kamuoyuna da yansıyan haberler sebebiyle sendika olarak bir açıklama yapmayı gerekli gördük. Bilindiği üzere, kurulduğu 1956 yılından bu yana ODTÜ sadece uluslararası düzeyde bir bilim yuvası olmakla kalmamış, sorgulayıcı, dogmadan uzak, demokratik ve biatı reddeden geleneği ile de hafızalarda ve gönüllerde yer etmiştir. Ancak, son iki yıldır kampüsümüzde bu geleneklerden uzaklaşıldığını gözlemlemekteyiz. Bizler şimdiye dek soğukkanlı davranmaya ve üniversitemizin itibarını koruma adına mücadelemizi sadece kurum içi iletişim kanallarını kullanarak ve bazen de Ankara’daki meslektaşlarımızın katkıları ile sürdürdük. Ancak bu yöntemlerin gittikçe yetersiz kaldığını görmekteyiz ve sessiz kalmaya devam edersek bu güzide kurumun ellerimizden kayıp gideceği endişesini taşımaktayız.
Kampüsümüzdeki kaygı verici uygulamalardan bazıları şunlardır:
- Hoca, öğrenci ya da idari çalışanlarımız yönetimi eleştirdiğinde ciddi disiplin soruşturmalarına maruz kalmaktadır.
- Yasakçı bir zihniyetle kütüphanemizdeki bazı kitaplar “sakıncalı” görülerek geçtiğimiz Ocak ayında kütüphaneden çıkarılmış, tüm mücadelemize rağmen bu kitaplar hala geri yerlerine konmamıştır.
- Şubat ayında “KIB-TEK raporu” diye medyaya yansıyan raporun hazırlayanlar yerine ODTÜ-KKK adı ile çıkması ile tüm hocalarımız töhmet altında kalmış, üniversitemizin akademik itibarı zedelenmiştir ve bunun onarılması için gerekli çaba da gösterilmemiştir.
- Eğitim için yapılması gereken yatırımlar yerine bir fizibilite analizi dahi yapılmadan bir teknokent binası (KALTEV) ve cami inşa edilmiş, bu projelerde bütçeler aşılmış, KKTC’ye gelen yardımın durması ile de bu projeler durmuş ve kampüs bazı firmalara borçlu kalmıştır. Ekonomik krizin de derinleştiği bir dönemde bu altyapısı tamamlanmamış devasa teknokent projesinin üniversitemize ne yararı olacağı belirsiz olduğu gibi, tüm kampüsün mali durumu da belirsizliğini korumaktadır. Bütçe konusunda yönetime yönelttiğimiz tüm sorular da cevapsız kalmıştır. Kampüsümüze 2015 yılından beri herhangi bir mali denetim yapılmamıştır.
- Nisan sonu aniden akademik personel için yaş sınırı kararı alındığı açıklanmış ve 67 yaşın üstündeki hocalarımızın kontratlarının yenilenmediği kaba bir mektupla kendilerine bildirilmiştir. Zaten hoca sıkıntısı çeken kurumumuzda bu tecrübeli ve çok değerli hocalarımızın işten atılmasının akademik faaliyetlerde yaratacağı etki hiçbir şekilde düşünülmemiştir. Bu karar ile sadece hocalarımız değil, öğrencilerimiz de mağdur edilmektedir.
- Yönetim öğrencilerimizin, başta ulaşım olmak üzere, şikâyetleriyle sadece ilgileniyormuş gibi görünüp ilgilenmemekte, sorunlarını çözmemektedir.
- Son olarak da 10-12 Mayıs tarihlerinde yapılan şenlikte yönetim aşırı sayıda polisi kampüse çağırarak tüm kampüs bileşenlerini huzursuz etmiştir.
Sendikamız kampüs sorunlarını çözmek için yönetim ile sözlü ve yazılı iletişim içinde olmaya çalışmış, ama tüm bu çabalarımıza rağmen durumda bir iyileşme sağlanamamış, aksine kötüye gidiş hızlanmış, sendikaya aldırış edilmemiş, hatta mensuplarımıza karşı olumsuz tavırlar alınmıştır. Bu koşullarda kampüsün pek çok değerli akademik elemanı artık geleceğini bu kampüste görmemekte ve bunun sonucunda bazıları ya istifa etmekte, ya da etmeyi planlamaktadır.
Bu gidişatın verdiği endişe sebebiyle ODTÜ-KKK yönetimine karşı güvenimizin sarsılmış olduğunu, bu güvenin tekrar sağlanması amacıyla yönetimin derhal bu uygulamalardan vazgeçip ODTÜ’yü ODTÜ yapan bilimsellik, eleştirel yaklaşım, akademik özgürlük, tolerans ve katılımcı yönetim gibi değerlerine sahip çıkmasını bekliyoruz. Ayrıca henüz toplu iş sözleşmesine sahip olmayan sendikamızın, hem çalışanlarımızın haklarının daha iyi savunulması, hem de ODTÜ kimliğinin daha iyi korunabilmesi adına acilen toplu iş sözleşmesi yapması gerektiğini bildirir, bu konuda da kamuoyunun desteğini bekleriz.”