ACININ önüne VEZNE
İnsanlar "başınız sağolsun" diyor ya.
Nereden geliyor anlamı da bilmiyorum....
Olmuyor!
Eğer kimi ayıpları ortadan kaldırmazsak, olmuyor.
Hayat akıp gidiyor ve onca hoyratlığa karşı genel bir "kabullenmişlik" hali var.
- “Nasılsa değiştiremeyiz..."
***
Ombudsman’dan aradılar, dün.
“Kıbrıs Cumhuriyeti” Ombudsmanı bu!
Babamın kaybımda hastaneden cenazenin taşınmasına yaşadıklarımı yazmıştım, Marilena Evangelou, Politis gazetesinde de sütununa taşıdı, “utandım” diyerek.
Ve Ombudsman aradı, bugün görüşmek için davet yaptı, gideceğim.
***
Babamın da yakın dostuydu, Mustafa Akıncı.
Sevgili başkan, ilk buluşmanızda Anastasiadis'e sorar mısınız lütfen, niye "cenazelerimiz" için eziyet çekiyoruz, acımızın içinde.
Niye cenaze arabaları karşılıklı gidip, gelemiyor mesela...
Niye “değiş tokuş”la taşınıyor cansız bedenler…
Bunu değiştirmeye Ankara mı engel, Atina mı, Birleşmiş Milletler mi sahi?
***
Lefkoşa Belediye Başkanı dostum sevgili Mehmet Harmancı...
Ve Kıbrıslı Rum başkan Kostantinos Yorgacis....
Şimdi Türkçe anlamıyorsun ya, sevgili dostum İakovos, biliyorum, her gün okuyorsun, bir zahmet bu yazıyı çevir de başkana gönder.
Siz bir araya gelseniz de, 'sigortalanmış' falan cenaze araçları olsa, 'sınırsız' hizmet verebilen...
Bu “bölünmüşlük” ezberini bozabilsek...
***
Ve Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Başkanı sevgili büyüğüm Ahmet Benli...
"Elimden ne gelir" diye sormuştun ya..
Şu gelir!
Yani bizim bu belediyelerimiz ölen insanların 'kefen' parasından mı zengin olacak, ‘defin’ işlerinden mi?
Sosyal devleti savunuyoruz ya!
Vazgeçiniz insanların acısının üzerinden para kazanmaktan...
Para değil mesele, canı cehenneme paranın!
Mesele “acı”nın önüne kurulan “vezne”.
En zor zamanlarında, doğru bir iletişimle, insanlara destek olmak mesele..
***
Kabullendik... İçselleştirdik...
Değiştirmeliyiz!