1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Acizliğimiz!
Acizliğimiz!

Acizliğimiz!

Bir süredir gündemi oyalayan Sarris davası, Sarris’in serbest bırakılmasıyla “out”a çıktı. Kefaletle serbest bırakılan Sarris, aslında Kuzey Kıbrıs’ın siyaseten acizliği yanında hukuken acizliğini de ortaya koydu. Sarris’i

A+A-

 

 

 

Bir süredir gündemi oyalayan Sarris davası, Sarris’in serbest bırakılmasıyla “out”a çıktı.

Kefaletle serbest bırakılan Sarris, aslında Kuzey Kıbrıs’ın siyaseten acizliği yanında hukuken acizliğini de ortaya koydu.

Sarris’in eğer yüksek, fantastik ideolojilere sahip değilse, tekrar Kuzey’e geçip tanımadığı mahkemede yargılanması olasılığı düşük.

Geri dönememesi durumunda da çağdışı yasalarımızı dünyaya haykırmaktan ve erkeklik esprileri üretmekten öteye gidememenin acizliğini yaşamış olacağız.

Türkiye’nin Kıbrıs Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’nın KANAL T grubuyla görüşmesi sonrasında basına yansıyanlar ilginç!

Basına yansıyanlar doğruysa, Sayın Elçi artık içişlerine karışmanın ötesinde, yerel yönetimleri de “tertipleme” hedefinde.

Lefkoşa Belediyesi’nin durumunu “riskli” olarak değerlendirdi Büyükelçi. Yani iflas noktasına geldiğini söyledi.

Lefkoşa Belediye Başkanı Bulutoğluları ise, “Sayın Büyükelçi belediyenin hesaplarını nereden bilecek?” diye sordu.

Yerinde bir soru!

Ama eğer yazılanlar doğruysa gayet iyi biliyor!

İşte Sarris davası hukuken acizliğimizi ortaya koyarken, Büyükelçi olayı da siyaseten acizliğimizin örneğidir.

Ama artık sanırım sosyal acizliğe doğru da sürükleniyoruz!

Bizim çocukluğumuzda “Barbie” bebekler vardı...

 Küreselleşmenin ana göstergelerinden bu bebekler, kaç coğrafyada, kaç kuşak çocukların hayallerini süsledi.

Renkli evleri, arabası vardı Barbie’nin.

Çeşit çeşit kıyafetleri, mayoları.

Bir de erkek arkadaşı Ken...

Öğretmen sendikaları, dün Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı.

Mağusa’da Şehit Osman Ahmet İlkokulu öğrencilerine, okul dışında kara çarşaflı bebekler dağıtılmış. Çocuğunun eve getirdiği bu bebeklerden ve simgelediği dinsel dayatmadan rahatsız olan veliler bildirmiş konuyu sendikaya.

Söylenenlere göre, Kutlu Doğum Haftası’nda da dağıtılmış aynı bebekler.

İşte bu bebekler bizim çocukluğumuzun Barbie’leri gibi. Tek farkları, mayoları, arabası, erkek arkadaşı yerine, kara çarşafları var.

30 yıl önce mayo giyebilen bebekler, belli ki, kara çarşafa büründürülüyor birilerinin kafalarında.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, bazı anaokulu velilerinin okul yönetimine kız ve erkek çocukların ayrı sınıflara alınması için baskı yaptığını da söyledi dünkü basın açıklamasında.

Bunlar Kıbrıs için alışıldık olmayan münferiden bile örneği yaşanmayan gelişmeler.

Ve sosyal acizliğimizin kanıtı şeyler.

Ne siyasetimizi yürütebiliyoruz, ne hukuken gerçek bir varlık ortaya koyabiliyoruz ne de kültürel ve sosyal anlamda içine girdiğimiz başkalaşma karşısında önlem geliştirebiliyoruz.

Aciz kalıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1852 defa okunmuştur