1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Açlık sınırı 27,402 TL, yoksulluk sınırı 72.570 TL . Peki, asgari ücretliler nasıl geçinecek?
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Açlık sınırı 27,402 TL, yoksulluk sınırı 72.570 TL . Peki, asgari ücretliler nasıl geçinecek?

A+A-

Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 2024 yılının üçüncü asgari ücretini belirlemek üzere 17 Eylül Salı günü ikinci kez toplanacak. Yeni asgari ücretin 1 Eylül’den itibaren geçerli olması bekleniyor.

Komisyonda bulunan Hür İş federasyonu, pahalılığın sebebinin asgari ücretin artmasından dolayı olmadığını, pahalılığın, Hükümet’in yanlış politikalardan dolayı arttığını açıkladı. Ayrıca, 4 aylık hayat pahalılığı oranı çerçevesinde asgari ücret artışını da kabul edeceklerini belirtti.

Ekonomik Örgütler Platformu ise, mevcut şartlarda Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun sağlıklı bir karar üretmesinin mümkün olmadığını savunarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, tüm istatistiki verileri hazırlamaması ve gerekli çalışmaları yapmaması halinde, İşverenler Sendikası'na, Komisyon toplantılarına katılmama çağrısı yaptı.

Bu çağrı, bu dönemde zaman kaybından başka işe yaramaz. Çünkü, yeni asgari ücret, başka verilerle değil,  4 aylık hayat pahalılığı oranı çerçevesinde belirlenecektir.

Ayrıca, Platform tarafından yapılan açıklamada,  enflasyonun ve hayat pahalılığının sebebinin üretici, esnaf ve ticaret kesimi olmadığı ve Hükümet’ in pahalılığı azaltma ve enflasyonla mücadelede ciddi çalışma yapmamasından dolayı, hayat pahalılığının arttığı belirtildi.

Ekonomik Örgütler Platformu bu tespiti yapmakta çok geç ve sessiz kalmıştır. Zira, Memleket 3 yıldır pahalılıktan kırılmaktadır.

Hatırlanacağı üzere, yılın ikinci asgari ücreti, Mayıs ayında brüt 33 bin 926 TL, net 29 bin 516 TL olarak belirlenmişti.

Kamudaki maaş, emekli maaşları ve sosyal sigorta emekli maaşlarına, bu yıl 3 kez artış yapılacaktır. Eylül ayı sonunda, maaşlara yüzde 19.19 oranında zam yapılacaktır.

Bu bağlamda, asgari ücrete de bu düzeylerde artış yapılması bekleniyor. Yeni asgari ücretin yaklaşık net 35 bin TL bandında olacağını düşünüyorum.

Özellikle, sosyal yardım ve engelli maaşı alanların maaşı çok az olduğu için, asgari ücrete yapılan zam oranında maaşlarına zam yapılması yeterli olmayacaktır.

Bu insanlar, gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumdadır. Bu konuda, süratle, mevzuat düzenlenmeli,  sosyal yardım ve engelli maaşı alan vatandaşlarımızın maaşlarının asgari ücret düzeyine getirilmesi sağlanmalıdır.

Öte yandan, KKTC’de Yıllık enflasyon, ( Geçen Ağustos’tan bu Ağustos’a) yüzde 64.75’e ulaştı. Yıllık gıda enflasyonu ise, yüzde 63.69 oranında gerçekleşti. Halk, mutfak masraflarını bile karşılamakta zorluk çekiyor. Açlık sınırının 27,402 TL ve Yoksulluk sınırının da 72,570 TL olduğu ülkemizde asgari ücretliler ve dar gelirliler geçinememektedir.

Asgari ücret artışları, maalesef piyasadaki mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır. Oysa, işletmelerin maliyetini, sadece personel giderleri oluşturmamaktadır.

Sabit giderler ve kurlar dengede iken, sadece asgari ücret ve personel maaş artışlarından dolayı, mal ve hizmetlere zam yapılması anlaşılır değildir.

Tüm mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede asgari ücreti ve diğer maaşları da eritmekte ve satın alma gücü, maaşlar artsa bile yeniden düşmektedir. Hükümet ‘in piyasa denetimlerinde yetersiz kalması da, pahalılığı tetiklemektedir.

 Öte yandan, Elektrik, gaz ve akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar, üretim, girdi maliyetlerini de artırmakta, tüm mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır.

Akaryakıtta, kurlar dengede iken ve petrol fiyatları da düşerken, mutlaka indirim yapılmalıdır. Hükümet, indirim yapmak yerine, bütçe açıklarını azaltmak için,  Fiyat İstikrar Fonundaki vergileri artırmak yoluna gitmektedir.

Asgari ücret artışı, işçi çıkarmalara veya kayıt dışına yol açmamalıdır. Bunun için, devlet tarafından özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere daha fazla işveren prim desteği sağlanmalıdır.

Ülkenin en büyük sorunu enflasyon ve pahalılık iken, Hükümet eli kolu bağlı, yaşanan pahalılığı seyretmektedir. Hükümet'in büyük partisinde yaşanan kurultay süreci, ülkedeki sorunların çözümüne odaklanmasını engellemektedir.

Piyasa ucuzlamadığı sürece, yeni asgari ücret de, çalışanları çok fazla rahatlatmayacaktır. Asgari ücretin artırılması önemlidir. Ancak, hayatın ucuzlatılması ve halkın alım gücünün arttırılması, daha da önemlidir.  Hükümet, pahalılığı durdurmak için, kılını bile kımıldatmamaktadır.

Son söz olarak, Devlet okullarının açılmasının, öğretmen atamalarının tamamlanmamasından dolayı, Hükümet tarafından 1 hafta ertelendiği açıklaması, büyük bir fiyaskodur. Bunun esas nedeninin Kurultay hesapları olduğu iddia ediliyor. Bu ülkede, savaş yıllarında bile okullarda eğitim aksamamıştır.

Bütün yaz döneminde, niye bu eksiklikler tamamlanmadı? Başka ülkelerde bu olay yaşansa, Eğitim Bakanı ve Hükümet çoktan istifa etmiş olurdu. Bizde ise, ana gündem sadece Kurultay ve koltuk kavgasıdır…

Bu yazı toplam 1738 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar