1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. AD HOC KKTC
Sami Özuslu

Sami Özuslu

AD HOC KKTC

A+A-

Sözlüklere göre ‘Ad Hoc’ Latince’de ‘Amaca özel, niyete mahsus’ anlamına gelir. Genelde bir soruna yönelik, geçici bir çözümü anlatmak için kullanılır. Bazen de bir yetersizliği ya da üstünkörü üretilen çözümleri vurgulamak amacı taşır...”

Memleketteki yönetsel kaos ortamına bu tanımdan yola çıkarak bakınca, her şey daha rahat anlaşılıyor ve insanın içindeki kaygılar yerini farklı bir rahatlamaya, daha doğrusu ‘boş vermişlik’ duygusuna bırakıyor.

Meclis’te hükümete destek verenlerin oylarıyla kurdurulan ve seçimlerle ilgili kararı vereceği söylenen ‘Ad Hoc Komite’ye muhalefet ciddi tepki koydu. Bunun ‘Anayasa’ya aykırı’ olduğuna vurgu yapıldı, kurulmuş komitelerin yerine ‘Ad Hoc’larının kurulmasının ‘darbe’ olduğu dile getirildi.

Yüzde bir milyon doğru…

Yapılanlar Anayasa’ya da, hukuka da, ahlaka da, usule de aykırıdır. Tersini iddia etmek için amuda kalkmak dahi işe yaramaz.

Yalnızca seçimle ilgili meseleyi değil, memlekette olup bitenlerin birçoğunu akılla, hukukla, mantıkla, edeple, adapla izah edebilmenin imkanı yok.

Uğraşmak bila abes…

Ama hepsi ‘normal’dir…

Tamamı ‘beklenen’dir…

Tekmili ‘müstahak’tır.

***

Ne diyordu ‘Ad Hoc’ için sözlükler?

‘Amaca özel, niyete mahsus…’

Bu tanım tam da KKTC’deki yönetimi anlatıyor.

‘1 numaralı koltuk’ta ‘amaca özel, niyete mahsus’ bir Cumhurbaşkanı…

Yürütmenin başında ‘amaca özel, niyete mahsus’ bir Başbakan…

Parlamentoda ‘amaca özel, niyete mahsus’ bir araya gelmiş üç parti ve yine ‘amaca özel, niyete mahsus’ istifa ettirilmiş üç de ‘parmakçı’ vekil…

Görüleceği üzere memleket idaresinin tamamı ‘Ad Hoc’, tekmili ‘amaca özel’, hepsi ‘niyete mahsus’…

Latin kökenli tabirin Türkçe manasının geri kalanına da bakalım:

‘Bir soruna yönelik, geçici bir çözümü anlatmak için kullanılır.

Aynen öyle değil mi?

Birileri tarafından ‘Kıbrıslı Türklerin iradesini ele geçirmek’ ve de ‘Ankara’nın çıkarları doğrultusunda gelişmelere yön vermek’ değil miydi bulunan ‘geçici çözüm’ün amacı?

Ve son kısmında da ciddi bir itiraf:

‘Bazen de bir yetersizliği ya da üstünkörü üretilen çözümleri vurgulamak amacı taşır...”

Evet, ‘atanmış’ yöneticiler ile ancak ‘üstünkörü’ işler yapılabilir. Kesinlikle doğru…

Demokrasi rayından çıktıktan sonra, vagonların menzil-i maksuda ulaşmasa olasılığı yoktur.

Yapılmaya çalışılanlar seçimlere ve kurultaylara müdahalelerle ortaya çıkan vahim durumu ‘olabildiğince sürdürme’ gayretkeşliğidir.

Ne var ki atılan her adımda halktan daha da kopan, hukuk devletinden daha da uzaklaşan, kendi yaptığı yasaları ve kuralları dahi çiğnemekte beis görmeyen bir ucube yapıyı izliyoruz.

Bu yüzden dün mecliste zorlamayla kabul edilen ve muhtemelen Anayasa Mahkemesi’nden dönecek bu adımla beraber KKTC’nin yeni unvanı Ad Hoc’tur.

Yani ‘Amaca özel’ ve ‘niyete mahsus…’

Yani ‘yetersiz’ ve ‘üstünkörü…’

Bir süre daha böyle idare ed(il)eceğiz.

Bu yazı toplam 1359 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar