1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Ada 10 yıla yaşanmaz hale gelecek”
“Ada 10 yıla yaşanmaz hale gelecek”

“Ada 10 yıla yaşanmaz hale gelecek”

YENİDÜZEN’e konuşan yerbilim mühendisleri ve Biyologlar, önümüzdeki 5-10 yılda çok sıkıntılı günler yaşanacağına işaret etti, hükümetin acil iklim değişikliği önleme ve adaptasyon politikası oluşturması gerektiğini vurguladı.

A+A-

Serap ŞAHİN

Kıbrıs’ın güneyinde iklim bilimci Dr. Giorgos Zittis, artan deniz seviyeleri nedeniyle önümüzdeki 50 yıl içinde Kıbrıs’taki plajların yarısının yok olabileceği konusunda uyarılarda bulundu, iklim değişikliğinin Kıbrıs’ı daha sıcak ve kurak hale getirdiğini kaydetti.

Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e açıklamalarda bulunan Yerbilim Mühendisleri ve Biyologlar ise, şu anki iklim krizini sonuçlarının önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde adayı yaşanmaz bir hale getireceğine vurgu yaparak, hükümetin acilen önlem alması gerektiğini kaydetti.

Biyologlar Derneği Eski Başkanı Hasan Sarpten, iklim değişikliğinin farklı etkileri olacağına işaret ederek; iklim krizinde, deniz seviyelerinin yükselmesinin en son ortaya çıkacak olan etkilerden birisi olduğunu belirtti, “2030'lara geldiğimizde örneğin kuraklık ve susuzluk Kıbrıs adasında çok daha büyük etkilere yol açması beklenmektedir” dedi.

Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Altunç da betonlaşmaya dikkat çekti, “Bunun engellenmesi lazım” dedi. “Ağaçlandırmaya önem vermeli, ormanları korumalıyız” diyen Altunç, “Sel taşkınlarına karşı binalarımızı yükselttik ama herhangi bir tedbir de almadık” şeklinde konuştu.

Biyologlar Derneği Başkanı Hatice Benan da iklim krizini sonuçlarının 10 seneye adayı yaşanmaz bir hale getireceğini söyledi, hükümete tedbir alması konusunda çağrıda bulundu.

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Mehmet Necdet ise mevsim geçişlerinde iklim krizinin fark edildiğini söyledi, “Plajların ne ölçüde etkileneceği, ancak düzenli olarak deniz seviyesindeki değişimi izlemekle mümkün olur” dedi.  Necdet, küresel iklim krizi nedeniyle,  deniz suyu seviyelerinin yükselmesi ve kıyıların deniz suyu tarafından işgal edilmesi gibi bir risk olduğuna dikkat çekti.


Biyologlar Derneği Eski Başkanı Hasan Sarpten:

“2050 yılından önce iklim değişikliğinin farklı etkileri olacak”

Yerli uzmanların da bu konuda uyarıları olduğuna ve Birleşmiş Milletler’in de konuyla ilgili yayınlanan raporlarına işaret eden Biyologlar Derneği Eski Başkanı Hasan Sarpten, 2050 yılından önce iklim değişikliğinin farklı etkileri olacağını vurguladı.

İklim krizinde, deniz seviyelerinin yükselmesinin en son ortaya çıkacak olan etkilerden birisi olduğunu belirten Sarpten, “2030'lara geldiğimizde örneğin kuraklık ve susuzluk Kıbrıs adasında çok daha büyük etkilere yol açması beklenmektedir. Bugün Anamur'dan borularla taşınan suyun bile ortadan kalkacağı, 2050’lere ulaşmadan bunun bile olamayacağı günleri yaşayacağız” şeklinde konuştu.

 

“Geçmişte yılda birkaç kez yaşanan olaylar artık her haftada yaşanır duruma geldi”

Uzmanların ortaya koyduğu olası etkilerin başında aşırı atmosferik olayların görülme sıklığındaki artışına da dikkat çeken Sarpten, buna örnek olarak sıklıkla yaşanan toz taşımı zerrecikleri olduğunu belirtti. “Geçmişte yılda birkaç kez yaşanan olaylar artık her haftada yaşanır duruma geldi” diyen Sarpten, “Benzer şekilde 40 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda yıl içine yayılması daha da sıklaşacak” ifadelerini kullandı.

2050 yılına gelindiğinde deniz seviyelerindeki artıştan dolayı çeşitli kıyıların etkileneceğini ifade eden Sarpten, “25 yıla varıncaya kadar çok daha olumsuz etkiler yaşayacağımız aşikârdır. Çok uzun projeksiyonlar yapmamıza gerek yok. Önümüzdeki 5-10 yılda da çok sıkıntılı günler yaşayacağız” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kış mevsiminde sel baskınları, düzensiz yağış rejimleri, bir yıllık yağışın bir günde yağması gibi anomali durumlar, fırtınalar, hortumlar, yaz aylarında da orman yangınları, sıcak hava dalgaları ve Güney'de de yaşandığı gibi sıcaklıklar etkisiyle yaşamını kaybeden insanlar bu vakalarda her geçen yıl artış yaşayacağız”  

 

“Biz daha böyle bir tehlikeyi kabul etmiş durumda bile değiliz”

Yapılması gerekenin iklim değişikliğini durdurmak değil, iklim değişikliğine adaptasyon sağlamak gerektiğini ifade eden Sarpten, “Bunun etkilerinden nasıl kurtulacağız?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Bir örnek vermek gerekirse, bizim için artık beş parmakların zirvesini ağaçlandırmaktansa insanların yaşadığı yerleri, özellikle şehirleri ağaçlandırmak hayati bir öneme sahiptir. İnsanların gölgede yürüyecekleri, sokakta geçirecekleri alanlar yok, ağaçlar yetersiz. Acil alınması gereken önlemlerden sadece bir tanesi bu. Bu etkileri ortadan kaldıracak şeyler yapılması gerekiyor.

Sel baskınları, su drenajları, yani altyapı çalışmalarını örnek vermemiz gerekiyor. Burada, altını çizmek istediğim bir başka önemli nokta var. Önlem alınması gerekir ama biz daha böyle bir tehlikeyi kabul etmiş durumda bile değiliz. Baktığımızda şu an ithalat rakamlarına bizim İthal ettiğimiz bütün ürünler bu ülkeye aslında iklim düşmanıdır. Ve şu an biz aşırı hızda ve çarpık bir şekilde yapılaşmaya devam etmekteyiz. Tedbir alınması gerekir. Tedbir için de şu an yapılması gereken, ülke genelinde yeni inşaat izinlerinin durdurulması belki bir nebze önlem olur. Yeni inşaat izninin durdurulması demek, inşaatları durdurmak demek değildir. Çünkü Müteahhitler Birliği’nin açıkladığı rakamlarda şu an ülkede izni alınmış ama henüz başlanmamış inşaatlar, yapılanların neredeyse beşte biridir. Bugün yeni inşaat izni verilmese de inşaatlar yapılmaya devam edecek. Bir, birkaç yıl süreyle an azından altyapı çalışmalarının tamamlanacağı sürede ağırlıklı yapılaşmayı altyapıya vermemiz gerekiyor. Bu hazırlıkları sağlamamız gerekiyor. Üst yapıya daha fazla bina, daha fazla beton artık iklimin de bu noktaya geldiği bir ortamda şehirleri özellikle yaşanamaz bir hale getirmektedir. Kesinlikle yapılması gereken tedbir almaktır. Ama bundan çok uzak bir noktadayız.”

 

Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Altunç:

“Betonlaşmanın engellenmesi lazım”

İklim bilimci Dr. Giorgos Zittis’in açıklamasının en kötü senaryolardan biri olarak niteleyen  Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Altunç, karbondioksit emisyonunun en fazla olması hallerinde böyle bir durumun yaşanabileceğini ifade etti.

Altunç, “Biz şu anda sıcaklığı ortalama olarak bir buçuk derece santigrat civarında yükselttik. O kötü senaryoda karbondioksit emisyonu, sera gazlı emisyonu çok daha fazla olacağından bir buçuk derecenin hatta iki, iki buçuk derecenin üzerine çıkması bekleniyor. Bu durumda tabii ki denizler yükselecek” dedi.

“Denizler yükselince de sahillerimiz de, plajlarımız da bozulacak” diyen Altunç, “Ancak uzmanların da bizim de uğraştığımız bu sıcaklığı bir buçuk derece santigrat civarında tutmak, yükseltmemek. Yani karbondioksit gibi sera gaz emisyonlarını mümkün mertebe en aza tutmak, yenilenebilir enerjiyi de daha fazla destek vermek, önem vermek lazım” şeklinde konuştu.

Altunç, hükümetin imar planları da dâhil olmak üzere herhangi bir işlem yapmadan önce mutlaka Meteoroloji Mühendisleri Odası’nın görüşünü alması gerektiğini vurguladı, “Aksi durumda geç kalınmış olabilir” dedi.

“Betonlaşmanın engellenmesi lazım. Ağaçlandırmaya önem vermeli, ormanları korumalıyız. Sel taşkınlarına karşı binalarımızı yükselttik ama herhangi bir tedbir de almadık” diyen Mustafa Altunç,

“Bazı belediyeler şimdi yeni çalışmalar yapmaya başlıyor. Bu da umut vericidir” ifadelerini kullandı.

 

Biyologlar Derneği Başkanı Hatice Benan:

“İklim krizine doğru freni patlamış tren gibi koşuyoruz”

“Hiçbir önlem almadan ve hiçbir adaptasyon sürecine başlamadan iklim krizine doğru freni patlamış bir tren gibi koşuyoruz” diyen Biyologlar Derneği Başkanı Hatice Benan; su, gıda ve enerji krizlerinin kapıda olduğunu vurguladı.

Türkiye’den gelen suyun 10 yıla kalmadan biteceğini ve doğal kaynaklarımıza, akiferlerimize ve kuyularımıza sahip çıkmadığımız ve korumadığımız için ciddi su krizleri ile karşı karşıya kalınacağına işaret eden Benan, “Kalitesiz fosil yakıta bağladığımız enerji üretimimiz her gün havamızı kirletip sağlığımızı tehlike altına atıyor. Artan nüfusu da bilmediğimiz için plansız enerji üretimi bizi enerji krizine itecek” dedi.

Diğer yandan azalan orman varlığımız ve yağışlarımız, kuraklığa dayanıklı tarım stratejimiz de olmadığı için ülke olarak gıda krizine sürüklenileceğini belirten Benan, “Şu anda da yaşadığımız iklim krizi sonuçları 10 seneye adayı yaşanmaz hale getirecek. Devletin acil iklim değişikliği önleme ve adaptasyon politikası oluşturup, harekete geçmesi lazım” şeklinde konuştu.

 

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Mehmet Necdet:

“Plajların ne ölçüde etkileneceği, deniz seviyesindeki değişimi izlemekle mümkün”

İklim krizi açısından ciddi sıkıntılar olduğuna dikkat çeken Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Mehmet Necdet, mevsim geçişlerinde de bunun fark edildiğini söyledi.  “Plajların ne ölçüde etkileneceği, ancak düzenli olarak deniz seviyesindeki değişimi izlemekle mümkün olur” diyen Necdet; küresel iklim krizi nedeniyle,  deniz suyu seviyelerinin yükselmesi ve kıyıların deniz suyu tarafından işgal edilmesi gibi bir risk olduğuna dikkat çekti.

Dr. Mehmet Necdet, Kıbrıs’ın kuzeyinde bu konuyla ilgili bir çalışma duymadığını ifade etti.

Mesarya Ovası'nın batı ve doğu ucundaki sahillerin olduğu bölgelerin denize sıfır noktasında olduğuna ve Güzelyurt Körfezi’nde sahil şeridi arasındaki alanın denizden çok yüksek olmadığına işaret eden Necdet, “Bizim adamız sürekli yükselen bir kıta parçasıdır” dedi.

Bu haber toplam 4056 defa okunmuştur