Ada pass!
Ledra Palas barikatından güneye yürüdüm, test belgemi gösterdim, geçtim.
Bir arkadaşımla buluştum.
“Sizin tarafta çok skandal var” dedi.
Sevmiyorum şu “taraf” lafını!
Kıbrıs meselesi “fanatik taraftar” edasında herkes kendi “tarafını” tuttuğundan bugüne böyle…
Tribünler ayrı ayrı kendi marşını söylüyor!
O tribünlere oynayan siyasiler de çözüm üretmenin değil suçlamanın derdine düşüyor.
Ortak tribünde yan yana gelmiş azınlık bir grup var.
“Hepimiz aynı taraftayız” diyen!
“Birinin kaybını, ötekinin kazancı” görmeyen…
***
“Skandal ötesi” dedim.
Çünkü kimse seçilenlerin iradesine inanmıyor, böylece, bir bakan ötekini yalanlıyor, başhekim felaket tellallığı yapıyor, yalan talanla yarışıyor.
Ne yönetim edebi kaldı, ne akıl!
Bir yanda laubalilik, beri yanda ahmalık!
Ömrümüz tükeniyor.
***
Güneyde “aşılı” insanlar için hızlı testler ücretsiz.
Hâlâ!
Paralı test yalnızca PCR.
***
“Ada Pass” diye bir uygulama var ya, “KKTC” bayraklı bölümü yukarı kaydırarak ve görünmez yaparak telefondan ekran görüntüsü alıyorum.
Tek barkod görünüyor, üç doz da aşı…
Cafe, market, fırın, eczane girdiğim her yerde soruyorlar, gösteriyorum, göz ucuyla aşılara bakıyorlar, hiç sorun yaşamıyorum.
Şimdi kimileri “devleti tanıdılar” der isterse (!)
Hayatın kendi pratiğinde “devlet saplantısı” yok ne de kibir!
Öyle egemenlik yarıştıracak gailesi yok marketin girişinde duran görevlinin!
O uygulama, keşke tabipler birliğinin olsa örneğin…
***
Ledra Palas barikatından dönerken bayrakları sayıyorum, tam yirmi iki adet!
Böylesine kendine güvensiz bir yapı…
Gösteri ne kadar büyükse, gerçek o denli küçüktür, biliyorum.
Bayraklar çoğaldıkça hayatımız genişleyecek sanıyorlar dünyaya doğru…
Halbuki geri kalmış tam bir Ortadoğu ülkesi oluyoruz git gide, kir pas içinde, tutarsız, güvensiz, hayalsiz…
***
“Bu ülkede kendim için gelecek hayali kuramıyorum” diyen gençler geliyor aklıma…
Dalga dalga!
Her evin avlusunda umutsuzca savruluyor gözleri…
Bir ada…
Binlerce pass…
Issızlık çöküyor içime…