Adada tatil…
BİR GÖZLEM YAZISI
Bu güne kadar Ercan'ı kullanarak Türkiye'nin çeşitli yerlerine, Ercan aktarmalı ya da Larnaka çıkışlı Avrupa'nın çeşitli kentlerine uçtum.
Bu kez farklı bir tatil yapmayı istedik.
Adada tatil.
Bayram tatilinde Kıbrıs’ın güney doğusunda, Ayia Napa, Protaras, Paralimni ve Larnaka'daydık, ailece…
2 kez geçiş yaptım.
İlkinde Kermiya'yı kullanarak güneye sürdüm.
İkinci geçişte Derinya'dan güneye geçtim.
Mesafeyi sorarsanız hemen hemen aynı, ancak Kermiya'dan giderken anayoldan daha süratli gidebiliyorsunuz.
Lefkoşa-Mağusa yolundaki hız tespit kameraları zaman kaybettiriyor.
Derinya'dan geçmek bir deneyimdi.
İlk kez Derinya Barikatı'nı kullandım.
Kapalı Maraş'ın o korkunç, ürkütücü görüntüsü irkiltiyor insanı.
Aklıma bizim siyasilerin "Açacağız, edeceğiz" mealindeki açıklamaları geliyor, canım sıkılıyor.
Sonra o kötü olayın yaşandığı meşhur barikat…
Sonrası rengarenk…
Paralimni kocaman bir kasaba…
Ana caddesinde ilerlerken dünya markalarına ait mağazaları görebiliyorsunuz.
15 dakikalık bir yolculuktan sonrası ise Protaras…
Proratas da bir turizm bölgesi.
Sıra sıra oteller, şahane kumsallar, kafeler barlar…
Ve meşhur İncir Ağacı Plajı, Fig Tree Bay…
İnanılmaz bir güzellik. Bundan yaklaşık 15 gün önce dünyanın en güzel 3. Plajı olduğu ilan edildi.
Gerçekten hakkını veriyor, turkuaz bir deniz, havuz gibi…
Mutlaka her insanın bir kez görmesi gereken bir nokta.
Dünyanın çeşitli yerlerinde denize girdim, böylesini görmedim.
Çok mu iddialı oldu? Bence öyle…
Kısacası Fig Tree muhteşemdi.
***
Otelimiz Ayia Napa'daydı. Otel butik bir oteldi. Aile işletmesi…
Otelin sahibi yaşlı bir amca gece gündüz lobideydi.
Gelen gidenle ilgileniyor, otele girenleri izliyor, kahvaltıya gelenleri kayda geçiriyordu.
Gece yarısı bile lobideydi, otele girince elindeki kağıda bir tik atıyordu.
Belli ki çok meraklı.
Zaman zaman sohbetlerimiz de oldu.
İngiliz Üsleri'nde çalışmış.
O dönemde birçok Kıbrıslı Türk arkadaşı varmış.
EOKA'nın kurulduğu dönemde yaşadığı ikilemi yüzünü ekşiterek anlatıyor.
"Kıbrıslı Türkler arkadaşlarımdı. Ancak EOKA bizi onlarla savaşmaya zorluyordu" diyerek o dönemi kötü bir anı
olarak anıyor.
Hala Kıbrıslı Türklerle dostluğunun devam ettiğini anlattı.
Hatta "Bu hafta Mağusa'ya gideceğim, orada iyi bir doktor var, hep ona giderim, diş için… Bizde (güneyde) pahalı" dedi… Derinya Barikatı'nı kullanarak sık sık güneye geçtiğini söyledi.
Otel sahibi bunları anlatırken, yan masada bir grup turistin sohbetini dinledim, Mağusa'da denize gideceklerini anlatıyorlardı.
Her ikisi de, yani otel sahibi ve turistler de Derinya'dan kuzeye geçeceklerdi.
O sırada içimden "iyi ki Derinya açılmış" dedim.
Bu yalnızca benim birkaç dakikada duyduklarım, peki diğerleri?
Belli ki barikatın açılmasının faydası büyük olmuş.
***
Zaman zaman kuzeyden bazı gazetelerin Ayia Napa'yı kavgaların olduğu, Kıbrıslı Türklere sataşmaların olduğu çirkin bir yer olarak lanse etme girişimlerini görüyorsunuz.
Ayia Napa hiç de öyle bir yer değil.
Evet binlerce turist var, binlerce insan…
Kıbrıslı Rumlar azınlıkta…
Görebildiğim kadarıyla Rus ve İngilizler çoğunlukta…
Herkes tatilinin, eğlencesinin, keyfinin derdinde…
Larnaka bildiğiniz gibi… Güzeldi…
Şunu da eklemeden bitirmeyeyim; güneyde bütün plajlara giriş ücretsiz! Ve bütün plajlara kendi şemsiyenizi kurabiliyorsunuz! Eğer şezlong ya da şemsiye hizmeti almak isterseniz cüzi bir ücret ödersiniz.
***
Özetlemem gerekirse yurt içinde tatil için adanın güney doğusu iyi bir tercih olabilir.
Ercan'dan binlerce liranızı uçak biletine vermek istemiyorsanız adada tatil yapınız.
Uçak biletine vereceğiniz para, yeter de artar bile.
Elbette her tatil güzeldir.
Elbette Türkiye'nin kentleri, Antalya, İstanbul da güzeldir.
Ve elbette parası olana Avrupa, uzak doğu da güzeldir.
Ancak 'adada tatil' de bir alternatiftir.
Kuzeyi, güneyi, hiç fark etmez.
Not: Bir süre buralarda olamayacağım, şimdi mola zamanı… Eylül'de görüşmek üzere…