1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Adaleti tartışılır ülkede adalet arayışı
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Adaleti tartışılır ülkede adalet arayışı

A+A-

Kıbrıs’ta “Adalet Bakanlığı” yok.
Türkiye’de var.
Bakanlığı var ama yaygın hissiyata göre adaletin kendisi yok.
Kime sorsanız, “Türkiye’de adalet yok” diyor.
İktidar yanlıları hariç!
Avrupa’da yargı bağımsızlığı en fazla tartışılan ülke Türkiye…

World Justice Project’in (Dünya Adalet Projesi) 2023 yılı “Hukukun Üstünlüğü Endeksi”ne göre Türkiye 142 ülke arasında 117'nci sırada bulunuyor ve hem bölgesel hem de küresel ortalamaların altında kalıyor.
Maalesef Nijer, Sierra Leone, Guatemala, Angola, Kolombiya gibi ülkelerin de altında…

***
Şampiyon meleklerimiz için Mağusa’da tek yürek gerçekleştirilen “Adalet Yürüşü”nün ardından TC Adalet Bakanı’nın sözleri Kıbrıs medyasına yansımıştı.

Türkiye’deki iktidar yanlısı şirketlerin Kıbrıs medyasına yönelik operasyonu tam da bu nedenle yapıldı zaten… Algıyı yönetmek, iradeyi kapsamak… Türkiye Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un "İsias sorumluları yargı huzurunda hesap verecek" sözleri, ellerinde meşale yürüyen binlerce insanla yan yana verilmişti.


Mağusa’daki o kararlı yürüyüş Türkiye yargısına ses vermek için düzenlenmişti.
Bir anı ya da yas yürüyüşü değildi.
İsyandı, kararlılıktı, çağrıydı…
“Meleklere sözümüz adalettir” derken de hedef buydu.

“Olası Kast”tan yargılanma isteniyor.
Bilirkişi raporları da gösteriyor ki otel sahipleri, denetleyenler, göz yumanlar bu sonu bile bile hazırladılar.
Kaçak kat, yasak olmasına rağmen deniz kumu, kalitesiz beton, yetersiz demir, kesilen kolonlar, statik rapora bakılmadan verilen onaylar, affedilen imar yanlışları…

***
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği açıkladı, dava dosyası, önceki gün, “bilinçli taksir” olarak kabul edildi, “olası kast” değil…
Yargı süreci bu iddia üzerine kurulursa çok daha az bir ceza getirecek bu iddia…
72 cana karşılık en fazla 22.5 yıl hapis!
O da kağıt üzerinde…
İşin gerçeği 7-8 yıl sonra “özgür” kalacak sorumlular…

***
Evet!
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Kasım'da 3. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan iddianame, 15 günlük sürenin dolmasıyla önceki gün kabul edildi.
İsias davası artık mahkemenin önünde!

Adaleti tartışılır ülkede adalet arayışı asıl şimdi başlıyor.

Kıbrıslının yüreği yanık, acılı…
Tek ses olmuş herkes…
Katillere en ağır cezayı bekliyor ada…
“Yargı huzurunda hesap verecekler” deniyor ya…
Söz değil sonuç istiyoruz.
O hesabın “adaletli” olmasını istiyoruz mutlaka…
Yüzlerce, binlerce candan kopartılmış, 35 can…
Meleklere sözümüz adalet…
Laf değil!

 


Avrupa Birliği’nin Türkiye Raporu pek konuşulmadı

avrupa-birliginin-turkiye-raporu-pek-konusulmadi.jpg

Toprak bütünlüğü ve uluslararası egemenliğe sahip Kıbrıs devleti için dünya hazır…
Ah bir de Kıbrıslı halklar ve “garantörler” hazır olsa!

Böylesi bir Kıbrıs, adada yaşayan herkes için güvenli, sürdürülebilir ve yaşam kalitesi yüksek bir gelecek ön görecek.

 

Olmazsa!
İlhak, asimilasyon ve yoklaşmayla yüzleşiyoruz.
Hem sıradanlık hem de sığıntılık layık görülüyor Kıbrıslı Türklere…
İradesini Kıbrıs toplumlarından almamış bir ‘Büyükelçi’ sürekli konuşuyor!
Kendi kurultayında sonuncu gelmiş bir siyasetçiye hükümet kurduruluyor.
Bir “lider” var ama herkes biliyor ki zorla seçtirilmiş…
Durum bu!

 

***

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, geçtiğimiz gün, Türkiye-AB ilişkilerine yönelik raporunu açıkladı.

Raporun içinde Kıbrıs da var.

Siyaset kurumu ve sivil toplum raporu gündem yapmadı.
Medya kuşatıldı, malum…
Böyle olunca Avrupa raporu toplum gündemine de gelmiyor elbette…

Oysa son derece önemli…

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve dış politika ile güvenlikten sorumlu Yüksek Temsilci Josep Borrell açılış konuşmasında raporun önemini şöyle anlattı: “Bu raporla, Yüksek Temsilci olarak ben ve Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi'nin Liderleri, Türkiye ile ilişkilerimizde nerede olduğumuzu ve nasıl ilerlemek istediğimizi anlatacağız.”

Raporunun resmileşmesi için 15-16 Aralık AB Konseyi’nde 27 üye ülke lideri tarafından onaylanması gerektiğini de anımsatalım.
 

***

17 sayfalık rapor, Doğu Akdeniz geriliminin sonuçlarını ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Ankara-Brüksel ilişkilerinde “normalleşme” hedefliyor özüyle…
O zaman belki Kıbrıs’a da “bahar” gelecek!


“Türkiye - Avrupa arasında en önemli görüş ayrılığı Kıbrıs”

turkiye-avrupa-arasinda-en-onemli-gorus-ayriligi-kibris.jpeg
Avrupa Komisyonu’nun üç gün önce açıklanan yeni AB-Türkiye ilişkileri raporunda en önemli görüş ayrılığı olarak Kıbrıs öne çıkıyor.

Türkiye’nin Birleşmiş Milletler çerçevesi dışındaki Kıbrıs siyaseti Avrupa’da kabul görmüyor.

“Doğu Akdeniz'de istikrarlı ve güvenli bir ortamın sağlanması Avrupa Birliği'nin stratejik hedefidir” diyor rapor ve şu vurguyu yapıyor:

“Başta Kıbrıs sorunu olmak üzere Türkiye ile yakın ilişkiler kurmak, aynı zamanda Yunanistan ile iyi komşuluk ilişkilerinin önemi göz önüne alındığında hayati öneme sahiptir.”


***

Adada “çözümsüzlüğü” örgütleyenler, en önemli barış projesi olarak Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’ı bütünleştirme potansiyeline sahip Avrupa Birliği’ne karşıdırlar.

Kıbrıslı Türkleri, Avrupa’dan uzaklaştırmak istiyorlar. Kıbrıs’a 1974 sonrası göç eden adalıların çocuklarının Avrupa Birliği üyeliği şansını da yok ediyorlar böylece…

Kazakistan gibi Kırgızistan gibi ülkelerle ilişki öneriyorlar…
Avrupa yerine…

***

Raporda da anlatıldığı gibi “Türkiye-AB ilişkileri kırılgan…”
Ya Kıbrıslı Türkler…
Tam da uçurumun eşiğinde…
Toplumsal varlık adına…

Kıbrıs’ta ya iki ayrı devlet kalacak, Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti…
Ya da Kıbrıslı Türkler, Avrupa Birliği üyesi bir devlete katılacak.
Manzara netleşiyor günbegün!
Birileri gözlerinizi bağlarken…
Yine de…
Görmesini bilene…

Bu yazı toplam 2110 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar