Mahkeme, aileleri dinliyor: "Adaletin er veya geç bu salondan çıkacağını biliyoruz"
Şampiyon Melekler takımından Doruk ve Alp Akın'ın babası Osman Akın, mahkemede 6 Şubat öncesini ve sonrasını anlattı.
35’i Kıbrıslı Türk sporcu ve öğretmenlerden oluşan kafilenin yanı sıra toplam 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasında bugün ikinci duruşma gerçekleşiyor...
Adıyaman Adliyesi’nde dün başlayan duruşma, 11 sanığın ifade vermesinin ardından bugün 127 müştekinin dinlenmesiyle devam edecek. Müştekiler arasında Şampiyon Melekler’in aileleri, yine İsias Otel’de hayatını kaybeden turist rehberleri ile söz konusu otel çalışanları bulunuyor.
Bu kapsamda mahkeme, Şampiyon Melekler takımından Doruk ve Alp Akın'ın babası Osman Akın'ı müşteki olarak dinledi.
Akın, mahkemede 6 Şubat öncesini ve sonrasını anlattı."Adaletin er veya geç bu salondan çıkacağını biliyoruz" dedi.
Akın'ın mahkemede kullandığı sözleri şöyle:
"Doruk ve Alp Akın’ın babasıyım. (Gözyaşlarına kaldı) Sanıkların tümünden şikayetçiyim. Hem öğretmendim hem de dönemin okul aile birliği başkanıydım. Kıbrıs’ta şampiyon olan can parçalarımızdan sonra buraya gelecektik. Seçeceğimiz otelin güvenli olması bizim için çok önemliydi. İsias müdürü Cuma Tufan ile iletişime geçtik. Kendisiyle iletişim halindeydik. Patronunun içtiği sigarayı bizden rica etti ve aldık. Otele geldiğimizde Cuma Tufan bizi patronumuz diye Mehmet Fatih Bozkurt ile tanıştırdı.
5 Şubat sabahı ben Adıyaman’dan ayrılıp Kahramanmaraş’a geçecektim. Ayrılacağımda çocuklarımı son kez gördüm. (Ağlıyor) Otelde kalsaydım şu an belki ben de hayatta olmayacaktım. Evet büyük bir depremdi ama şu an karşınızda olduğuma göre benim Kahramanmaraş’ta kaldığım otel çok sağlam olan bir binada bulunuyordum demek ki. Depremin olduğu ve otelin yıkıldığını eşimin mesajıyla öğrendim. Benim dünyam yıkıldı. Sağ salim bırakıp çocuklarımı.. çok yanlış bilgiler çıktı ortaya. Doruk çıktı dediler Alp nerede dedim. O kadar kaos bir ortam vardı ki 11 ili alan bir felaket. Çocukları sağlam güvenli bir yere alabilmek için çırpındık. İsias’a 6 Şubat’ın sabahı öğleden sonra gelebildim. Otelin önüne geldiğimde gördüğüm manzara sadece bir kum yığınıydı. Otelde 72 can gitti. Öldü lafını kullanamıyorum duymak ta istemiyorum. 11-14 yaş arası çocuklarımız umutlarımız, hayallerimiz o kum yığını içinde gömüldüler. Hep umut içindeydik. İnsan evladına ulaşacak ve bütün olması için dua edecek. Bu ne demektir? Orada gördüğüm manzara malzemeden.. Bütün aileler çocuklarına ulaşabilmek için elleriyle kazıdılar. O kadar adi yapılmış bir binaydı ki elleriyle kazıdılar. En iyi kararı vereceğinizi biliyoruz. Ama maddi bir gerçek var. Çocuğun yüzünü görüp de tanıyamamaktır. Çocuğunu tabuta koyup getirmek ve burada olan herkesin hayatının yarım kalmasıdır. Türk yargısına güveniyoruz. Adaletin er veya geç bu salondan çıkacağını biliyoruz."