Adalı Cinayeti: “Abi, halloldu o iş”
Türkiye’de “Organize Suç Örgütü Lideri” olarak hüküm giyen ve daha sonra yurt dışına kaçan Sedat Peker, sosyal paylaşım sitesi YouTube'dan yayınladığı video serisinin 7.'sinde, Kutlu Adalı cinayetini anlattı.
Türkiye’de “Organize Suç Örgütü Lideri” olarak hüküm giyen ve daha sonra yurt dışına kaçan Sedat Peker, sosyal paylaşım sitesi YouTube'dan yayınladığı video serisinin 7.'sinde, Kutlu Adalı cinayetini anlattı.
Peker, cinayetle ilgili azmettirici olarak Korkut Eken ve Mehmet Ağar'ı işaret etti.
“1996’da Kutlu Adalı’nın cinayetine değineceğiz dedik, söz namus” diye söze giren Sedat Peker, şu iddialarını anlattı:
“Korkut Eken’le Mehmet Ağar’la hep beraberiz… (O dönem Ağar emniyet genel müdürüydü, Eken de emniyete bağlı özel harekatın başıydı) O zaman genciz, vatanseveriz… Bana dedi ki ‘Kıbrıs’ta bir adam var, bu Kıbrıs’ı Rumlara satmak istiyor. Bana iki profesyonel bul.’ Bi doldur boşalt, bi doldur boşalt bizi… ‘Kendi öz kardeşimi vereceğim’ sana dedim. ‘Atilla Peker’i…’ dedim, ‘Çok iyidir bu işte, uzmandır. Sokaklardan yetişti.’ THY biletlerden bakabilirler; Korkut Eken ve Atilla Yıldırım bu cinayetten ne kadar önce gittiler… Ama yüce Allah o insanın kanını bize nasip etmedi. Ya adam namuslu adam, bugünleri görmüş, bunun için çalışmış, Rumlara ülkeyi satacağı falan yok. Hep böyle yapıyorlar; vatanseverlik vatanseverlik milleti coşturuyorlar, herkesin birbirine sokuyorlar. Aradan zaman geçti, döndüler üç dört gün sonra… Korkut abi dedi, ‘Tekrardan gideceğiz.’ Sonradan bunlara bağlı başka bir ekip öldürmüş. Karşılaştık Korkut abiyle.. ‘Abi..’ dedim, ‘Halloldu o iş…’ Ben öldürsem öldürdüm derdim. Allaha yemin olsun, söyle oldu. Orada bir yeri soymuşlar, adam bunu yazıyor, kumarın, uyuşturucunun Kıbrıs’ı gitgiden ele geçirdiğini anlatıyor… ‘Kıbrıs’ı Rumlara satıyor’ diyorlar…” Peker, “Kaç kişi böyle gitti” diyerek, cinayetle ilgili azmettirici olarak Korkut Eken ve Mehmet Ağar'ı işaret etti.”
Peker, “Kaç kişi böyle gitti” diyerek, cinayetle ilgili azmettirici olarak Korkut Eken ve Mehmet Ağar'ı işaret etti.
Peker ayrıca “uyuşturucu trafiği”ne yönelik para transferinde Kıbrıs’ı işaret etti, Girne’deki bir otel&casino sahibinin ismini verdi. Peker, uyuşturucu trafiğinin Halil Falyalı tarafından yönetildiğini iddia etti.
Peker 'Halil Falyalı' dedi, Falyalı, 'İddialarla alakamız yok' açıklaması yaptı
İddialara ilişkin Gazeteci Cüney Özdemir'e konuşan Halil Falyalı ise, “Ortaya atılan iddialarla hiçbir alakamız yok” dedi, “Hiçbir zaman uyuşturucuyla ilgili faaliyette bulunmadık. Bu konuda ne sabıkamız ne de mahkememiz yok” dedi.
“Yasa dışı bahis” konusunda da konuşan Peker, bu yönde Kıbrıs’taki bağlantılarla ilgili iddialar ortaya attı.“Kıbrıs’ın şu anki Cumhurbaşkanı iyi adam, gerçekten iyi adam” diyen Sedat Peker, “Uyuşturucu ve kumarın merkezi için yapılan çalışma eskiye dayanıyor” şeklinde konuştu.
Cüneyt Özdemir'le Halil Falyalı'nın röportajını izlemek için tıklayınız!
Yine Soylu’ya
TC İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ayrıca TC eski Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’a yönelik iddiaları ile önce çıkan Sedat Peker, “Daha çok konuşacağız. Artık parça parça değil” sözlerini kullandı.
Sedat Peker’in videosunda Kıbrıs ile ilgili iddiaları:
Kutlu Adalı kimdir?
Kutlu Adalı, 1935'te Lefkoşa'da doğdu. Uzun yıllar araştırmacı-yazar olarak Kıbrıs'a unutulmaz eserler kazandırdı. 1961 - 1972 yılları arasında Rauf Denktaş'ın da özel kalemi olarak görev yaptı. Daha sonraki yıllarda ise en önemli muhalifi oldu, Kıbrıs'ın bağımsızlığını savundu.
YENİDÜZEN'de yıllarda 'Mavi Kıbrıs Notları'nı yazdı.
6 Temmuz 1996 günü evinin önünde vurularak öldürüldü. Kıbrıs’ın kuzeyinde, Türkiye’ye bağlı olarak görev yapan güvenlik makamlarının başlattığı soruşturma sonuç vermedi ve cinayeti kimin işlediği belirlenemedi.
Eşi İlkay Adalı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine dava açtı. 31 Mart 2005'te mahkeme, cinayet hakkında yeterli ve inandırıcı araştırma yapılmadığı gerekçesi ile Türkiye'yi mahkûm etti.
Cinayetinin arka planında Adalı'nın ikon müzesi olarak görev yapan ve "paha biçilmez" eski eserlerin yer aldığı St. Barnabas Manastırı'nda yaşanan silahlı bir baskını araştırması yer alıyor.
İlgili olay, 14 Mart 1996'yı 15 Mart'a bağlayan gece gerçekleşti; manastırdaki üç nöbetçiyi saf dışı edip bir odaya kilitleyen maskeli ve silahlı kişilerin neler çaldığı açığa çıkarılamadı. Adalı, baskından dokuz gün sonra, 23 Mart günü baskında “KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı”na bağlı araçların kullanıldığını açıkladı.
Kutlu Adalı, ölümünden iki gün önce meşhur ‘Sopa ve Sıpa’ yazısını kaleme aldı.
O yazısında “Anavatan-Yavruvatan politikası, gelen Türk giden Türk, ölen Türk, öldüren Türk politikasını doğurmuştur” demiştir.