ADAM OLMAK…
"Ne kazandım diye sevin,
ne yıkıldım diye yerin"
İnsanı daha insanca yaşatmak, toplumu ileriye taşımak için aslında sadece bir araç olan politikanın hırslı insanların yaşamında nasıl da amaca dönüştüğünü görmek beni şaşırtmıyor da; bunun için hiç çekinmeden ruhlarını şeytana sattıklarını görmek gerçekten tüylerimi diken diken ediyor. Ulusal Birlik Partisi’ndeki sıra kavgaları; kendine, donanımına, topluma yapabileceği hizmete değil de, liderin onu hangi sıraya koyup kollayacağına güvenen ve bu bağlamda politika ya da siyasetçilik oynamaya soyunmuş insanları izliyorum. DP - UG’deki dudak uçuklatan rüşvetler… İnsan pazarında kana susamış sırtlan avcılar misali acaba nereden kim kaçacak ve biz nasıl kapacağız hesapları... Hepimiz de gördük ki, DP-UG son ana kadar aday listesini açıklamadı. “Başka birileri bir yerlerden kaçar da kaparız” hayaliyle bekledi. TDP tek kelimeyle harakiri yaptı. TKP geleneği gibi bir demokratik oluşumun mirası üzerinde oturan bu parti, üç önemli ismini; hem de topluma katkı sağlayabilecek üç önemli değerini, akıl almaz hesaplar nedeniyle liste dışı bıraktı.
KAYGILARIMIZIN KAYNAĞI…
Hep söylerim, bu seçim sistemiyle ve demokrasilerde olmazsa olmaz siyasi partilerdeki lider sultalarıyla bu adanın Kuzeyinde demokratikleşme ve sivilleşme anlamında ezber bozulabileceğine inanmıyorum. Yine de yüreğimiz bu topraklar ve bu coğrafya için çarpıyor işte… Ve her şeye rağmen umut etmek, her partiden değerli insanların meclise gittiğini görmek istiyoruz. İşte bu kaygıyla yazıyor ve konuşuyoruz.
Ve kim ne derse desin; yine gördük ki, en demokratik aday belirleme sürecini Cumhuriyetçi Türk Partisi - Birleşik Güçler gerçekleştirdi. Parti içinde sandığa gitti. Yüreğini koyup müracaat eden adaylar arasında kendi delegesine, tabanına seçim yapma hakkını verdi. Listesine istenilen düzeyde olmasa da, kadın adayları aldı, genç, donanımlı insanlara yer verdi.
Şimdi aday belirleme sürecini geride bıraktık. Yine seçime kadar önümüzde bir demokrasi sınavı var. Umarım seçim gezilerinde adaylar projeleri, parti programları ve toplumun önünü açacak, aydınlatacak söylemleriyle yarışırlar. Birbirlerini keserek, her şeye rağmen kazanmak uğruna gece - gezer seçim fareleriyle işbirliği yaparak ruhlarını şeytana satmazlar.
Ben kendi adıma birilerine ağır gelse de, seçime dek bu köşeden yazmaya devam edeceğim. Kendimce doğruları, bize dair olması gereken dosdoğruları söyleyeceğim.
RUDYARD KIPLING’İN ŞİİRİ…
Her seçim dönemi dilime dolanan bir şiir var. Hindistan doğumlu Nobel ödüllü İngiliz şair Rudyard Kipling’in bir şiiri. Şiirin İngilizceden çevirmeni ise kendisi de şair olan Bülent Ecevit... Tüm adaylara ‘naçizane’ okumalarını tavsiye ederim. İşte, o şiir:
NE KAZANDIM DİYE SEVİN,
NE YIKILDIM DİYE YERİN…
"Çevrende herkes şaşırsa,
Bunu da senden bilse,
Sen aklı başında kalabilirsen eğer,
Herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır,
Hem kendine güvenirsen eğer,
Bekleyebilirsen usanmadan,
Yalanla karşılık vermezsen yalana,
Kendini evliya sanmadan
Kin tutmayabilirsen kin tutana.
Düşlere kapılmadan düş kurabilir,
Yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer,
Ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir,
İkisine de vermeyebilirsen değer.
Söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz,
Kandırabilir diye safları, dert edinmezsen,
Ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz,
Koyulabilirsen işe yeniden.
Döküp ortaya varını yoğunu,
Bir yazı turada yitirsen bile
Yitirdiklerini dolamaksızın dile
Baştan tutabilirsen yolunu.
Yüreğine sinirine dayan diyecek
Direncinden başka şeyin kalmasa da,
Herkesin bırakıp gittiği noktada,
Sen dayanabilirsen tek
Herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen,
Unutmayabilirsen halkı, krallarla gezerken
Dost da düşman da incitemezse seni
Ne küçümser, ne büyültürsen çevreni
Her saatin her dakikasına
Emeğini katarsan hakçasına
Her şeyi ile dünya önüne serilir
Üstelik oğlum, adam oldun demektir."