1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Adanın tümü evimiz
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Adanın tümü evimiz

A+A-

Umutlandım.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Direktörü Hans Kluge, salgının yaklaşık 10 ay sonra biteceği tahminini yaptı.
Bir yıl oldu.
Hayatlarımız adeta dağıldı.
Hepsi hepsi bir 10 ay daha sabredeceksek...
Keşke” diyorum.
Umarım Hans haklıdır.

*  *  *

Elbette hastalık devam edecek, “yeni normal”e alışacağız, henüz bizim eski “anormal”e ayak uyduramamışken...
Korona” da “grip” gibi gündelik bir hastalığa dönüşecek.
Sahi siz bu yıl grip ya da nezle oldunuz mu?
Sosyal mesafe” salya sümük hallerini de önlüyormuş demek!
Artık öyle ortalık yerde kucaklaşma seansları kalmayacak. El sıkmak hele öpmek “ayağa” düşmeyecek (!)

*  *  *

Salgın süreci kimilerinin de gerçek yüzünü ortaya çıkardı.
Misal, gerçekten çalışmak isteyenler ve istemeyenler... Paylaşmak isteyenler ve istemeyenler... Dayanışmacılar ve benciller... Üretenler ve sömürenler... Bir işe yarayanlar ve yokluğu, aslında hiç de hissedilmeyenler.
Var’la yok arasında yeni bir oyun kuruldu. Yeni maskeler yüzlere takılırken, yüzsüzlüğün maskeleri yerlere saçıldı.

*  *  *

Gördük ki, özellikle kamu hizmeti anlamında, kimi insanlar boşu boşuna sırtımızdan maaş alıyorlar.
Aslında işler “yarı personelle” de sürüyor.
Kimi alanlarda ise yeni bir organizasyona, nitelikli istihdama, yetenekli insan kaynağına ihtiyaç var.
Bu “düzen” gerçekten “yalan”la büyüyor.

*  *  *

Özelde çalışanların ne bir yönetimi, ne bir devleti olduğunu da iyice anladık bu süreçte... “Sosyal” değil “ceberut” bir devletimiz olduğunu...

*  *  *

Salgında normalleşmeye dair yeni aşamaya “günlük istatistikler yayından kalktığı zaman” geçilir diye düşünüyorum.
Eğer her gün kalp krizleri, kanser ve diğerlerinin verileri de canlı yayınlansaydı, dünya bir korku tüneline dönüşürdü.

*  *  *

Kimileri bu rakamlar sayesinde tedbir alındığını, yoksa herkesin iyiden boş vereceğini düşünebilir.
Hiç ilgisi yok bence!
Mesele “bilinç” ve “denetimdir.”
Bir de yaptırım!

*  *  *

Bir sene geçti, salgına yönelik bir “denetim organizasyonu” yapılmadı halen... “Kriz Masası” dahi kurmadık bu süreçte! Düşe kalka ve savrularak ilerledik.
Bir 10 ay daha dayanırız sanırım, eğer Dünya Sağlık Örgütü haklı, hepimiz biraz akıllıysak...

*  *  *

Şimdi artık “barikatları ne zaman açacağız” sorusuna da yanıt bulmalıyız.
Aşı ve hızlı testler bu amaçla kullanılabilir bal gibi!
Birbirimize kapılarımızı açmazsak, dünyaya nasıl açılacağız?

*  *  *

Ekonomi değil tek derdimiz.
Çünkü...
Bu adanın tümü evimiz!

 

Bu yazı toplam 1903 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar