1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Ada’yı sanata bağlamak
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Ada’yı sanata bağlamak

A+A-

Trodos'ta araba lastikleri parçalandı!..
Meclis'ten 'enosis' için karar çıktı!..
Mide bulandırıcı işler...
Hepsi “oyun” aslında!
Yarınımızı “kırmak” adına olabildiğince “karanlık”, epeyce “çirkin” oyunlar bunlar!
Tüm bu oyunlara karşı "yeni bir 20 Temmuz mu istersiniz" diyen efelenmeler ya da kışkırtıcı nutuklar değil çözüm...
“Nefret” dili birbirini besliyor, umudumuzu kanatıyor; acı, göç, yıkım bırakıyor geride...
“Ada”yı sanata bağlamanın saati şimdi!
O nedenle “oyun” arıyorsak, sözü ustalarına bırakalım, evrensel bir ışığa...
Geleceği inciten onca çirkinlik arasında, anlamlı bir oyun çıktı sahneye...
Hem de ortak dramımızı yansıtan bir oyun.
Medyada manşete çekmemişsek hep birlikte, ortak ayıbımız aslında...
Dört yırtık tekerlek kadar kıymet vermemişsek, günahı boynumuza...
“Kayıp” oyunu, güneyde oynuyor, Rumca...
Kıbrıslı sanatçılar birlikte sahneye çıkıyor, Satirigo Tiyatrosu'nda...
Aliye Ummanel'in yazdığı oyunu izlemek için mutlaka gideceğim.
Çok istesem de ilk gösterimde, orada olamadım ama o atmosferi yaşayacağım...
Lefkoşa Belediye Tiyatrosu, özellikle Yaşar Ersoy'un öncülüğünde, senelerdir tiyatronun evrensel gücüyle sınırları aşıyor.
"Peki ne oluyor" diyeceksiniz!
Çok şey... Gün be gün artıyor barış kültürü.
Siz bakmayınız fanatiklerin sesinin hemen çoğaltıldığına!
Barışın sesi daha bilinçli, çok daha bilge!
“Birlikte çalışıp, birlikte üretmeye, birbirini anlamaya çalışmaya barış diyoruz” sözleriyle çıkmış sahneye Aliye...
Yarının özeti bu aslında...
Birlikte üretmek, birbirimizi anlamak!
Kıbrıs ülkesinin yurttaşı olmak bilinciyle geleceğe sarılmak...
Bu ülkeyi sevmek, birlikte...

aliye.jpg


Güneyde ne olmuş, ne bitmiş...

Tam da anlamadım ya, güneyde ne olup bittiğini...
Kıbrıslı Rum gazeteci arkadaşıma sordum:

  • Ne yaptı sizinkiler?
  • Aptallık!
     
  • Kuzeydeki tepkileri nasıl yorumluyorsun?
  •  Niye bu kadar abartıldı ki?
     
  • Abartılmamalı mı?
  • Ortada bir ‘bayram ilanı’ yok. Kıbrıs’ın tarihinde yer alan bir günün, okullarda programa alınması var. Yani ülke genelinde tatil, tören falan değil.
     
  • Çözüm sürecinde bu şart mıydı?
  • Aptallık olduğunu söyledim zaten. Şu açıdan! 1950’de Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için imza toplanmış, Yunanistan da reddetmiş o imzaları. Ama o gün, tek bir kimsenin burnu kanamamış. Ortaya da zafer falan çıkmamış. Hepsi hepsi başarısız bir deneme yaşanmış.
     
  • Peki ne olacak?
  • Başkanın isterse veto yetkisi var, ancak, seçim sürecinde bunu yapmaz. Hele de on binlerce insanın varını yoğunu kaybettiği bir gün kuzeyde bayram olarak kutlanırken...

 


Yeni mesai saatleri

Biliyorum, kamu görevlisi pek çok dostumuz farklı düşünüyor ancak, bir yanlıştan geri dönüldü!
Yöntem yanlış olabilir.
Tabii ki sendikalar üyelerinin talepleri için hak arayacak.
Ama çok daha geniş kitlenin, ‘hizmet alanlar’ın beklentisine de kulak vermek gerekiyor.
Yeni mesai sistemi, eskisine göre niye daha iyi?

  • Haftada 39 saat!
  • Yemek saati için son derece insani ve makul bir zaman aralığı var.
  • Kimse, iş yaparken atıştırmak, hizmet verirken öğün çiğnemek zorunda kalmayacak
  • Yurttaşın hizmet hakkı uzayacak, hele özelde görev yapan on binlerce insan, kamudan hizmet almak için öğle arasına sıkışmayacak.
  • Cuma günleri, hafta sonu tatiline hazırlık açısından saat 16:00'da mesainin tamamlanması da iyi düşünülmüş.
  • Ülke genelindeki çalışma saatleriyle çok daha uyumlu, adil ve eşitlikçi.
  • Umalım ki, özelde de haftalık 39 saatlik çalışma için denetim ve bilinç başarılır!

Özellikle marketlerde durum felaket!

Bir de pazar günleri inşaatlar!

 

Bu yazı toplam 2371 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar